EVLİLİKTE AİLE HAYATI NASIL OLMALIDIR?
ÇOCUK YETİŞTİRMENİN BÜYÜK BİR SANAT OLDUĞU DA UNUTULMAMALIDIR!
Değerli okuyucularım, öyle bir zaman diliminde yaşıyoruz ki insanın tüyleri ayaklanıyor doğrusu. Neden mi?
Bugün evlenip yarın boşanmak adeta bir hobi haline geldi. Hani evli çiftler için sürekli söylenen bir laf vardır: “Cicim ayları bitti, şimdi biçim ayları başladı!”
Eşler ellerinde bir tırpan misali ekin biçer gibi bir birlerini biçiyor. Ardından şiddetli geçimsizlik bahanesi ile soluğu mahkemelerde alıp boşanıyorlar.
İşin en üzücü yanı ise ortada kalan çocuklar oluyor. Peki, bu çocukların psikolojik durumları ne oluyor? Eğer çocuklar çok küçük ise iki arada bir derede bakılıyor. Ya anneye hasret veya babaya hasret büyümeye çalışıyor. Ancak böyle durumda olan çocukların birçoğu eğitim hayatında ya başarısız oluyor veya arkadaşlarını kıskanarak anne ve baba özlemini içine gömüyor.
Büyüyüp de evlenme çağına geldiklerinde dahi aile sevgisinden mahrum olduklarından sağlıklı bir aile yapısı oluşturmamaktadırlar. Aile sevgisinden mahrum büyüdükleri içinde evde sürekli bir huzursuzluk yaşatmaktadırlar. Aile sevgisinin ne kadar önemli olduğunu unutmamamız gerekir.
Çocuklar ayna gibidir. Aynaya baktığımızda kendini gördüğün gibi bir kopyası da çocuklarımızdır. Onlar ailede nasıl yaşanılıyorsa aynını büyüdüklerinde kendiside evlatlarına onu yaşatacaklardır. Çocuk dünyaya getirmek kolaydır, onu yetiştirmek zor olan yoldur. Bunun için çok güzel bir özlü söz vardır:
“Çocuk yetiştirmek büyük bir sanattır!”
İyi bir evlat yetiştirirsen onlarda anne ve babaya saygılı, vatana millete hayırlı birey olurlar. Anne ve babaların çocuklarını yetiştirirken çektikleri eziyet ve çabaların sonuncu, iyi yetiştirilmiş bir meyve ağacının bereketli ürün vermesi gibidir. Burada en çok özveride bulunan anne olduğundan:
“Cennet anaların ayağı altındadır!” denilmektedir.
Çocuklar ailede iyi bir eğitim aldıktan sonra da onlara düşende iyi bir evlat olma zorunluluğunu getirir. Bu yüzdende:
“Anne ve babaların hakları ödenmez!” denilir.
Çocuklarımızı yetiştirirken de anne ve babaların da yapılması ve yapılmaması gereken kurallar vardır. Bazı aileler çocuklarına sorumluluk bilincini kazandırmaktan çok onları terbiye etme adına şiddete veya dayağa dayalı bir terbiye etme yolu seçerler. Bu çocukta ki öfkeyi daha çok tetikleyerek dışarıda zayıf ve güçsüz çocuklar üzerinde kendi bir ezici güç olarak görürler.
Oysa çocukları kendileri gibi bir büyük insanmış gibi görüp onları karşılarına alıp tatlı dille ve sabırla doğruyu, yanlışı anlatmaları gerekir. Onlara dünya sevgisini, insanlık sevgisini, hayvan ve doğa sevgisini aşılamamız gerekir. Sevmeyi, saygılı olmayı iyice belleklerine kazıdığımızda yetiştirdiğimiz çocuğun geleceği parlak olacaktır. Vatanına ve topluma saygılı, kanunlara riayet eden hakkına razı olan, şükretmeyi bilen ve dört dörtlük bir insan örneği olduğuna da şahit olmuş olacağız.
Sevgiyle kalın..