Her tarafta şiddetin, terörün, zulmün, insan haklarına tecavüzün, baskının, yalanın, hile ve entrikanın hakim olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Ülke olarak ekonomik anlamda baskı altındayız. Terörle mücadelede içeride FETÖ, PKK ve IŞİD’e karşı operasyonlar sürerken, dışarıda Suriye ve Irak’ta ülkemizi bu terör kuşatmasından kurtarmak için canla başla uğraşıyoruz.
Şehitler veriyoruz, Rabbim mekanlarını cennet eylesin.
Gazilerimiz var, Allah’ım şifalarını versin.
Tüm bunların gölgesinde ülkemizin kaderini değiştirecek Başkanlık Sistemi’ne geçeceğimiz bir seçimin arefesindeyiz.
Artık seçmeni caddelerde gezen ne seçim arabaları etkiliyor, ne de dağıtılan broşürler. Vatandaşın gözü liderlerde, kulağı liderlerin söylemlerinde.
At gözlüğü takmış dededen particilik yok artık. Ne hayal tacirliği, ne ucu açık vaatler. Seçmenin gözü gelecekteki kaderimiz.
Geçmişi düşünerek, neydik, ne olduk, ne olacağız bilinci ve düşüncesindeyiz artık.
Ülke olarak çok badireler atlattık. Millet olarak çok acılar çektik.
Hikaye bu ya;
İşinde başarılar sağlayan bir ustaya başarısının sırrını sormuşlar; “Doğru kararlar” demiş.
Sürekli doğru kararları nasıl alıyorsun? Demişler; “Tecrübe” demiş.
İyi de tecrübe denen şeyin sırrı nedir ki? Demişler, usta derin bir iç geçirmiş; “Yanlış kararlar” demiş.
Millet olarak, gerekli tecrübeyi edinmiş, geçmişi, dünü ve bugünümüzü irdeleyerek geleceğimiz için en doğru kararı vereceğimizi düşünüyorum.
Daha huzurlu, müreffeh, ekonomik ve savunma konumunda daha güçlü Türkiye umuduyla, 24 Haziran seçimlerinin ülkemiz, milletimiz için hayırlı olmasını Rabbimden temenni ediyorum.
Selam ve dua ile…