Evinde Altınordu ile golsüz berabere kalan temsilcimiz İnegölspor, geçtiğimiz Cumartesi günü Sarıyer deplasmanında Fatih’in golü ile öne geçmesine rağmen maçın iki kısa bölümünde yakaladığı 2 pozisyonu golle sonuçlandırıp puan veya puanlar için umutlanmasına rağmen maalesef yeni teknik direktörümüz İbrahim Dağaşan’ın gelişiyle başlattığı üçlü savunma sistemi lider Sarıyer maçında kalemizde gördüğümüz yağmur gibi gelen gollerle hezimetle sonuçlandı. Dağaşan takımımızın başına birkaç hafta önce geldi. Takımımızın kapasitesini objektif biçimde göremediği için transfer tahtası kapalı olan bu takıma kafasında planladığı üçlü savunma sistemini uygulamaya başladı. İlk maçında 1461 Trabzon deplasmanında bu sistemle 3 puana ulaşınca sisteme devam etti. 2.yarının ilk maçında Altınordu maçında rakip takım beraberliği hedeflediği için, üçüncü bölgede yoğunlaşmadığı için üçlü sistemimiz bir şekilde işledi, yani zarar vermedi. Altınordu maçından sonra yazdığım köşe yazımda bir konuya dikkat çektim. Sezon başından bu yana bizim takımın en etkili ve istikrarlı oyuncusu İsmail Zehir’in Dağaşan tarafından üçlü müdafaaya çekilmesinin orta sahamızı zayıflattığını, özellikle evimizde oynadığımız maçlarda daha atak oynamak için orta sahamızın daha etkili olması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Bu zaaflar Sarıyer deplasmanında çok daha açıkça görüldü. Evet üçlü savunma her rakibe karşı uygulanmaz. Hele hele Sarıyer gibi zirvedeki bir takıma karşı hiç uygulanmaz. Evinde oynadığın zayıf takımlara karşı üçlü savunma olumlu sonuç verir. Ancak sizden daha güçlü takımlara karşı sonuç vermez. Sarıyer maçında bunları üzülerek izledik.
Rakip Sarıyer takımı Süper ligde yıllarca mücadele etmiş, mazisi Türk futboluna ve milli takımlarımıza yetiştirdiği önemli oyuncularla isim yapmış köklü bir takım. İnegölspor’la yıllarca aynı gruplarda yer almış bir takım. Yakınlarım nedeniyle bir ayağımın İstanbul’da olması nedeniyle Sarıyer deplasman maçlarını her yıl izleme fırsatı buluyorum. Sarıyer bu sezona çok güçlü transferler yaparak şampiyonluk hedefi ile başladı. İlk 3 maçında istediği sonuçları alamayınca hemen teknik heyetlerini değiştirerek yoluna devam etti. Bu değişiklik güçlü kadrosuyla birleşince kısa sürede zirveye oturup orada kalıcı olmaya başladı. İlk maçta İnegölspor’la golsüz berabere kaldıkları için bu maça daha istekli ve tempolu başladılar. Ancak planladıkları oyunu maçın ilk yarım saatinde bir türlü uygulayamadılar. Bu arada kalelerinde golü de görünce yaptıkları hataları görüp oyuna ağırlıklarını koyarak oyunun her yerinde etkili olmaya başladılar. Nitekim bu baskılar İnegölspor müdafaasının kişisel hataları orta sahalarının oyundan düşmeleri nedeniyle aradıkları beraberlik ve ardından galibiyet golünü buldular. Bu baskılı oyunlarını devam ettirerek 2.yarıya tam 4 gol sığdırdılar. İlk yarının ilk yarım saati ve 3-1’den sonraki 10 dakikada İnegölspor biraz dikkatli olabilseydi, sonuç bu kadar farklı olmayabilirdi. Kısaca Sarıyer bu maçta beklemediği farklı bir skorla ayrıldı.
