Yazar, Alim Kahraman tarafından, Yazar ve düşünür Sayın, Rasim Özdenören ile ilgili “Işıyan Kelimeler” isimli kitap yayın hayatına kazandırılmış oldu. Alim Kahraman’ın daha önce de “Bir Duyarlığın Çağdaş Biçimleri” isimli kitabı bulunuyordu. Kitap, Kaknüs Yayınları tarafından hazırlanmış. Kitap’ta bir çok tanınmış yazarın imzası var. Yazar, Rasim Özdenören’i Edebiyat adamı olarak ele alıyorlar. Yazarlardan bazıları, Ebubekir Eroğlu, Selim İleri, Ahmet Kekeç, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Mustafa Kutlu, Sezai Karakoç, Ali Haydar Haksal, Alim Kahraman ve Erdem Beyazıt gibi.
Kitap’ta I. II. III. Oturum şeklinde, Alim Kahraman’ın Rasim Özdenören ile çeşitli konulardaki söyleşileri yer alıyor.
Ayrıca Rasim Özdenören’in Dergi ve Gazetelerde yayınlanan öyküleri, Rasim Özdenören hakkında hazırlanan Tez ve Kitaplar başlıkları adı altında kısa bilgilerde yer alıyor. Rasim Özdenören kendine has üslubu ile Alim Kahraman’ın sorularına ilginç ilgi çekici cevaplar vererek değişik yorumlarda bulunuyor. Rasim Özdenören bir kitabı okurken nasıl seyir izlediğini ise şöyle açıklıyor. Kitap’ta.
Ben okurken, kitabı çizerim, efendim, işaretler koyarım, altını çizerim, kenarlarına notlar koyarım, marjlarım. Mesela bir ‘Ö’ harfi koyarım. Benim için önemli anlamına gelir. Çizgilerimin, altına çizdiğim yerlerin ayrı bir önemi vardır. Her bir çizginin, benim indimde farklı bir anlamı vardır. Bazen alt alta getirdiğimiz zaman o sayfada bir cümle oluşturur, o çizgiler. Her paragrafta bir kelime alırım, ama alt alta getirildiğinde de eksiksiz bir, cümle oluşur. O benim için, Kitabı sonradan okumamda yardımcıdır. İşaretlerin neye, hangi rengin, hangi işaretin neye tekabül ettiğini bildiğim için, benim kitabı kendime göre bir kullanma tarzım var.
Kitap’ta, Rasim Özdenören’in, Edebiyat yolculuğundaki, yakın arkadaşı, Maraşlı hemşehrisi, şuan yayın hayatına devam etmeyen efsane edebiyat dergisi Mavera’yı birlikte çıkardıkları, Bürokrat, eski Milletvekili, Şair ve Yazar Sayın, Erdem Beyazıt ise “Müthiş Bir Ayrıntı Avcısıdır” başlıklı yazısı ile şunları dile getiriyor. “Toplumun orta kesitini, kasaba ve şehrin vasat insanını anlatan hikayeler. Medeniyet değişimi sürecinde toplumun derinden sarsılan değerler manzumesinin içinde bocalayan insanımızın dramını en ince nüansları ile yansıtır. Bu hikayeler. Çözülen aileler, çalışan, çarpılan, hasta ruhlar ince bir işçilik, bir portre sanatkarı dikkati ile ayrıntılı yansıtan üslup, Rasim Özdenören’in en belirgin özelliğidir. Özdenören, müthiş bir ayrıntı avcısıdır. Bu özellik yalnız hikayelerinde değil denemelerinde de kendini gösterir. Hatta birebir sohbetlerinde ayrıntıları nasıl kayda aldığı hemen fark edilir.
O’nun gerek hikayelerinde gerek denemelerinde fizik ötesine açılan bir kapı daima olmuştur. Özellikle “Denize Açılan Kapı” ve ondan sonraki eserlerinde Tasavvufun projektöründe yaklaşılan bir toplum ve insan çözümlenmesi görülür. Bu yönüyle henüz yeteri kadar ele alınıp irdelenmediği kanaatindeyim. Konu uzman araştırmacısını beklemektedir. Rasim Özdenören’in hikayeciliği kadar denemeciliği de özgündür. Kendine özgü nitelikler taşır. Sağlam mantık, “Mimari” bütünlük, yani inşa ve istif, fizikötesine uzanan boyut, ince ayar işçilik hemen akla geliveren özelliklerdir. Hiç şüphe yok ki, bizde oldukça, fakir bir alan olan deneme yazarlığında, Rasim Özdenören dikkate değer bir merhaledir.” (Kitap Postası – Erdem Beyazıt)
Ayrıca Kitap’ta, Rasim Özdenören, Alim Kahraman’ın “Yolculuk” hakkındaki sorusuna enteresan yorumlar yaparak cevap veriyor. R. Özdenören’in yolculuk hakkındaki görüşü: Yolculuğa çıktıktan sonra evi unuturum, silerim daha doğrusu. Unutmayı o anlamda söylüyorum. Geriye dönüp işte evim vardı, falan filan, kendime onu sıkıntı yapmak istemem, yapmam. “Platon’un muydu, yoksa “sokrates’in miydi, bir cümlesini hatırlıyorum. O cümle bende şu anlatmaya çalıştığım, yaşantım üzerine bir bilinç gösterdi. O’da şu bahsettiğim adı geçen, Filozof’a diyorlar ki: Filanca çok sık yolculuk yaparmış ama yolculuklardan hazetmezmiş, yolculuklardan hiçbir birikim elde etmezmiş. Bunun için ne diyorsun? Üstad, şu cevabı vermiş, demiş ki, o kişi öyleyse yolculuklarda kendisini de yanına alıyor. Ben işte kendini yanına alan birisi değilim. Bunu okudum da böyle değil. Okuyunca bu bana bu bilinci getirdi. Bende evden ayrıldıktan sonra artık ev olmaz. Fizik olarak unutuyorum, Efendim nankörlük ediyorum, haksızlık ediyorum bunlarla ilgili bir olay değil. O artık problem olmaktan çıkıyor. Yeni şeyler görmek istiyorum. Şimdi kendimi yanıma alsam, yeni evimi sırtıma alıp bütün mazimi hafızama alıp yeni şeylere bakacak olsam oradan belki de öğreneceğim şeyler çok azdır. Belki de hiçbir şey yoktur. Ama görüyorum ki, Ben en küçük yolculukta bile, bir sürü yeni şeyler görüp yakalayabiliyorum. Bu arada herhalde kendimi yanıma almamış olmaktan kaynaklanan bir şey.
Alim Kahraman’ı böyle bir kitabı, Rasim Özdenören sevenleriyle buluşturduğu için, tebrik eder ve başka çalışmalar içinde yepyeni ufuklara yelken açabilmesini dileriz.
Alim Kahraman’ın hazırlamış olduğu “Işıyan Kelimeler” Kitabı ile Rasim Özdenören, Edebiyat tutkunlarının gönüllerine yepyeni ışıklar saçmaya devam ediyor. Edebiyat tutkunlarının, Rasim Özdenören’in, eserlerinin tiryakilerinin ve geleceğin, edebiyat sevdalılarının da bu “Işıyan Kelimeler’den” faydalanabilmelerini ve onlarında gelecekte, edebiyat adına yepyeni ışıklar saçabilmelerini dileriz.