Müstağni kelimesinin anlamı sözlüklerde şu şekilde yapılmaktadır: Gani. Kimseden bir menfaat beklemeyen, bir şey istemeyen, istiğna eden, kimseye ihtiyacı olmayan. Gönlü tok, tok gözlü. Kimseden bir menfaat beklemeyen, başkalarına ihtiyaç duymayan, gözü ve gönlü tok. Elinde olanla yetinen, doygun. Nazlı davranan, çekingen, gerekli bulmayan...
İnsan, evrendeki en güçlü ve istediklerini yapa-bilen tek varlıktır. İnsanın bu üstünlüğü, ona verilen akıl sayesindedir. Bir fil, bir ayı veya bir aslan bir insandan kat kat güçlü hayvanlardır ve her biri insanı rahatlıkla etkisiz hale getirebilir. Gerek cüsse ve ağırlık, gerekse parçalayıcı pençeler ve dişler gibi rakibini öldürmek için insana nazaran fazlasıyla donanıma sahip olan bu hayvanlar, nasıl oluyor da insana çaresiz duruma düşüyorlar yeniliyorlar?
Sonunun tek cevabı var:
İnsanda, hayvanlarda olmayan çok çok büyük ve önemli bir donanım var: Akıl.
Ancak akıl, iki ucu keskin bir kılıç gibidir. Yararlı ve iyi işler için kullanılacağı gibi, zararlı ve kötü işler için de kullanılabilir. Bunun seçimini insan yapacak ve kararını insanın kendisi verecektir.
İnsan için ancak çalıştığı kadar, harcadığı çaba kadar ve akıttığı ter kadar kazanım vardır. Övgüye layık olan hattı hareket tarzı ise; herkesten daha fazla çalışarak, herkesten daha fazla kazanmak ve kazandıklarından ihtiyaç fazlası olanları insanların çeşitli ihtiyaçları için harcamasını bilmektir.
Zenginlik, servet, bolluk, para…. Adına ne dersek diyelim, bunların hepsi gelip geçici imkanlardır. Bu nimetler ve imkanlar insanların yeryüzünde daha iyi, sağlıklı ve rahat yaşamalarını sağlamak için var edilmişlerdir. Bu imkanların kalıcı olmasını temin etmenin ve sigortalamanın biricik ve tek yolu, sahip olduklarını paylaşımdır. Sevgini paylaşmak, servetini paylaşmak, dostluğunu paylaşmak, doğruluğunu ve dürüstlüğünü paylaşmak…
Yaşamda kaybetmek ve zarara uğramak isteyen insanın yapacağı şey ise kendini müstağni görmesidir.
ÖZSÖZ: Sonunda Rabbine dönecek olmasına rağmen insan, kendini zengin ve yeterli gördüğünde kesinlikle azar. (Alak/6-8)
