Örnek vakaların şikayetlerin çoğalmasına istinaden böyle bir yazı kaleme alma ihtiyacı hissettim. Ekonomide fırsatçılığın farklı boyutlara varan etkileri ve sonuçları.

Ekonomide fırsatçılık, genellikle kriz dönemlerinde veya arz-talep dengesinin bozulduğu zamanlarda, bazı kişilerin veya işletmelerin haksız kazanç elde etmek amacıyla ürün veya hizmet fiyatlarını aşırı derecede artırmaları ya da bu ürünleri stoklayarak piyasada kıtlık oluşturma girişiminde bulunmaları olarak tanımlanır.

Bu davranışın ekonomik ve ahlaki boyutları oldukça geniştir ve toplum üzerinde ciddi olumsuz etkileri vardır. Açacak olursak bazı bayilerin vatandaşa ürün tedarik etmesi gerekirken stokçuluğa giderek fiyatların artmasına sebep olmaları. Aynı ürünün hem ilçe bazında hem il bazında 1 den 10 katına varacak kadar farklı farklı satış fiyatlarının oluşması gösterilebilir. Sırf serbest piyasa ekonomisi ile açıklanabilmenin ötesine gerçekleşen hadiseler bunlar. Birçok arkadaşımın bire bir yaşadıklarını anlatmaya kalksak satırlar yetmez.

Başlıklar halinde fırsatçılığın zararlarından bahsetmek istiyorum.

FIRSATÇILIĞIN EKONOMİK ZARARLARI

Fiyat İstikrarını Bozmak: Fırsatçılık, fiyatların aniden yükselmesine ve piyasa dengesinin bozulmasına neden olur. Bu durum, enflasyonun artmasına yol açabilir ve geniş kitleler üzerinde mali baskı oluşturur.

Toplumsal Güvensizlik: Fırsatçılık, tüketiciler arasında güvensizliğe yol açar. İnsanlar, mal ve hizmetlere erişimde zorluk yaşayabilir ve bu da ekonomik aktivitenin yavaşlamasına sebep olabilir.

Piyasa Verimliliğini Düşürme: Serbest piyasa ekonomisinin temel ilkelerinden biri olan rekabet ortamı, fırsatçılık yüzünden zarar görebilir. Bu da piyasa verimliliğini olumsuz etkiler ve uzun vadede ekonomik büyümeyi yavaşlatır.

Gelir Dağılımındaki Adaletsizlik: Fırsatçılıkla elde edilen aşırı kazançlar, toplumda gelir dağılımındaki adaletsizliği daha da artırabilir. Bu durum, sosyal huzursuzluğa ve ekonomik eşitsizliklerin derinleşmesine neden olabilir.

FIRSATÇILIĞIN AHLAKİ BOYUTU

Toplumsal Sorumluluk: Fırsatçılık, toplumsal sorumluluk anlayışına aykırı bir davranıştır. Toplumun genel çıkarlarını göz ardı ederek, sadece kendi çıkarlarını maksimize etmeyi amaçlayan bu tür davranışlar, ahlaki olarak kabul edilemez.

Güven Erozyonu: Ekonomik fırsatçılık, toplumda güven erozyonuna yol açar. İnsanlar arasındaki güven ilişkileri zedelenir, bu da toplumsal yapının zarar görmesine neden olabilir.

Adalet ve Eşitlik: Ahlaki açıdan, fırsatçılık adalet ve eşitlik ilkeleriyle çelişir. Kriz anlarında insanların temel ihtiyaçlarını karşılamalarını zorlaştırarak, eşitlik ilkesini ihlal eder ve adaletsizliklere yol açar.

İnsan Onuruna Saygı: Fırsatçılık, insan onuruna saygısızlık anlamına gelebilir. Özellikle temel ihtiyaç maddelerinin erişimini zorlaştırmak, insanların yaşam standartlarını olumsuz etkiler ve bu da ahlaki açıdan büyük bir soruna işaret eder.

Sonuç olarak, ekonomik fırsatçılık, hem ekonomik hem de ahlaki boyutlarıyla toplumda ciddi yapısını etkileyen olumsuzluklara yol açabilir. Bu tür davranışların önlenmesi için etkin denetim mekanizmaları oluşturulmalı ve toplumsal farkındalık geliştirilmelidir. Yaşadığımız bir hadise ile konuyu netleştirip kapatalım. Bire bir aynı olan bir ürün 70 bin lira fiyat biçilip, abi sen yabancı değilsin sana 65’e olur deniliyorsa ve satılmaya çalışılıyorsa aynı ürün kısa bir araştırma 30 bine bulunuyor ve alınıyorsa burada fırsatçılığı aşan bir durumun varlığından söz etmek gerekir.

Bunun adını sizlere bırakıyorum değerli okurlarımız…