İnegölspor’a gelince teknik heyet maça yine üçlü bir savunma sistemiyle kalede Egemen, müdafaada Batuhan Çakır-İsmail Zehir-Mustafa Emre, ortada Sadık Arda-Yusuf-Uğur-Alimert, ileride Alican-Fatih-İbrahim Can tertibiyle başladığı maçın 2.yarısında Alican’ın yerine Recep Efe, Uğur’un yerine Mustafa Tetik, Yusuf’un yerine Batuhan Günaldı, Fatih’in yerine Hasan Alp oyuna alındı. Bu değişiklikler takımımızı ateşlemeye yetmedi. Hatta ilk yarıdaki direnç daha da düştü. Maça iyi başlayan ve bu etkili oyununu Fatih’in 19 dakikasında attığı gölle süsleyen takımımız bu dakikadan sonra oyundan düşerek rakip takıma orta alanı teslim edince rakip takımın etkili orta saha oyuncularının 2.ligin en etkili golcüleri Kemal ve Sertaç’la kalemizde cirit atmaya başladılar. Bu baskı üçlü müdafaamızın erken çöküşüne neden oldu. Bunun sonucunda da özellikle 2.yarıda kalemizde yağmur gibi goller geldi. Bütün ikili mücadeleleri rakip takım kazanınca Dağaşan’ın tribünde olması nedeniyle yardımcılarının kulübeden müdahaleleri farkı azaltmadı. Kalecimiz Egemen, Altınordu maçında etkili ve hatasız bir oyun oynadı. Ancak bu maçta aynı başarıyı gösteremedi. Müdafaamız Kemal Rüzgar- Sartaç Çam- Emirhan-Onur Eriş gibi tecrübeli oyuncular karşısında hata üstüne hata yaptı. Orta sahamız rakip orta sahaya teslim olunca forvetimizde onlara uyunca İnegölspor seyretti, Sarıyer oynadı, attığından fazlasını kaçırdılar. Bu da başka bir gerçek. Oyuna sonradan giren oyuncularımız maalesef içeridekileri zorlamıyor. Bu kadar kişisel hataların olmaması gerekiyor. Sarıyer bu kadar farklı kazanmasına rağmen hatasız oynamadı. İlk golü biraz koruyabilseydik telaşları artabilirdi. Müdafaalarında birçok hata yaptılar ancak bizim orta saha ve forvetimiz bunları değerlendiremedi.
Sonuç olarak İnegölspor, Dağaşanla ilk 3 maçtan 5 puan çıkarınca Sarıyer deplasmanına umutlu gitti. Puan veya puanlar almak umuduyla gittikleri bu zor deplasmanda lidere karşı üçlü savunma sistemiyle maalesef hezimete uğradı. Doğrusu bu farklı sonucu Sarıyer takımı dahil hiçbirimiz beklemiyorduk. Bu hezimet umarız takımımıza ders olur. Çünkü bundan sonra önümüzdeki hafta ligden çekilen Afyonspor maça çıkmadığı için 3-0’la bay geçecek. Ardından arka arkaya 2 deplasman maçımız var. İskenderun ve Kepez deplasmanlarında daha etkili ve kişisel hatalardan uzak maçlar oynayarak puan veya puanlarla dönmelerini umuyoruz. Bunu yapabilmek için kulübedeki oyuncularımızın kendilerine çeki düzen vererek içeridekileri zorlamaları şarttır. Dağaşan’ın bizlerin huzurunda oyuncularına methiyeler düzmesi güzel bir davranış ancak maçlardan sonra kapalı kapılar ardında oynadıkları maçlarla ilgili değerlendirme ve eleştirilerini eksiksiz yapması gerekiyor. Bu duygu ve düşüncelerle İnegölspor’umuzun İskenderun ve Kepez deplasmanlarında başarılarını yazmak dileğiyle.
“BAŞKA İNEGÖL SPOR YOK”