Dünya sessiz kaldı. Ve o sessizlik, bombalardan daha ağır vurdu Gazze’ye. İnsanlığın sustuğu yerde çocuk çığlıkları yankılandı. Bir annenin yüreği parçalanırken, öteki kıtalarda hayat kaldığı yerden devam etti… Tıpkı hiçbir şey olmamış gibi.

Bir çocuğun cesedi enkazdan çıkarıldığında, dünya ekranını kaydırdı. Bir annenin çığlığı kulaklarda çınlarken, başka bir coğrafyada kahveler yudumlandı. İnsanlık, kendi konforu için başını çevirdi. Sadece kanın rengi aynıydı… Ama kimin kanı aktığına göre duyarlılık değişti. Bazıları için savaş bir haber başlığıydı. Ama Gazze için her saniye kıyametti.

Benim kızım gece uyanınca su istiyor… Gazze’de bir çocuk gece uyanınca annesini arıyor ama annesi artık yok. Ben sabah kahvaltısını hazırlarken, başka bir annenin sofrası enkaz altında kaldı. Ve dünya hâlâ susuyor. Bir anne susarsa, dünya ağlamalıydı… Ama biz bu suskunlukta dünya kadar kirli, dünya kadar kör kaldık!

Bir Bella Hadid kadar bile cesur olamadık. Bir mankenin, bir sanatçının, bir aktivistin çıkıp dünya sahnesinde Gazze için gözyaşı dökmesine hayranlıkla bakarken… biz sustuk. Oysa Gazze bize daha yakındı. Dinimiz aynıydı, kıblemiz aynıydı. Ama yüreğimiz o kadar uzak kalmıştı ki, bir Hristiyan’dan gelen vicdan, bizim gafletimizi tokat gibi yüzümüze çarptı.

Onlar utandı, biz izledik.

Onlar konuştular, biz ekranlarımızı sessize aldık.

Bir manken, bir yıldız, bir Hristiyan kadın; dünyanın suskunluğuna isyan etti, biz kendi suskunluğumuza bile alıştık.

Çünkü susmak, suç ortağı olmaktır. Çünkü görmezden gelmek, bombanın pimini birlikte çekmektir. Hepimiz biliyoruz ve yine de hiçbir şey yapmıyoruz. Sessiz kalmak, zalime cesaret, mazluma ihanet etmektir.

Bir Gazzeli öğretmen… belki son kez nefes aldı, son kez yazdı, son kez konuştu…

‘Ahir zamanda taşların ve ağaçların neden konuşacağını anladınız mı?’ dedi.

‘Zira bütün dünya sessiz.’

Biz sustukça, taşlar konuşacak.

Biz unuttukça, ağaçlar feryat edecek.

Ve biz hâlâ susarsak, insanlık denen şey sadece bir efsane olarak kalacak!

Ey dünyanın kalabalıkları! Bir çocuk daha ölmeden, bir annenin yüreği daha parçalanmadan, ses olun. Tepkisizliğinizle değil, insanlığınızla hatırlanın.

Gazze’nin susturulan çığlığı, bizim vicdanımızdan yükselene dek, dünya gerçekten sağır kalmaya devam edecek.