Bir Ramazan Bayramını daha idrak etmekteyiz! Sırada ki Kurban bayramına adım, adım yaklaşırken bizler Bayramların nimetlerinden nasıl yararlanabiliriz diye hiç bu soruyu kendinize sordunuz mu?

Her bayramda yaşadığımız tatil sevdasını bu bayramda da yaşayacak mıyız? Ben şahsen bu alışkanlık haline gelmiş eş, dost, akraba ve hatta anne babaları unutup bir yerlere kendimizi atalım mantığı ile hareket edecek miyiz?

Aile bağlarının gün geçtikçe zayıfladığı, büyüklerimizin hal hatırları sorulmaz olduğu, akrabalıkların unutulduğu bir dönemde yaşıyoruz. Eskiden hiç değilse bayramlarda aranıp sorulan eşimiz dostumuzu bari bu bayramlarda arayıp hal ve hatırlarını soralım.

Nerede Kaldı O Eski Bayramlar

Yoksa meşhur şarkıcı İbo gibi “Nerede o eski Bayramlar?” şarkısında ki gibi hasretle iç mi çekeceğiz bilmiyorum! Bayramı fırsat bilerek kendisini tatil beldelerine atma yarışı içine girenler acaba Bayramların manasını biliyorlar mı gerçekten çok merak ediyorum?

Zaman öylesine değişti ki eskiden Bayram günlerinde sokakta rastladığımız herkesin Bayramını kutlarken, şimdilerde hiç kimse kimseye selam bile vermemekte.

Macun

Ancak tartışmaya açık olan ve en önemli mevzulardan birini ben bugün tartışmak istiyorum:

Dini aylarımız ve günlerimiz, hatta bayramlarımız yardımlaşma ile değer bulur. Tabi ki Ramazan ayı ve sonrasında ki bayram da bir yardımlaşma ve dayanışma bayramıdır. Bu Bayramda birçok muhtaç ve ihtiyaç sahibi fakir fukara vatandaşlar Muhtarların yardımı ile Mahalledeki yardıma muhtaçlar araştırılıp fitre ve zekatlarımız bu ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak gerekir.

Öte yandan Bayram coşkusunu çocuklarımıza ve hem de büyüklerimize yaşatmamız gerektiği de bir gerçektir.

Dini Bayramlarımızda çocuklar şekerlerle ve harçlıklarla sevindirilirken, büyükleri ziyaret edip onlara tatlılar ve çeşitli hediyeler götürerek, onlara ikram da bulunup gönül almak kadar güzel bir şey var mıdır?

Bayramın güzelliğini yaşatmamız da dinimizce yapılması gereken saygı ve sevgi göstergesidir.

Bayram

Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) efendimiz Medine’ye hicret edince, Medinelilerin cahiliye adetlerinden kalma Bayramlarını kutladıklarını gördü. Ve onlara şöyle buyurdu: “Allah’û Teâlâ size o kutladığınız bayramdan daha hayırlı iki bayram; (Ramazan ve Kurban Bayramı) ihsan etti!” dedi. Sevinç ve neşe dolu günlerin iki güzel Bayramımız olan Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramını bildirmiştir.

Ayrıca İslam büyükleri, Allah’û Teâlâ’nın emirlerine uyup, yasaklanan hal ve hareketlerden sakınarak, yani günah olan fiillerden, (haram lokma yemeden) gibi durumlardan sakınarak geçirdiği günleri de Bayram olarak kabul etmişlerdir. Bunun mükâfatı da cennete girme bayramıdır!

Bu günlerde artık Bayram sevinci ve coşkusu şarkılarda ve masallarda kalmış gibidir.

İdrak etmekte olduğumuz Ramazan bayramı yaşlılarımız ve bakıma muhtaç büyüklerimiz yine boynu bükük hüzünlü kalacak gibiler. Özellikle huzur evlerine terk edilmiş yaşlılarımız, çocuklarından ve torunlarından ayrı hasret ve burukluk içinde onları bekleyip bayramlaşmayı umut edecekler.

Yine her Bayram olduğu gibi, bu bayramda da ailesini toplayıp arabasına bindiği gibi soluğu tatil ve eğlence yerlerinde ve mekânlarında bulacaklar. Bu zatı muhteremlerimiz şu tatil yeri veya eğlence yeri senin bu tatil köyü benim yollara düşecek, aklınca Bayramı kendi zevkleri uğruna kutlayacaklar! Neyse ki bu bayram tatili o kadar uzun değil.

Ramazan Bayramından sonra gelen Kurban Bayramında da her kurbanda olduğu gibi Kestikleri göstermelik Kurban etleri ya buzdolaplarında kendilerine ziyafet olarak kalacak, ya da her hangi bir kasapta sucuk olarak yine kendisine kışlık erzak olarak kasap vitrinlerini dolduracak!

Yaklaşık bir yıl boyunca boğazından bir tike et geçmeyen gariplerin yine hevesleri kursaklarında kalacak!

Bir parça et belki bu gariplerin birkaç aylık yiyeceği olacaktır, düşüncesi mi, maalesef Kurban kesmenin ve bu Bayramlarının anlamını ve sevabını bilmeyenler için hiçbir şey ifade etmeyecek!

Bakın Bayramların önemi neymiş şöyle anlamaya çalışalım:

Müslümanların bir birileri ile kaynaştığı, küslerin barışıp kucaklaştığı, fakir fukara ve yetimlerin sevindirildiği, yaşlıların, akraba ve tanıdıkların ziyaret edildiği Bayram günleri, bütün İslam aleminde bu güne kadar kutlanarak gelmiştir.

Bayram sabahları erken kalkılıp temiz ve yeni kıyafetler giyildikten sonra Camiler doldurulur, Bayram Namazı kılınır, sonrasında herkes bir birileri ile kucaklaşıp tebrikler yapılır. Ailece kabristanlıklar ziyaret edilip ölülerimiz

Ramazan Bayramınızı canı gönülden tebrik eder, sağlık ve sıhhatler dilerim…