Olay dün İnegöl´de bir resmî dairede geçmektedir.
Basit sayılabilecek bir evrak olayı için ilgili merciye müracaat etmekle sinir harbim başladı.

Öncelikle memur üzerine vazife olmadığı halde uzlaşan iki kişinin uzlaşısını bozmaya yönelik uyarılarda bulundu.
Sonrasında harç yatırmak üzere bankaya yönlendirildim.
Harç makbuzunu verip yaklaşık 5 dakikalık bir işlemle evrakını alıp gideceğim planım bu.

Lakin geri geldiğimde mesai saatleri içinde olmasına rağmen memuru yerinde bulamadım.

Mesai arkadaşları beş dakikaya gelir, bekleyin dediler; Bekledim.

Elinde sigara paketi ile içeri girdiğinde memurunuzun sigara molasının bittiğini anladım.

Huşu içinde masasına oturduğunda son kez bi sosyal medya kontrolünü de yapmayı da ihmal etmedi.

Tam benim işime başlatacak diye ümitlenirken telefonu çaldı; Muhtemelen kızı idi. Bir dakika... Beş dakika.... On beş dakika...

Benim evrak henüz piyasada Yok.
Üzerine çaylar da geldi....

Derken tele ara verip diğer memura pas etti benim işi.
Diğeri ona göre oldukça acemi idi. Hepi topu bir tuşa basacak sanki bomba imha uzmanı kırmızı yahut mavi kabloyu kesme tereddütü yaşıyor.

Özetlersek benim normal şartlar altında beş dakikaya bitecek işim yaklaşık kırk beş dakikaya halledildi.
İnsan sormadan edemiyor;
“Acaba bu memurları Denetleyen bir merci yok mu?”

Hani hastanede raporlar için süreçler yazılmış ya, örneğin: kan tahlili 30 dakika gibi. Öyle bir sistem geliştirilemez mi?

Öyle kötü hissettim ki; sanki hatunun işi telefonla konuşmak, çay sigara içmekte ben ondan bir vatandaş olarak evrak isteyerek ona extra bir şey yüklemişim gibi...
Sizlerin fikirleri neler?

Siz de yaşıyor musunuz? Böyle antin kuntin mevzular, yoksa ben mi kıl kuyruğum!?