- Siz Sigmund Freud’un Totem ve Tabu isimli kitabına inanıyor musunuz?
- Okuyup anlamadığınız bu kitaba inanmanız veya inanmamanız mümkün mü?
- Bu kitabın orijinali Almanca, Almanca aşağı yukarı yazıldığı gibi okunan bir dil, Almanca bilmeden bu Kitabın orijinalini seslendirerek okumanız mümkün ama hiçbir şey anlamazsınız. Böyle yaparak o kitabı okumuş sayılır mısınız?
- Bu kitabı anlamadan sadece telaffuz ederseniz kitabın yazarı Freud gelse memnun olur mu? Kitabın yazarı bu kitap anlaşılmasın diye mi yazdı?
- İnsanlar bile anlaşılmak için kitap yazıyor ve konuşuyorsa yüce Allah sadece telaffuz edilsin diye kitap indirmiş olabilir mi?
Çok şükür ki bu sene de ramazana ulaştık. Bana geçmişte yaşadığın yıllardaki 12 aydan sadece 1 ay kalacak, diğer 11 ayı sileceğiz deseler, hiç düşünmeden ramazanlar kalsın derim. En çok ibadet edilen, Allah’ın en çok anıldığı, Kur’an’ın en çok okunduğu aydır. Ailecek beraber hazırlanan ve misafirlerle beraber oturulan iftar ve sahur sofralarına, cemaatle namaz kıldıktan sonra toplu edilen dualara ulaştığım için çok mutluyum.
Ramazan’ı değerli kılan Kadir gecesidir, Kadir gecesini değerli kılan ise Kur’an’ın inmeye başladığı gece olmasıdır. Ramazan Kur’an ayıdır.
Ülkemizde yapılan sokak röportajlarında camiden çıkan kişilere bile her gün defalarca okuduğumuz Fatiha suresinin anlamı sorulduğunda büyük çoğunluğun buna yanlış cevap verdiği veya cevap veremediği görülmüştür. Çoğu kişi din adına edindiği kulaktan dolma bilgilerin Kur’an’da geçip geçmediğini bile bilmez. Türk halkı olarak belimizden yukarıda tuttuğumuz ve evimizin en güzel yerlerine koyduğumuz Kur’an’ımızın anlamına karşı bu duyarsızlığımız beni gerçekten çok üzüyor.
Ben Kur’an’ın seslendirilmesini, anlamadan okunmasını da değerli buluyorum ancak bir Müslümana hayatı boyunca sadece bunu yapmak yakışır mı?
Peygamberimiz ahirette şöyle diyecek:
“Elçi şöyle diyecektir: ‘Ey Rabbim! Kavmim bu Kur’an’ı yalnız bıraktı.’” (Furkan Suresi 30. Ayet)
Size bir mesaj gelse onu açıp, okuyup, anlamaya çalışırsınız değil mi? Hele ki yüksek mevkide bir insandan mektup alsanız heyecanla mektubu anlamaya çalışıri bilmediğiniz bir dil bile olsa dili bilen birine sorarsınız. Burada yaratıcıdan geldiğine inandığınız 6236 tane mesajınız var. Bunu anlamaya çalışmadan nasıl rahat durabiliyorsunuz? Hiç mi merak etmiyorsunuz?
Yanlış cemaat yapılanmalarında cemaat liderleri müritlerinin Kur’an meali ve tefsiri okumasını istemezler, sen anlayamazsın derler. Bunun nedeni Kur’an’la şekillenen zihinlerin kendilerine körü körüne bağlanıp mürit olmayacaklarını bilmeleridir. Adete sen ehliyet alma bizim arabaya bin diyorlar. Bu cemaatlerde sen Kur’an’ı anlamaya çalışma, zaten anlayamazsın, bizim Şeyh okudu anladı ve falanca kitabı yazdı, sen o kitabı oku derler. Liderlerinin kitaplarının Kur’an’ın özü olduğunu ve Kur’an’ı kapsadığını iddia ederler. Size birisi liderinin yazdığı kitabın Kur’an’ı da kapsadığını iddia ediyorsa kesinlikle yalan söylüyordur, hiçbir kitap Kur’an’ı kapsayamaz.
Bazı cahil kişiler de meal okunmaması gerektiğini sadece tefsir okunması gerektiğini iddia ederler. Hangi tefsiri okuyalım deyince mesela Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur'an Dili tefsirinin okunmasını önerirler. Bu Tefsir gerçekten çok iyi bir tefsirdir ama eski Türkçe ile yazıldığı için günümüz insanının anlaması çok zordur, ayrıca yüz sene öncesinin bilimsel gelişmeleri ışığında yazılmıştır. Bu tefsir 10 cilttir yani çok uzundur. Böyle tefsirleri normal insanlar okuyamazlar, ancak akademik olarak araştırma yapan kişiler bu kadar büyük tefsirleri okuyabilirler. Yani bu cahiller insanları neredeyse imkansıza yönlendirerek Kur’an’dan uzak tutarlar. Bu insanlar kendileri de Kur’an’ı anlamaya çalışmazlar. Oysaki yüce Allah Kur’an’da defalarca Kur’an’ı üzerine derin derin düşünerek okumamızı emrediyor:
“Onlar, Kur’an’ı inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpler kilitli mi? “(Muhammed Suresi 24. Ayet)
Hepimiz Arapça öğrenemeyeceğimize göre bu durumda ne yapmak, nereden başlamak lazım?
