Mursi, sınırlı demokrasi ile yönetilen bir devlet; çünkü binlerce yıllık tarihinden bu yana serbest seçimle iş başına gelen tek meşru Başkanı Muhammet Mursi'dir. 2011 yılında gerçekleşen Mısır Devrimine, 'Muhalif Lider' sıfatıyla destek veren Mursi, 2012 seçimlerinde 5.Cumhurbaşkanı seçilerek iş başına gel-di ama çok kısa süre sonra, muhalefetin protestoları ile henüz tam oturmamış olan Mısır demokrasisi sarsıldı ve 3 Temmuz 2013'de başlayan olaylarla birlik-te ordu yönetime el koydu ve Mısır tarihinde 50 yıl sonra seçimle gelen ilk meşru lider Mursi, dış etken-lerinde katkısıyla devrildi.

Cumhurbaşkanı Mursi henüz yönetimde iken Mı-sır Genelkurmay Başkanı Sisi'nin olaylardan 1 hafta önce hükumete ültimatom verdiği, Beyaz Sarayın Kahire Büyük Elçisi Anne W. Patterson tarafından if-şa edildi. Ve bundan tam olarak 1 ay önce de hükumetin, ordunun üst kademelerinde yapmak istediği değişiklikler üzerine; Mursi ile Sisi arasında ateşli tartışmaların geçtiği de birçok gazetede yayınlanarak rivayet olmaktan öteye geçti...

Konuşma metninin bir kısmını paylaşmak istiyorum, tabii bununda dünyaya nasıl servis edildiği düşündürücü!..

Diyalog şöyle:

Mursi: Ordunun sorumlukları arasında hükümetin meşruiyetini korumak vardır.

El Sisi: Ne meşruiyeti? Ordu halkın iradesini ta-kip eder. Son haberlere göre halk seni istemiyor.

Mursi: Benim destekçilerim daha fazla ve buna sessiz kalmazlar.

El Sisi: Ordu kimsenin ülkeyi yıkmasına izin vermez. Kim olursa olsun.

Mursi: Eğer gitmek istemezsem?

El Sisi: Taraftarlarını halkı tehdit etmek için kullanmak yerine onlara evlere gitmeleri çağrısında bu-lun ve kan akmasını önle.

El Sisi: Yapabileceğim bir şey yok. Buna mahke-me karar verecek.

Mursi: Peki o zaman. Biz savaşacağız ve kimin kazanacağını göreceğiz.

El Sisi: Halkın iradesi kazanacak.

Aslında hakkı ve halkı savunan taraf Sisi gibi lanse edilmiş olsa da, bu konuşmanın oluşum nedenleri var. Örneğin Mursi ve kurmaylarının askeri liderleri görevden almak için plan yaptığı gibi. An-cak Müslüman Kardeşler liderlerinin telefonlarını dinleyen ordu bunu öğrenip harekete geçti. Sisi ilk ültimatonu hükümete verdi. Buna karşılık hükümet-te ABD ile irtibata geçerek 1.5 milyar dolarlık yardımın kesilmesini ve ABD'den Mısır ordusuna yaptı- rım için baskı yapmalarını istedi. 2 Temmuz’da gerçekleşen yukarıdaki diyalog sonrasında dünyanın darbe diyemediği ve meşrulaştırmak istediği darbe girişimi, bugün itibari ile 500 ölü ve binlerce yaralı ile kanlı eylemini sürdürmekte...

Aslına bakarsanız parçaları birleştirmek çok ko-lay...

Ordudaki cunta taraftarlarının, başta Sisi olmak üzere görevden alınmak istenmesi, orduya yapılan 1.5 milyar dolarlık yardımın kesilmesi talebi, meşru seçimle gelmiş bir lider ve kadrosunun diktatör gibi gösterilmesi...Ve her ne hikmetse tüm bu yaşananla-rın merkezinde bir büyük elçinin gölgesi...Yapılan eylemlerde tek gerekçe ise Müslüman Kardeşlerin ve Mursi'nin resmi bir seçimle göreve gelmiş olmalarının muhalifler tarafından içselleştirilmemesi.

Süreç ise çok çabuk gerçekleşti, nasıl mı?

Ordunun, hükümete taraflar arasında çözüm için 48 saat süre tanıması ve süre dolunca darbe yapmasının ardından gerçekleşen tutuklamaları, Mursi nin görevden aldığı Başsavcının göreve iadesi takip etti. Başsavcının ilk icraatı de Müslüman Kardeşler Teşkilatı üyeleri ve yakınlığı ile tanınan birçok isim için tutuklama kararı çıkarıldı. Ve alelacele 33 maddelik geçici bir anayasa taslağı hazırlandı.

Sonuç, Mısır'ın ilk demokratik lideri darbe ile devrilerek, göz hapsinde tutuluyor. Taraftarları yüz-binle-ri bulan sayılarla sokaklara döküldü ve keskin nişan- cıların açtığı ateş sonucu yüzlerce masum insan öldürüldü. Müslüman Kardeşler ve İhvan'a yakın he-men hemen her isim göz altına alındı veya hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Çok acil 33 maddelik bir anayasa taslağı hazırlandı ve geçerli oyların yüzde 51.7'sini alan iktidarın fikri sorulmadı. Aksine birçoğu malumunuz tutuklandı ve şuan muhalefet olan meş-ru iktidara söz hakkı tanınmadı. Ve İslam Aleminde oluşan en geçerli kanı, ABD ve AB'nin olaylar içinde-ki aktif rolü. İsrail'den söz etmemize gerek var mı?

Ramazan tüm İslam Alemine hayırlar getirsin...

İyilikle kalın...