Değerli Okuyucular…
Gün geçmiyor ki, TV’lerden ve çevremizden cinayet haberleri işitmeyelim. Cinayetlerden bir kısmı haksız, sudan sebeplerle olduğu gibi bazen de toplumu yakından ilgilendiren tanınmış kişilere karşı yapılmaktadır. Özellikle eğitim camiasında vuku bulan cinayetler, toplumda şok etkisi yapmakta, büyük bir sarsıntıya sebep olmaktadır.
Geçen yıl Eskişehir de Osmangazi Üniversitesinde dört akademisyenin haksız yere öldürülmesi, derin üzüntülere sebep olmuşken, bu yıl 03.01.2019 günü Ankara'da bir bayan öğretim görevlisi henüz bir aylık evli iken, bir öğrenci tarafından haksız yere makamında öldürülmesi, eğitim camiasını ve toplumu derinden yaralamıştır...
Haksız yere işlenen cinayetlerle ilgili ceza bakımından ilahi metinlerde (Tevrat, İncil ve Kur'anda) çok ağır hükümler bulunmaktadır. Bu cezaların dünyaya bakan kısmı kısas, yani haksız yere adam öldürenin öldürülmesi şeklinde yer alırken (Maide 45). Haksız yere bir cana kıyan birisinin bütün insanlığı öldürmüş gibi (Maide 32) olacağı beyan edilir. Haksız yere adam öldürenin Ahirette ki cezası ise, “Ebedi olarak cehennemde kalmak, Allah'ın lanetine muhatap olmak ve büyük bir azap ile cezalandırılmak” olarak açıklanır. (Nisa92)
Bütün bu Kur'an-ı gerçekler ve yaşamakta olduğumuz haksız yere insanların canına kıyan canilerin ortada dolaştığı günümüzde, bir TV kanalında Cuma sohbeti, din sohbeti yapan bir emekli hoca bazı rivayet kaynaklarında geçen İsrailiyat bir konuyu günümüz meselelerine örnek olarak anlattı. (Yayın tarihi 04.01.2019)
Rivayet: İsrail oğullarından bir adam 99 kişiyi öldürüp durumunun ne olacağını bir din adamına sorar. Cevap; sen cehennemliksin, cevabını alınca onu da öldürür. Öldürdüğü kişilerin sayısı böylece yüz olur.
Katil acaba başka bir bilgin yok mu? Ona sorayım derken, ona başka bir bilgini salık verirler. Yüz kişinin katili bu sefer o bilgine gider, o bilginde “Filan yere git orada tevbe et, Allah tevbeleri kabul eder” diye öğüt verir.
Katil yolda giderken ölür. Cehennem ve Cennet melekleri gelip, her grup adamı kendi görev yerlerine götürmek isterler, aralarında münakaşa başlar. Derken Allah Cebrail’i insan suretinde oraya gönderir. Cebrail o meleklere “Bu adamın günah işlediği yere mi, yoksa tevbe edeceği yere mi, daha yakın olduğunun ölçülmesini söyler. Ölçerler ki tevbe edeceği yere bir karış daha yakın. Cennet melekleri alıp adamı cennete götürüler. (Buhari ve Müslim)
Bu rivayet, gerek ifadelerdeki akla ziyan çelişkileri ve gerekse konusu itibariyle son derece tutarsızlıklarla doludur. Zaten hadisler üzerine çalışma yapan ilim adamları da buna işaret etmişler; “Bunun olmuş bir olay değil, Allah'ın af ve mağfiretinin genişliği, büyüklüğü konusunda temsili bir misal olduğunu” söylemişlerdir.
Rabbimizin tevbeleri kabul edeceği,af ve mağfiretinin genişliği,büyüklüğü tartışma götürmez bir gerçektir.Bu onun bileceği, onun yetkisinde olan bir konudur.Orası bizi ilgilendirmez.
Bize,özellikle din adına konuşanlar,haksız yere insanların kanını akıtan,ailelerini derin üzüntüler içine sokan toplumun bütün huzur ve neşesine adeta bomba koyan bu katillerin en ağır cezalarla cezalandırılmasını bu günlerde anlatmayacağız da ne zaman anlatacağız.
Bundan dolayı BEYAZ Tv de Cuma günleri din sohbeti yapan Yusuf Kavaklı isimli zatı hunharca bir cinayetin işlendiği günün ertesinde aslı olup olmadığı bile tartışma konusu olan bu rivayeti gündemine almasını şiddetle kınıyorum..