Bugün yine iki konuya değineceğim; Ben İnegöl’de doğdum. Şuanda 64 yaşındayım. 64 yıldan beri İnegöl’de yaşıyorum. Bundan dolayı, geçen 50-55 yıl içerisinde İnegöl’de neler olduğunu, nasıl gelişme yaşandığını çok iyi bilirim.

Bugün yine iki konuya değineceğim; Ben İnegöl’de doğdum. Şuanda 64 yaşındayım. 64 yıldan beri İnegöl’de yaşıyorum. Bundan dolayı, geçen 50-55  yıl içerisinde  İnegöl’de neler olduğunu, nasıl gelişme yaşandığını çok iyi bilirim.

Eskiden İnegöl’ün nüfusu çok azdı, araç sayısı ise buna paralel yok denecek kadardı. Gürültü yok, çevre, hava kirliliği yoktu… Evlerin bahçelerinde çeşit çeşit hayvan beslenirdi. Çiçekler ekilir, çeşitli meyve ağaçları yetiştirilirdi. Şimdilerde ise bırakın yetiştirmeyi, yeşil alanlar yok ediliyor, ağaçlar kesiliyor, hayvanlar katlediliyor, adeta çevre katliamı yaşanıyor.

Bunlara paralel olarak Organize Sanayi Bölgesi yanlış yere yapılıp, güzelim tarım arazileri mahvedildi. Oy kaygısı ile tarım arazileri imara açıldı, meyve bahçelerinin buğday tarlalarının yerlerinde fabrika binaları evler, apartmanlar, siteler yüksel-di. Özellikle Avrupa ülkelerinde çalışıp yurda dönenler İnegöl’ü tercih ettiler ve İnegöl’ün nüfusu birden bire arttı, yerleşim alanı genişledi. Ya oy kaygısı ya partizanlık ya da bir kısım menfaatler çerçevesinde çarpık yapılaşmaya göz yumuldu. Binalara bir buçuk iki metreye yakın çıkmalar yapılarak cadde ve sokakların görüntüsü değiştirildi. Hava sahası daraltıldı. 

Geçenlerde iş icabı  yüksek bir binanın balkonuna çıktım. İnegöl’ü kuş bakışı gibi bu balkondan izledim. Çevreye göz gezdirdim. Yüksekten bakıldığında çarpık yapılaşma daha da vahim gözüküyor. Bu görüntüler İnegöl’de de Kentsel Dönüşümün biran önce faaliyete geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.  Bu çirkin görüntüler ancak Kentsel Dönüşüm uygulaması ile ortadan kaldırılabilir. Bunun başka çözümü yok zannediyorum…

İnegöl’de sanayi son zamanlarda çok gelişmiş olsa da İnegöl’ün bir tarım kenti olduğunu unutmamak lazım. Allah vergisi İnegöl’ün verimli topraklarında ve iklimine uygun her çeşit sebze, meyve ve tahıl yetiştiriliyor. Bunlar çok güzel şeyler…

Ama tarım arazilerimiz sürekli tehdit altında. Bir yandan  verimli tarım arazilerinin üzerinde hızlı bir şekilde betonlaşma olurken, bir yandan da atılan çeşitli atıklar, çöpler, inşaat molozları, kimyevi atıklar, lağım suları ile tarım arazilerini kirletip yok ediyoruz.

Çevre kirlenmesinde Belediyenin yeteri kadar kontrol yapmadığı ön plana çıkıyor. İsteyen herkes aracına yüklediği çeşitli atıkları götürüp, dere kenarlarına, yol kenarlarına, boş arazilere, ekili alanların, meyve bahçelerinin yanlarına dökebiliyorlar…

Çevremiz bu çirkin görüntülerle dolu. Şöyle bir dolaşın, hemen hemen her yerde çevre katliamına şahit olursunuz. Böyle giderse çevremiz yaşanılamaz boyutlara gelecek.. Bundan dolayı İnegöl’de yaşayan herkesin sorumluluğu var…

Başta Belediye yetkilileri olmak üzere herkesin üzerine düşen sorumluluğu, daha fazla zayiat yaşamadan yerine getirmesi gerekir…