Son günlerde dünyada eşi benzeri görülmemiş en kanlı devrim, şüphesiz ki Mısır Devrimi!..
Darbe karşıtları ilk önce Rabiat-ul Adeviyye Meydanı'nda toplandılar ve dünya gündemine oturan ‘R4bia’ sembolünü kullandılar. 'Rabia' adının kelime anlamı ve Muhammed Mursi’nin 4. Cumhur- başkanı olması vesilesiyle de darbe karşıtları ile özdeşleşti 'R4bia' sembolü.
Tahrir Meydanı'nda aynı günlerde zafer işareti yapan eli baltalı darbe taraftarlarına benzememe düşüncesi de büyük rol oynadı bu sembolun benim-senmesinde. Mısır'da bir insanlık dramı yaşanırken, uzun uzun bu sembolü anlatacak değilim, anlatmak için doğru zaman olmasına rağmen...
Neden derseniz?
Türkiye'de, farklı gruplar tarafından zaman kaybetmeksizin manipüle edilmeye başlandı ‘R4bia’ sembolü. Veya itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor çeşitli hikâyelerle…Devrime dönersek -kanlı devrime- Rabiat-ul Adeviyye Meydanı' nda binlerce masum sivil sadece demokratik bir talep için öldürüldü, evet hem de hunharca öldürüldü. Nasıl mı? Yani insan nasıl mı hunharca öldürülür? Darbe yapılarak görevden alınan Muhammed Mursi taraftarlarının, Mursi’nin serbest bırakılması ve en tabii hakkı olarak göreve iadesi için başkent Kahire ve 11 farklı şehirde meydanlara akın etmesinin ardından, meydanlara hakim noktalardan yaylım ateşine tutularak, eli baltalı canilerce parçalanarak, tank ve panzer paletlerinin altında kalarak…Öyle pervane kesikleri ile dünyanın ilgisini çekecek resimlerle de değil hani bakamadığınız, bakamayacağımız bir şiddete maruz kalarak…Birçoğu da silahlarıyla yakalandı üstelik ve bu da onları suçlu birer militan ya-par ki Kur’anlar, tüm militanlar etkisiz hale getiril- dikten sonra ele geçirildi. Örnek militan profilde şöy-le: Çocuklar, kadınlar, namaz kılan gençler ve yaşlı-lar…Öldürülen binlerce 'masum militan' darbe kar- şıtı yılmadı ama dünya sessiz kaldı Mısır’daki demokrasi ve insanlık katliamına. Hatta kendi halkına ateş açmayan askerler bile toplu halde katledildi. Katliam, katledilmek ne kadar kolay söyleniyor, bu-nu yaşamak nasıl bir duygu acaba? Ama yine bilindik bir manzara, İslam dünyası sessiz kaldı! Bunu yürekten söylemek isterdim; çünkü sessiz kalmadı İslam dünyası, onlarca süslü ünvan ve şaşalı hayat-larına aldırış etmediğimiz birkaç dinazor, yüzde 94.6’si Müslüman bir halkın kırılmasına göz yummak bir tarafa dursun, bu cinayetlere hizmet ettiler. 3 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin, Genelkurmay Başkanı Abdülfettah El Sisi tarafından devrilmesi sonrasında Suudi Arabistan, bu ülkeye acil 4 milyar dolarlık bir yardım paketi yapacağını açıkladı ve Körfez ülkeleri de Mısır'a 12 milyar dolarlık bir desteğin yolda olduğunu duyurdu. Evet, keşke İslam dünyası sessiz kalsa ve bir lider çıkıp, "Biz Mısır'ı görmezden gelirsek Osmanga-zi'nin torunlarının ruhu karşısında eziliriz." deseydi de bu yeterli gelseydi, canpare direnen yi- ğitlere… Maalesef olmadı ve Mısır halkı bir istila ordusu tarafından değil, yine Mısır ordusu ve emniyet güçleri tarafından öldürülmeye devam ediyor. Bombalanıyor, kurşunlanıyor ve tarih bu kanlı günleri kaydediyor. İlginç olan ise tüm bu yaşananlar sonrasında, çoğunluğu Müslüman olan bir toplum, var olduğu topraklarda katledilirken; Mısır ordusuna bağlı askerlerin papazlarla resimler çektirmesi ve Mısır'da darbeci askerlerin etrafında toplanmış boynunda haç olan Hıristiyan Kıptilerin zafer sarhoşlu-ğu! Amacım herhangi bir dini kötülemek değil, zira semavi tüm dinlere saygı duymanın gerekliliğini benimsemiş durumdayım ve bana göre eşit yaşam hakkı için canlı olmak yeterli bir gerekçe; ancak manzara çok açık, ben sadece daha da belirginleştirmek istedim.
Kısaca, belli bir inanç mensupları öldürülüyor, bir millet katlediliyor, adı Mısır, Suriye, Sudan, Doğu Türkistan, Filistin, Çeçenistan… İslam coğrafyası… İnsan, bu tanıdık bir ifade, insan, evet insanlık her gün yaylım ateşine tutularak öldürülüyor!.. Hal böyleyken, dünya nüfusunun bilemem kaçta kaçının Müslüman olduğu bir yüzyılda, bu kadar pasif, bu kadar çaresiz, bu kadar vurdumduymaz, bu kadar. Olmaktan utanç duymalı mıyız? Ya da boş verin tasalanmayı, alışık değil miyiz? Sahi biz alışık değil miyiz? Biz öldürülmeye, katledilmeye, işkenceye, tecavüze… Utandım ve sanırım hep beraber denemeliyiz utanmayı.
O sembol 'R4bia' artık yeryüzünde hiçbir Müslü-man’a zulmedilemeyeceğini ifade etmeli…