Üniversitelerdeki terör yapılanması hepimizin malumu… Bilindiği üzere son zamanlarda ülkemizdeki terör olayları giderek ivme kazandı. Devletimizin son dönemde kararlı duruşu ile Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de sağlam mücadelesiyle PKK´nın yaşam alanını daraltmış durumdayız. Zaten sahada bir şey kazanamayacağını bilen PKK, çatışmaları dağlardan şehirlere çekti. Ülkenin en iyi üniversitelerinde PKK propagandaları yaparak, hem algı yönetimi hem de kendilerinin propagandasını yaptırmaya başladılar. 2 yıl önce Ege Üniversitesi´nde Fırat Çakıroğlu´nu şehit eden PKK´lı öğrenciler aslında olayın da vahametini bizlere göstermiş oldu… Şehir şehir, üniversite üniversite yuvalanan bu teröristler öğrencilik yıllarından akademisyenliğe kadar ellerini kollarını sallayarak aleni bir şekilde terörizm rüzgârları estiriyorlar… Sadece Güneydoğu Anadolu´da değil ülkenin neredeyse tüm üniversitelerinde irili ufaklı gruplar oluşturup faaliyet gösteren PKK´lı öğrenciler okul yönetimleri tarafından hem korunup hem kollanıyorlar… İşte bu teröristlere dokunmayan yönetimlere devletimiz dokunmaya başlayınca birtakım gruplar isyan etmeye başladı… Bu terör örgütleri sadece PKK ile sınırlı değil tabi… FETÖ´ye mensup olan akademisyenlere de dokunulunca sesler bir hayli yükselmeye başladı… Bir kişinin akademisyen olması, ona terörü desteklemek ya da pohpohlamak hakkı vermez… Öğretmenlik kutsal bir meslek olarak kabul edilebilir ama hain haindir… Ve bu hainlik kişilere ve kurumlara göre şekil değiştiremez… Hepsinin başı ezilir ve layık oldukları yerlere teslim edilirler… Mesela kısa bir süre önce akademisyenlerin imzaladığı ”Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisi… İsteyen internet üzerinden kısa bir arama yaparak bu bildiriye ve imza atan kişilerin isim listesine de ulaşabilir. 1127 akademisyen tarafından imzalanan bildiride geçen bazı ifadeler şunlar; “Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız! Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur´da, Silvan´da, Nusaybin´de, Cizre´de, Silopi´de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmiştir… Yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir. Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye´nin kendi hukukunun ve Türkiye´nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir.´´ Bu kısım sadece bildirinin girişi, devamında daha neler neler… Şimdi bu bildiriye imza atan ahlaksızları devlet görevden almasın da beslesin mi? Sırf sivil halk çıkan çatışmalarda zarar görmesin diye sokağa çıkma yasağı getirip ve bunun üstüne halkın evine kadar gıda yardımı yapan askerimiz, oradaki sivilleri evlere kilitleyerek açlığa ve susuzluğa terk ediyormuş! On binlerce vatandaşımızı hain pusularda şehit eden alçaklara karşı askerimiz kasıtlı olarak kıyım uyguluyormuş! Eğer ki diyelim kıyım yaptı bu şerefsiz teröristlere, az bile yapmış kahraman Türk askeri! Her türlü terörün, teröristin yanında yer alan kişi akademisyen değil o üniversitenin feriştahı olsun hiç fark etmez… |