Bu ramazan size Kur’an’ı anlamaya başlamak için “Ayet Bul” uygulamasını öneriyorum. Bütün akıllı telefonlarda var bu uygulama.
-Uygulama içerisinde 14 farklı meal var. Benim tavsiyem 14 meali de kısa kısa okuyun ve bakın, hangisinin dili sizi çekerse onunla devam edersiniz.
- Sureleri sıralarken iniş sırasına göre okumayı seviyorum ben. Bunu programda yapmak mümkün. (İniş sırası yüzde yüz olarak bilinmese de genel olarak tahmin ediliyor.)
- Uygulamada ayetleri okurken kafanıza takılan yerlerde diğer meallerle anında kıyaslayabiliyorsunuz ki bu bana göre programın en iyi özelliği. Zaten kıyaslama yaptığınızda Kur’an’ın çok çok büyük yüzdesi için meallerin aynı şeyi söylediğini göreceksiniz.
- Programda Diyanet İşlerinin tefsiri mevcut, anlamadığınız yerlerde tefsire bakmanız mümkün.
- Ben abdest alarak okumaya çalışıyorum ama abdest almak zorunda değilsiniz. Her zaman okuyabilirsiniz.
- Her gün 15 dakika okursanız 1 ayın sonunda hatim etmiş olursunuz. Bir insan en kötü meali bile okusa Allah’ın ondan ne istediğini anlar, bunu unutmayın.
- Bu sizin için başlangıç olsun, meal okumak sizi yeri gelecek hadislere yönlendirecek, yeri gelecek tefsire yönleneceksiniz, yeri gelecek bilimsel gerçeklere yönelip Kur’an’ı daha iyi anlamaya çalışacaksınız. Her insan emek verdiği kadar Kur’an’ı anlar.
- Anlamakta zorlandığınız ayetler nadir de olsa çıkacaktır. Bunlarla ilgili Youtube’daki tefsir derslerine bakabilirsiniz. Google’da da araştırma yaparak farklı yorumları görebilirsiniz.
- Ben entelektüel okuma yapmaya gayret gösterdiğim için kafam daha iyi çalışsın diye iftardan sonra Kur’an çalışmayı tercih ediyorum. Ayrıca bilimsel açıdan da bir konu üzerine çalıştıktan sonra uyumak öğrenme açısından daha etkilidir. Hem yüce Allah da Kur’an’ın gece okunmasını tavsiye ediyor:
“Ey vahye bürünerek takva elbisesi giyen (nebi)! Birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk. Gecenin yarısında veya ondan biraz eksilt! ya da buna biraz ekle. Ve Kur’an’ı belli bir düzen içinde düşüne düşüne oku! Çünkü biz sana sorumluluğu ağır olan bir mesaj bırakacağız. Doğrusu gece vakti (motivasyon bakımından) zihin (gündüzden) daha zinde olur. Okunanlar daha da berraklaşır (derin anlamlara nüfuz eder). Zira gündüz, senin uzun süre uğraşacağın işler olacaktır.” (Müzzemmil suresi 1-7 ayetler arası.)
- Kur’an okuyup bitirilen bir kitap değildir. Her okuyuşunuzda, her incelemenizde yeni incelikler keşfedersiniz.
Okul hayatınızda girdiğiniz sınavlarda öğretmenlerinize hangi ünitelerden sorumluyuz diye soruyor, ona göre sınavlara hazırlanıyordunuz değil mi? İslam’a göre hayatımız da bir sınavdır ve Allah sorumlu olduğumuz yeri söylüyor. Akıllı insan sorumlu olduğu yere göre ahirete hazırlanır:
“Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.” (Zuhruf Suresi 44. Ayet)
Cep telefonu satın alırken bile ince eleyip sık dokuyan ve günlerce araştıran bizlerin din gibi önemli bir konuda duyarsız kalması mantıkla izah edilemez. Sizin dininizin cep telefonu kadar değeri yok mu?
Unutmayın ki Kur’an en derinden gelen çığlıklarımıza, en büyük varoluşsal sorularımıza cevap veren bir kitaptır. Hem gönlümüze hem zihnimize hitap eden adeta bir reçetedir. Bir reçete telaffuz edilmek için yazılmaz. Kur’an da okuyup anlaşılıp, hayata uygulamak için yazılmıştır.