Evet hayır tartışmalarının alabildiğince hararetli bir şekilde yapıldığı bu günlerde tartışmacıların bir kısmı tarafından gözden kaçırılan önemli bir meseleyi ele almak ve irdelemek ihtiyacı hissettim. “Evet” ve “Hayır”ın doğuracağı neticeler kadar önemli bir mesele de onun toplumumuzda nasıl tartışıldığı gündeme getirilme biçiminin nasıl olduğudur. Öncelikle bu konu hakkında hemen hemen her kesimden insanımızın bir fikir beyan etme ihtiyacı hissettiği bir gerçek. Doğal olan, hakları olan da özgürce ve rahat bir şekilde fikirlerini beyan etmeleridir. Hele hele kendilerini önemli bir şekilde ilgilendiren bu konu hakkında fikirlerini, görüşlerini beyan etmeleri gayet makul ve hassasiyet içeren bir durumdur. Bir ikincisi de konu hakkında bilgi sahibi olan ve olmayan tarafların durumu. Hani kronikleşmiş bir meselemiz var ya “Bilende bilmeyende konuşuyor” tabiri ile ifade ettiğimiz mesele. Konu hakkında ki malumatın, bilginin derinliği, kalitesi, mahiyeti ile ilgili bilgisi olsun olmasın hazır cevaplık marifeti ile her konuya yetişen tipler. Üçüncüsü bilgi ve malumatının yüksek olduğu izlenimi ile kendisini ortaya atıp dakika bir gol bir konuyu zekaya, IQ ya bağlayan tiplere ne demeli? Hiç bir şey dememeli, derhal ordan uzaklaşmalısınız. Zira kendisine hayrı olmayanın size de hayrı olmayacaktır. Dördüncüsü donamım eksikliğinizden istifade edip kafanızı karıştırmayı konu ile uzaktan yakından alakası olmayan meselelerle bir taraflara çekmeyi amaç edinmiş üslubu bozuk tipler. Böyle durumlarda sapla samanı birbirine karıştırmamalısınız. Derhal konu hakkında kendi kavramları ile birinci elden bilgi sahibi olmaya çalışmalısınız. Bu şıklar uzar gider. İlaveten ağza alınmayacak lafızlarla kurulmuş cümleler, bağlantılar, uçuk kaçık kurgularda kulağınıza illaki gelmiştir. Üzücü durumlardır bunlar. Konunun hassayiyetini, ciddiyetini kavrayamamış, uzaktan yakından alakası olmayan söylemler tartışmalardır bunlar. Aklın gösterdiği, gelişmeye destekci, olgun, ehliyet ve liyakatlilik dairesinde yapılacak tartışmalar ve sağlayacağı faydalar kaçırılmamalıdır. Faydayı ve zararı kendisinde arayan suçlayıcı olmaktan ziyade cümlelerini dikkatli bir şekilde ölçüp biçen. Zorbalık ve kabalık hatibi olmaktan uzak nezaket çerçevesinde yapılacak tartışmalar ne kadar mükemmel olacaktır. Unutmamak gerekir ki üslup kişiliğin aynasıdır. Allahu Teala Nebe süresi 35. Ayetinde cennet ehlinin vasıflarından bahsederken şöyle buyurur ‘´Orada ne bir boş söz nede bir yalan işitirler´´ Boş söz, boş işlerden ve yalandan uzak bir hayat dileklerim ile kalın selamatle. |