Geçtiğimiz gün Bursa’ya bağlı Büyükorhan da çıkan orman yangını yüreklerimizi hoplattı. Allah’tan yangın fazla büyümeden kontrol altına alındı da bir facia yaşanmadan bu tehlikeyi atlattık.
Daha bu yangının üzerinden on gün geçmesinin ardından bu defa bursa da henüz bilinmeyen nedenle makilik alanda yangın çıktı. Yangının Uludağ Üniversitesi Kampüs’üne sıçraması korkusunun yaşandığı saatlerde neyse ki yapılan müdahaleler sonunda bu yangında kontrol altına alınarak yüreklerimize su serpilmiş oldu.
Evet, değerli okurlarım sizleri bilmem ama ben her yaz ayının başlangıcında içimde bir orman yangını korkusu alıyor. Geçtiğimiz yıl Marmaris’te ki orman yangınının ardından daha sıcaklar iyice başlamadan Bursa da ki bu yangın bizi hayli tedirgin etti. Gerek ormanlara ki ateşi çıkaracak materyaller olsun gerekse vurdum duymaz insanların anız yakması ve hele en kötüsü kasti olarak ormanları kundaklayan vicdansızlar olsun böyle bir yangınlara sebebiyet vermektedir.
Ormanlarımız korumak, ağaçlara zarar vermek üstelik kaçak yoldan ağaç keserek ormanları yok edenlerin insan olduklarından bile şüphe etmekteyim. Bakın, Atasözlerimizden olan:
“Yaş kesen baş keser!” “Bir ağacı yok eden bir insanı yok etmiş sayılır!” sözlerini bu sütunlardan tekrar hatırlatmak istiyorum. Ancak bu sözler bazı umursamaz insanlara kar etmediği de ortada.
Piknik amacı ile ormana girip ateş yakarak mangal keyfi yapan mı dersin. Ya da orman içinde içki içip şişeleri rast gele etrafa atarak güneş ışığı ile kuru otların tutuşarak yangına sebep olanlar mı dersiniz. Sadece bu anlattığımız tedbirsizliklerin yanı sıra Marmaris yangınına sebebiyet veren ve kasti olarak orman yakan ucubeyi söyleyelim bilemiyorum.
Sadece ülkemizde ki ormanların değil bütün bir dünyadaki ormanların yok olması demek insanlığın sonu demek.
Evet, Peygamber efendimiz bu konuda ne söylemişti? “Kıyametin kopsa bile bir fidan dikin!” ormanlara gözümüz gibi bakmalıyız. Üstelik ormanlar sadece biz insanlar için büyük bir nimet değil. Burada yaşayan tüm canlılar içinde büyük bir nimettir.
Evet, ormanlarda sadece canlı olarak var olan ağaçlar değil. Yüzlerce, binlerce hayvanın da çıkan yangınlarda telef olduğunu ve yok edilen ağaçların haricinde o kadar canlının da hesabını yaparsak bu yangınlara sebebiyet verenlerin vay haline!
Öte yandan biz vatandaşlar olarak, yaz aylarında asla ormanlık bölgelere girip piknik yapmayalım. Piknik için belirlenen yerlerde kurallara uygun bir şekilde pikniğimizi yapıp daha sonra yaktığımız kontrollü ateşimiz iyice söndürmeden bu alanlardan ayrılmayalım.
Unutmayalım her bir ağaç bizim birçok insanımızın akciğeri demektir. Nefessiz kalmamamız için ağaçlara kendi çocuğumuz gibi görüp öyle davranmamız gerekir.
Bir fidanın büyüyüp ağaç haline gelmesi, bir çocuğun büyüyüp delikanlı haline gelmesinden daha uzun bir süre gerektiğini de asla unutmayalım.
Ve son olarak, Peygamber Efendimizin bir hadisini tekrar yinelemek istiyorum:
“Kıyamet kopsa bile bir fidan dikin!”