Maçtan önce Beykoz deplasmanında 1 puana razı olur musunuz diye sorsalar, kuşkusuz herkes rakibin konumu nedeniyle evet derdi.
Ama aslında maç başladıktan sonra hiçte olayın öyle olmadığını gördük. Rakip hoca bizim eski teknik direktörümüz Sinan hoca olunca en azından eksik yönlerimizi bildiği için sorunda yaşarız korkusu maçın hemen başında Fatih'in golüyle de rafa kalkmış oldu. Özellikle rakibin sol tarafını adeta hallaç pamuğu gibi savura savura kullandık. Sahanın her yanında bütün takım adeta futbola yeni başlamış gibi iştahlı ve istekliydi. Önde giderken bile hiç geri yaslanmadık. Devamlı ofansif oynadık. Hatta yediğimiz beraberlik golünde bile kendi bireysel hatamız vardı. Rakibin golden sonra hemen akabinde aynı organizasyon ile 2.golü bulduk, tamam iş bitti havasına büründük. İlk yarıda istediğimiz sonuç gelince moral olarak 2.yarıya daha istekli çıktık. Fakat uyduruk bir penaltı rakibi tekrar maça ortak etti. Tabi Beykoz da umutlar artınca riskte arttı. Daha fazla üstümüze gelmeye başladılar. Kontrolsüz bir müdahale sonucu İsmail Zehir kırmızı kart gördü. Zaten stoperde zor anlar yaşayan bu oyuncuyu hala bu mevkide oynatmak ne kadar mantıklı, oda ayrı bir muamma. Belki teknik heyet bu oyuncu çabuk diye 3'lü savunma göbeğinde ısrarcı ama şu ana kadar hep hata, hep yürekleri ağza getiren bir oyunla sahada kaldı. Bana göre asıl yerinde daha verimliydi ama karar yine teknik heyetin. 10 kişi kaldıktan sonra rakip oyunu tamamen yarı alanımıza yıkmaya başladı. Bir de oyuncu değişiklikleri bu işin tuzu biberi oldu. Fatih oyundayken kornere bile gelmeye çekinen Beykozlu savunma oyuncuları Fatih çıktıktan sonra oyunu orta sahadan kurmaya başladılar. Hadi bu oyuncu çıktı, maçı kazanmak istiyorsan Ahmet Hakan var, Hasan Ali Alp gibi santraforlar var. Kulübede bunları denesek daha iyi olmaz mıydı? diyelim bunu düşünmedik, o zaman 93.dakikada kaleci Egemen yerde sakatlanıp beklerken niye kaleciye kızıp oyuna dönmesini istedin. Zaten eksik ve baskıyı yediğimiz anda beraberlik bizim için iyi sonuç olabilecekken anlamsız çabuk oynama ve oyunun bu dakikasında sahada yapabilecekleri soru işaretleri olan oyuncu almak ne kadar mantıklı? Kısaca kendi elimizle puan ve puanları rakibe verdik. Çünkü Beykoz kadro ve kapasite olarak bizi böyle dramatik bir şekilde yenecek bir takım değil. Asıl üzüntümüz bu. Yoksa maç kazanılır kaybedilir sorun değil. Çarşamba Fethiye iç saha maçından sonra 2 deplasmanımız var. İlki Kırklareli, ardından Batman. Bu maçları göz önüne aldığımızda zaten Fethiyespor maçının bizim için ne anlam taşıdığını söylemeye bile gerek yok.