İnsan nedir ve kimdir? Şeytan nedir? İblis nedir?

İnsan nedir ve kimdir? Şeytan nedir? İblis nedir?
Bugünkü sayfamı, çok çalışkan ve üretken bir insanın, kendisini Kur’an’ı anlamaya ve insanlara anlatma-ya vakfetmiş kıymetli bilim adamı, araştırmacı, düşünür Hakkı Yalmaz Bey’in özetleyerek ve bazı yerlerini de (hiç haddim olmayarak) sadeleştirmek suretiyle “İBLİS NEDİR? KUR`AN`DA İBLİS” adlı çalışmasına ayırmak istiyorum:
“İblis’i tanımanın yolu şeytanı tanımaktan geçer. İblis’i tanıtmadan evvel şeytan sözcüğünü Kur’an’a göre tanıtmak gerekmektedir.
Şeytan, sözlük anlamı olarak “Hakk’tan uzak olan” demektir. Kavram olarak ise, “hakka ve akla aykırı hareket eden her türlü kişi, güç ve kurumun ortak ve karakteristik adı” dır.
Şeytanın kimler ve neler olabileceği, bunların özellikleri, nitelikleri, alâmet-i farikaları yani ayırt edilecek özellikleri Kur’an’da detaylı olarak mevcuttur.
Kur’an’a göre şeytan:
- Haramın yenmesini, haksız kazanç elde edilmesini emreden ve öneren,
-Kötülük, hayâsızlık ve Allah’a karşı bilmediğimiz şeyleri söylememizi emreden,
- Bizi fakirlikle korkutan,
- Bizi kuruntulara düşüren,
- Allah’ın yarattıklarını değiştirmeyi emreden,
- Bizleri kandırmak için bizlere yaldızlı sözler fısıldayan,
- Bize vesvese verip, kışkırtıp kafa bulandıran,
- Yaptığımız amellerimizle bizi şımartan,
- Bizi azdıran,
- İçki ve her türden uyuşturucu ve kumarla, aramıza düşmanlık ve kin sokmak isteyen,
- Allah’ı anmaktan ve O’na kulluk etmekten bizi geri durdurmak isteyen, kişiler ve güçlerdir.
Bu tanımlamalara göre şeytan, yakınımızda yaşayan, gördüğümüz, bildiğimiz birileri veya göremediğimiz ama içimizde hissettiğimiz bir şeylerdir.  Zaten Rabbimiz şeytanın insanlar ve görünmez güçlerden, yani enerjiden yaratıldığını bildirmektedir.
“Böylece, Her peygamber için, insan ve cin şeytanlarından düşmanlar kıldık.” (En’am/112)
O zaman şeytan onlara amellerini çekici göstermiş ve onlara: “Bu gün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur ve ben de sizin yardımcınızım” demişti. Ne zaman ki, iki topluluk birbirini görür oldu şeytan, iki topuğu üstünde geri döndü ve: “Şüphesiz ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğinizi görmekteyim, ben Allah’tan da korkmaktayım” dedi. Allah sonuçlandırması pek şiddetli olandır. (Enfal/48)
Kur’an, bize şeytanî özellikleri olan insanları “şeytan” olarak isimlendiren ve tanıtır.
“Bunlar iman etmiş olanlarla yüz yüze geldiklerinde, “iman ettik” derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarındaysa “Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz.” derler.” Bakara/14).
Bu ayette söz konusu edilen şeytanlar da, münafık dediğimiz ikiyüzlülerin akıl hocaları olan insanlardır.
Şeytan-ı Racim=İblis
Bize göre ise “Şeytan-ı Racim”; genel olarak şeytan adı altında toplanan özelliklerden başka özellikler de gösteren özel bir şeytan (!) sıfatıdır. Bu özelliği sebebiyle de Kur’an’ın kendisine verdiği özel isim; İblis”tir. Başka türlü ifadeyle İblis şeytanlık yaptığından ötürü Rabbimiz ona “Şeytan-ı Racim/kovulmuş şeytan” adını takmıştır. Hıcr suresi ayet 34; Sad suresi ayet 77; Tekvir suresi ayet 28 ve Nahl suresi ayet 98’e bakabilirsiniz.
Kur’an nasıl ki şeytanî özellikler gösteren insanları “şeytan” diye nitelemişse, aynı şeytanî özellikleri gösterdiği için bazı ayetlerde (Bakara; 36 ,  A’râf; 14, 15, İsra; 64) İblis’i de “şeytan” olarak nitelemiş, fakat Bakara; 34,  A’râf; 11 – 27,  Hicr; 28 – 44,  İsra; 61 – 65,  Kehf; 50,  Ta Ha; 116 – 123, Sad; 71 – 85, Şuara; 94, 95,  Sebe; 15 – 21 gibi bir çok ayette de İblis’ten bahsederken özel ismi ile bahsetmiştir. Boyun eğmeyişi, itaat etmeyişi ve inatçı oluşu nedeniyle de Saffat suresinin 7. Ayetinde “Şeytan-ı Marid” olarak nitelenmiştir.
