Sezon başından bu yana her hafta oynadığı etkisiz oyun ve aldığı kötü sonuçlarla hızla kan kaybeden temsilcimiz İnegölspor, geçtiğimiz hafta içerisinde Sarıyer’e evinde yıkıldıktan sonra Pazar günü Ankara’da grubumuzun genç ve mütevazi kadrolu takımlarından Hacettepespor’a da tek golle boyun eğerek, kan kaybetmeye devam ediyor. Bir kaç hafta önce İsmail Ertekin ve ekibi ile yollarını ayırmak zorunda kalan yönetim, Fatih Akyel’i takımın başına getirerek kötü gidişe dur demek istedi. Ancak yeni yönetimin ve teknik direktör İsmail Ertekin’in büyük umutlarla yaptıkları bu kadronun, bu kötü gidişe dur demeye niyeti yok. Çünkü oynadıkları oyun ve aldıkları neticeler bunu söylüyor. Hacettepe maçına gitmişsin, iki gün önce evinde sürekli yendiğin Sarıyer’e çok kötü bir oyunla yenilmişsin, önünüzde kolay bir maç var. Maç Ankara’da da olsa rakip güçlü değil, bunu biliyorsunuz. Sarıyer maçını bir kez daha ekrandan izleyip, bir özeleştiri yapsanız, tecrübeli oyuncularımızın önderliğinde kendi aranızda kafa kafaya verip, Sarıyer maçındaki hataları, isteksizliği, durgunluğu bir konuşsanız, biraz da özveri gösterip Ankara’ya giderken kenetlenseniz, bu güzelliği de sahaya yansıtsanız, maçı 79 dakika gol yemeden getirmişsiniz, biraz daha dişinizi tırnağınıza takıp 11 dakika daha dayansanız bu maçtan 1 puanla ayrılabilirdiniz. En azından yenilmemiş olurdunuz. Görünen o ki bunların hiçbirini yapamamışsınız. Böyle olunca da sonuç kaçınılmaz olarak böyle olur. Buna tabi ki üzülüyorsunuz. Üzülmeniz de gerekir. Ancak artık üzülme zamanı değil, toparlanma zamanı. Herkesin kapasitesini biraz zorlayarak, performanslarınızı arttırma zamanı. Bu oynadığınız oyun ve gösterdiğiniz gayretle, İnegölspor camiasını ve İnegölspor’un Türkiye liglerindeki ayrıcalıklı yerini göremiyor, idrak edemiyorsunuz. Sevgili oyuncu kardeşlerim, bu eleştirilere belki üzülüyorsunuz ancak geçtiğimiz sezon Münür Kaner başkanlığındaki bir avuç idareci, maddi ve manevi zorluklar içerisinde elde kalan kadroya, o imkansızlıklar içerisinde yapılan transferlerle İnegölspor Kaptan Bilal ve Okan Deniz devre arasında sakatlanmasalar güle oynaya Play-offa kalabilirlerdi. Bunu bir düşünseniz, biraz değerlendirseniz, doğru yolu bulacaksınız. Geçtiğimiz sezon birçoğumuzun bu takım küme düşer dediğimiz İnegölspor, Play-offun kapısından döndü. Bu size bir örnek teşkil etmez mi? Sizi motive etmez mi? Sizi hırslandırmaz mı?
Sonuç olarak Hacettepe yenilgisi geride kaldı. Bu Cumartesi günü evinde zorlu bir rakibi ağırlayacak. Utaş Uşakspor 17 puanla 4.cü sırada. İnegölspor’umuz 6 puanla 15. sırada. Bu maça bir kere Hacettepe maçına çıkan kadro ile çıkılmaz. Kalede Şener takım toparlanırsa hemen toparlanır. Geride Orhan-Bilal-Volkan ve geçtiğimiz sezon 2. Ligin en iyi sol beklerinden biri olan Osman’dan yararlanmak lazım. Orta sahada Gümüşhane’de birçok başarıya imza atmış Serhatla konuşmak, onu kazanmak lazım. Emirhan iyileştiyse devam etsin. Okan Deniz artık kulübeye bakmadan oynasın. Birhan’la konuşup ondan beklentileri kafasına sokmak lazım. Forvet arkasına Yasin Görkem de ısrar edip, onu ateşlemek ve eskisi gibi buralardan rakip kaleleri şut yağmuruna tutmasını istemek lazım. İleride Raif-Yaşar-Ahmet Hakan-Cengiz arasından kim iyi ise, onları sahaya sürmek lazım. 25 yıldır İnegölspor’u takip eden ve yazan biri olarak ciddiye alırlar mı, bilemem ancak İnegölspor’umuzun bu gidişattan en kısa sürede kurtulması lazım. Bunu maalesef Pazar günü Hacettepe karşısında yapması gerekiyordu, olmadı. Bu hafta zor bir rakip karşısında olur mu, bilemeyiz. Bu kadar maddi fedakarlıklarla kurulan bu kadar alternatifli ve tecrübeli bir kadronun bu kadar kötü oynamaya, tribünleri kahretmeye hakkı yoktur. Biran önce kenetlenip Uşakspor’u sahadan silerek, yeni bir sayfa açmasını bekliyoruz. “İnanmak başarmanın yarısıdır.” İnanın gerisi gelir. İnegölspor’un başarısını yazmak dileğiyle…