Aslında 2 Bursa ekibinin ligde bu konumda karşılaşmaları bizim adına düşündürücü bir durum olsa da, en azından İnegölspor olarak mali anlamda bizim geleceğimiz Bursaspor gibi karanlık değil. Tabi ister istemez bu tabloda karşılaşılınca da gerginlik, adrenalin ve tansiyonu yüksek oluyor.

Geçen hafta kazanan ile kaybedenin karşılaştığı maçta İnegölspor olarak biz bir adım öndeydik. Yediğimiz gol yine saçma sapan bir goldü ve bu gol rakibi ve seyircisini havaya soktu. Zaten dar ve vasat bir kadro ile mücadele ederken de böyle basit gol yediğiniz anda roller farklı duruma gidiyor. Öyle de oldu. 1 ve 2.bölgede topla oynayan, 20’nin üstünde duran top kullanan İnegölspor, hiçbirinden sonuç alamadı. Atılan 7 şut ise ya kalecinin ellerinde kaldı ya da dışarı çıktı. Kadro mütevazi ama bana göre mücadelemiz iyiydi. Şanssızlık, beceriksizlik karışımında maalesef kazanacağımız maçı, berabere dahi bitiremedik ve Bursaspor’a adeta can suyu verdik.

Bu mağlubiyetle birlikte de yine başa dönüp hesap yapmaya döndük ve hafta sonu Afyon maçı da başka bir hikayeye döndü. Kısaca kazanmaktan başka çare yok. Yine Bursa maçına dönelim. Maalesef stada giren takımına alkış beklerken ıslık ve miş..... İnegöl tezahüratları ile karşılaştık. Ev sahibi misafire hoş geldin derse, misafir de mecburen ona göre davranır. Sonrasında 2 taraftar grubu da kendine göre yanlışlar yaptı. Fakat ilk yanlış hareketi Bursa taraftarı yaptı. Artık bu meseleye de fazla takılmamak gerek. Çünkü yol uzun ve bizim için çanlar hayra alamet çalmıyor. Bu maçta puanı hak ettik ama atan kazandı. Önümüze bakıp bir an önce bu girdaptan çıkmamız gerek.

Son sözüm taraftarımıza. Bu maçta müthiştik ama ben aynı kalabalığı ve ateşli görünümü Afyon maçında da bekliyorum ki, olmazsa bazı kişilerin söylemleri haklı çıkacak. Buda İnegölspor olarak bizi zan altında bırakacaktır diye düşünüyorum…