Değerli okuyucular…
Her yıl Aralık ayının sonu geldiğinde ülkemizde bir “Noel veya yılbaşı” kavgası başlar. Bu iki kelimenin hangi etkinlik sebebiyle tarihe mal olduğu bilinmeden özellikle dindar olduklarını söyleyen kesimler şiddetli muhalefet gösterirler.
Bu kelimelerin veya etkinliklerin tabi ki İslam’la bir alakası olamaz… Ancak batıda Hıristiyan kültüründe bunların ne manaya geldiğini de bilmek gerekir ki, ona göre tepkimizi koyalım..Bizler batı ülkelerinde epey bir süre kaldık. Onların dini kültürlerini de inceledik.Şimdi sizlere bu gözlemlerime göre bir açıklama yapayım…
1- Bir kere Noel ayrı bir şey yılbaşı ayrı bir şeydir. Noel Hz. İsa’nın doğum günü olarak 24/25 Aralık günlerinde Hıristiyanlar tarafından kutlanmaktadır. Bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam etmektedir. Ermeniler ve bazı Doğu Ortodoks Kilisleri Jülyen takvimine 25 Aralığa denk gelen 6 Ocak gününü NOEL olarak kutlamaktadırlar...(Hıristiyan gelenekleri)
Noel adı Fransızca “Doğum günü” anlamına gelen Latince bir kelimedir. Tarihi bilgilere göre Hz. İsa’nın doğumu Hıristiyanlarca ilk defa Roma İmparatorluğu zamanında ilk Hıristiyan İmparator Konstantin döneminde M.336 yılında kutlanmıştır.
Teşbihte hata olmaz derler. Noel kutlamaları Müslümanlar olarak Hz. Muhammed’in doğum günü kabul ettiğimiz “Mevlit Kandili”ne benzer bir dini kültürdür. Mevlit kandili, ne sahabe döneminde, ne Emeviler dönemin de ne de Abbasiler döneminde olmayan bir gelenektir. İlk Mevlit kandili geleneği Mısırda Şii Fatımi devleti zamanında 972-975 M. senelerinde resmen kutlanmaya başlamıştır Yani Hz. Peygamberden 300 sene sonra.
Müslümanlar Mevlit kandilinde nasıl gönüllü olarak camiler toplanıp nafile ibadetler,mevlit şerbetleri,mevlit şekerleri vs. değişik ikramlarda bulunuyorlarsa Hıristiyanlar da 24 Aralığı 25 Aralığa bağlayan gece kiliselerde büyük kalabalıklar halinde çocuklarıyla beraber toplanırlar, ikramlarda bulunup din adamlarını eşliğinde dualar ederler. O akşam büyükler ziyaret edilir tebrikler alınır ve içki içilmez vs. Böylece Hz. İsa’nın doğumu bir dini bayram olarak kutlanır.
2- Yılbaşı ayrı bir konudur. Hz. İsa’nın doğumunu 0 (Sıfır) olarak kabul eden takvime göre her yılın (365 günün sonunda) 31 Aralık günü bitişi ile 1 Ocak günü yeni bir yılın başlaması demek olan yeni yıl, Miladi takvimi kabul etmiş, Türkiye dahil bütün ülkelerde, yeni bir yıla girmenin sevinci ile kutlanan bir etkinliktir.
Bilindiği gibi yeni yılın ilk gününe girmeyi bir sevinme günü kabul eden insanlar dünyanın birçok ülkesinde eğlenceler tertip etmekte, dolayısıyla İslam’ın yasak ettiği içki, kumar, zina, israf vs ile şehevi bir takım aşırılıklara yönelmektedirler. Türkiye dahil devletlerde, bu aşırılıkların, haramların serbestçe işlenebilmesi için her türlü yasal emniyet tedbirlerini almaktadırlar.
MÜSLÜMANLAR NE YAPMALI
Aciz kanaatime göre;
Bir Müslüman mademki, dinde olmadığı halde bir kültür olarak Hz. Peygamber’in doğum gününü kutluyor, kardeşlerine mesajlar gönderiyor, camilere gönüllü gidiyor. Hz. Muhammed’in kardeşim dediği Hz. İsa’nın doğum gününü bir Müslüman yaratılışta kardeşi olan, Ehli Kitap içinde Müslümanlara dostluk ta en yakın olan (Maide 82) bir Hıristiyan’ın şahsında Hz. İsa’nın doğumunu kutlamasında ne sakınca olabilir? Hz. İsa’da Allah’ın bir Peygamberidir. Biz Peygamberler arasında ayırım yapamayız.
Yılbaşına gelince;
Bilindiği gibi yine İslam’da olmadığı halde Hicri yılbaşı kutlamalarını kültürümüzün bir gereği olarak mesajlar, gazete, ilanları vs. hep yapıyoruz. Hicri yılbaşı bugün bizim için bir nostalji den başka bir mana ifade etmiyor. Çoğu insanımız Hicri yılbaşını Cuma hutbelerinden öğreniyor.
Beğensekte beğenmesekte bu devlet bizimdir ve onun kanunları ile yönetiliyoruz. Devlet yılbaşını kabul etmiştir. Her türlü resmi işimiz, doğum, ölüm, evlenme, ticaret, miras, ceza, vergi, eğitim vs hepsi bu takvime göre yapılmıyor mu? O halde Miladi yılımızı da, Allah'tan esenlik dileyerek, ülkemiz ve Müslümanlar için, bütün insanlık alemi için hayırlar ve barış getirmesini Allah'tan niyaz ederek, “Yeni Yılınız hayırlı olsun” dememizde ne sakınca olabilir?
Bizim karşı olduğumuz; yeni bir yıla girerken geçen senemizin kar zarar hesabını yapmak yerine, bu kadar muhtaç, aç açık insanlar varken gayri meşru eğlenceler, kumar, içki, zina, israf vs. ile bir geceyi heba etmektir. Müslüman idarecilerimizden beklentimiz ise yılbaşının mahiyeti ile alakası olmayan bu haramlara karşı tedbirler geliştirmesidir…
Hz. İsa’nın (as) doğumu ve yeni miladi senenin ülkemize ve bütün insanlığa barış ve huzur getirmesini Allah'tan niyaz ederim.
Yeni yılınız kutlu olsun…