Racim sözcüğünün mastarı “recm” olup, bu sözcü-ğün ilk anlamı;“öldürmek” demektir. Öldürmeye “recm” denmesinin sebebi, Arapların öldürecekleri kimseyi taşlamak suretiyle öldürmeleridir. Sonradan her öldürme işine “recm” denilir olmuştur. Kur’an’da yeri olmamasına rağmen zina suçlularına verilen cezanın adı da buradan gelir. “Recm” ve türevleri Kur’an’da 14 kez yer almasına rağmen hiçbir yerde bu anlamda kullanılmamıştır. “Öldürmek” anlamı dışında “recm” sözcüğü şu anlamlarda da kullanılır olmuştur: “taş atmak”, “lânet etmek”, “sövmek, yermek”, “hicran”, “tart etmek, kovmak”, “zann ve zanna dayalı söz söylemek”. Şeytan için bu anlamların hepsi uygun görülerek ism-i mef’ul anlamıyla “taşlanmış şeytan”, “lânetlenmiş şeytan”, “kovulmuş şeytan”, “sövülmüş şeytan” …” denilmiştir. Bize göre şeytanı tanımlayan en uygun ifade; “zan ve zanna dayalı söz” anlamından hareketle, sözcüğün ism-i fail anlamıyla kullanılması sonucu ortaya çıkan; “katil şeytan, aslı astarı olmayan söz söyleyen şeytan, karanlığa taş atan şeytan, kafadan atan şeytan, palavracı şeytan” ifadeleridir.
“Marid” sözcüğü; “azgın, inat ve isyanda benzerlerinden çok ileri giden, karşı çıkan” demektir. Bu sözcüğün mübalâğa kalıbı olan “merid” sözcüğü, “şeytan-ı merid” olarak Hacc suresinin 3. ve Nisa suresinin 117. ayetlerinde, geçmiş zaman kipiyle de “mered-u alennifakı/ münafıklık üzerine inatlarını sürdürdüler” şeklinde Tövbe suresinin 101. ayetinde yer alır. “Marid” sözcüğünün mastarı olan “ merd” sözcüğünün türevleri, sözcüğün öz anlamı ekseninde farklı kalıplarda bir çok değişik anlam kazanmıştır. Bunlardan en önemlisi, “soymak –soyunmuşluk” anlamıdır. Araplar, yapraktan soyunmuş (yaprağı olmayan) ağaca  “şecerün emred”, bitki bitmeyen kumluklara “remletin merdai”, köseye (sakalı bitmeyen kimseye) de “em-red” derler. “تمرّد Temerrüt (uzun bir süre inat etme)” sözcüğü de aynı kökten türemedir.
 “Marid” sözcüğü, “soymak, soyunmuşluk, çıplaklık” anlamıyla değerlendirildiğinde “şeytan-ı marid”; ism-i mef’ul anlamıyla “hayırlardan, güzelliklerden soyunmuş şeytan”; ism-i fail anlamıyla “hayırlardan, güzelliklerden soyan şeytan” demek olur. “Marid” sözcüğü ile İblis’e/düşünce yetisine yakıştırılan “inat ve isyanda çok ileri gitme” sıfatı, Kur’an’da anlatılan olaylardaki İblis’in (Şeytan-ı Racim’in) davranışları ile birebir örtüşmektedir.
“İblis” sözcüğünün anlamı; “hayırdan son derece ümitsiz olan, Allah’ın rahmetinden umudunu kesen” demektir. Araştırmacılar bu sözcüğün aynı “Âdem” sözcüğü gibi Arapça olmadığını, Arapça’ya başka dillerden geçtiğini belirtmişler ve Yunanca “Diabolos” sözcüğünün değişmiş hâli
İblis’in özellikleri:
a) İblis cinlerdendir:  “ (…) İblis, cinlerdendi. Kendi Rabbinin emrine ters düştü.” Kehf/50)
b) İblis, ateşten yaratılmıştır: Buyurdu: “Sana  emrettiğimde secde etmeni ne engelledi?” dedi: “Ben ondan hayırlıyım.. “Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın”. (A’raf/12).”
Ayetlerde İblis’in yaratıldığı “ateş” ise, günümüzde “enerji” olarak isimlendirilen “güç”e karşılık gelmektedir. Adem’in yaratıldığı “toprak”, balçık da “madde” diye adlandırılan varlığa karşılık gelmektedir. Bilindiği gibi “ateş” Pythagoras tarafından ortaya atılan kurama göre, evreni oluşturan dört ana maddeden (hava, su, toprak, ateş) birisidir ve günümüzdeki “enerji” kavramı ile örtüşmektedir. Bir başka ifade ile “ateş”, Kur’an’ın indiği dönemdeki insanlar için, bilinmezleri de temsil eden bir ilk maddedir. Çünkü insanlar havayı solumak-ta, suyu içmekte, toprağı işlemektedirler ama yıldırım ve şimşeğin ateşini yakından tanımamaktadırlar. Dolayısıyla Kur’an’da İblis’in yaratıldığı “şey”in “ateş” olarak açıklanması, konuya bugünkü bilgiler ışığı altında bakanlar tarafından yadırganmamalıdır.
c) İblis, insanların  sudurundandır (beyinlerindedir, zihinlerindedir): “İnsanın içindeki kötü ve sinsi  fısıltıların şerrinden, ki, o sinsi fısıltı insan gibi görünen ve cin gibi görünmeyen her türlü şeyle ve yolla insanların göğüslerinde vesvese yaratır. (Nass/4-5).
d) İblis vesvese verir: “Şöyle diyerek şeytan/nefis/ fikri ona  vesvese verdi. “(Ta Ha/120), (Araf/20). “Ve hiç kuşkusuz, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesvese verdiğini biz biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız” (Kaf/6)