Ramazan ayı genellikle vücutta bir alışkanlığın değişmesi ile sonuçlanır. Vücut 30 gün boyunca gündüzleri susuz kalmaya ve yemek yememeye alışır. Üç olan öğün sayısının ikiye hatta bazen sahur yapılmaması nedeniyle bire düşmesi nedeniyle de, vücut 30 günlük yeni bir alışkanlık kazanır, metabolizmanın çalışma biçimi değişir. Oruç tutulması nedeniyle değişen metabolizmanın dengesini korumak için, bayramda yemek konusunda abartmadan, daha yumuşak bir geçişin sağlanması gerekir. ŞEKER ASİDİNİN ZARARLARI Ağır gıdalar, baklavalar, börekler, şekerlemeler elbette bayramın olmazsa olmazı, hatta tadı tuzu… Ama bir o kadar da diş sağlığı için tehdit unsuru. Bayramda bolca tüketilen tatlı ve hamurlu gıdaların en önemli dezavantajı, ağızda çürük yapıcı mikroorganizmaların beslenmeleri için uygun bir alan oluşturması ve diş eti hastalığına zemin hazırlayan bir oluşum yaratması… Bayramda aşırı şeker tüketilmesi ağzın içinde asidik bir ortam yaratır. Daha doğrusu şekerli gıdalar dişlerin yüzeyine, özellikle de mine tabakası üstüne yapışarak, karbonhidrat moleküllerinin birikmesine yol açar. Diş üstüne biriken şekerli kalıntılar, kolaylıkla asitlenmeye sebep olduğu için de, dişlerde hızlı bir çürümeye yol açar… TATLI SONRASI BOL BOL SU İÇİN Bayram ziyaretlerinde özellikle şekerli gıdalar ara öğünlerde daha sık yer alıyor. Dolayısıyla, dişleri fırçalamak her yerde mümkün olmayabiliyor. Haliyle bu durum da şekerli atıkların tüm dişlerde kalmasına neden oluyor. Ve tabii ardından da hızlı diş çürükleri ve diş eti problemleri… Gün içinde tatlı yedikten sonra diş fırçalama şansınızın bulunmadığı yerlerde, en azından ağzımızı su ile çalkalamak, en azından büyük bir bardak su içmek çok doğru bir davranış olacaktır. Ağızdaki yoğun şekerli içeriğin seyreltilmesi için su tüketimi, diş yüzeyindeki yiyecek artıklarını temizleyeceği için koruma konusunda avantaj sağlar. Suyun bir diğer faydası da, ağız kokusunu temizlemeye yardımcı olmasıdır. Ramazan ayı boyunca ağız kokusu artar. Dişlerin üstündeki plaklar uzun süre biriktiğinden dolayı kokuya sebebiyet verir. Ağızda tükürük salgılanması yavaşladığı için sıkıntılar meydana gelir. O yüzden su tüketimi, ağız sağlığı bakımından önemlidir.
- Şeker ve tatlıdan hemen sonra büyük bir bardak su için. - Tatlı yedikten sonra mümkünse dişlerinizi fırçalayın. - Fırçalamak mümkün olmazsa ağzınızı bol su ile çalkalayın. - Tatlıdan sonra bir parça havuç ve salatalık yemek de faydalı. Havuç fazla çiğneme gerektirdiği için, ağızdaki şeker kalıntılarını temizleye yardım ediyor. - Yapılan araştırmalar peynirin diş ve diş eti sağlığında ciddi olumlu etkisi olduğunu gösterdi. Dolayısıyla tatlıdan sonra bir parça peynir yemek de faydalı. - Şekersiz ciklet çiğnemek, diş üstündeki artıkları temizlediği için faydalı. ÇOCUKLAR İÇİN TATLININ YANINDA SÜT Süt ürünleri ağızdaki bakterilerin ürettiği asitler için tampon görevi görür ve böylece çürük oluşumunu azaltır. Bu yüzden çocuğunuz bayramda şeker ve tatlı yerken, yanında mutlaka bir bardak süt içmesini sağlayın. Tatlı sonrasında bir ona yedireceğiniz bir parça peynir, dişlerinde oluşacak asitlenmenin etkisini en aza indirecektir. Ayrıca tüm bunlarla beraber, her zamankinden çok daha fazla su içmeye yönlendirin. . Çocukların yanı sıra özellikle hareketli ya da sabit protez kullanan kişiler için de bu şekerlerin tüketimi, protezlerin yerinden çıkmasına, kırılmasına ve fark edilmeden yutulmasına neden olabilir.Hamur işi, sütlü tatlılar ve aynı zamanda meyve suları da çürük oluşumunda riskli gıdalar arasında yer alıyor. Başlarda da belirtildiği gibi tüketiminin hemen arkasından su içilmeli ya da ağız çalkalanarak asidik ortam engellenmelidir. |