Ligin boyu kısaldıkça takımların stres ve panik hali artmaya devam ediyor. Kimi düşme derdinde kimi direkt çıkabilme kimi de bizim gibi play-off hesapları peşinde. İnegölspor olarak haftalardır yazıyor çiziyoruz; güzel bir ivme yakaladık, güzel bir havaya büründük ve iki sezon sonra üst sıraların iddialı takımı konumana geldik. Tabi bütün bunlar sezon başı durumumuz ile lig devam ederken yaşadıklarımızla orantılı değil. “Ligde kalalım yeter” modundan play-off hatta birkaç hafta önce direkt çıkabilirmiyiz düşüncelerindeydik. Başta bu futbolcu kardeşlerimiz olmak üzere onların daha rahat olmalarını sağlamaya çalışan başta başkan Bünür Kanar ve yönetim kurulu. Sezon başı alınan ve altyapıdan kadroya dahil edilen oyunculardan başta ben olmak üzere kimse bu takım buralara gelir diye düşünmüyordu. Buralara gelmek tabiî ki güzel ama benim futbolcu kardeşlerimden isteğim şu; yine sezon başı kaç takım sizi tranafer etmek isterdi ya da kaç takım size istediğiniz rakamı verirdi, çok az. Sizler ne yaptınız; aldığınız sonuç ve ortaya koyduğunuz futbolla bir anda transfer piyasasını uzun yıllar sonra İnegölspor´a çevirttiniz. Bundan sonra play-off olursa bu talep olayı dahada artacaktır bilginize ama bir şeyi unutmayalım, artık kalan 8 maçın hepsi Mersin maçı dahil final. Bunun ne anlama geldiği de çok açık. Kora kor ve yürekler sahaya konarcasına mücadele, bunları sahaya yansıtıyorsakta bu kapının bize sonuna kadar açılacağından şüphem yok. Yeter ki bu maçlarda benliğimizi sahaya koyalım. Gelelim Cumartesi günü İstanbul´da kaybettiğimiz Sancaktepe maçına. Bu maçın 6 puanlık olduğu zaten belliydi. Fakat bu maç öncesi Buca karşısında kaybedilen 3 puan kötünün sanki başlangıcı gibiydi. Tost ayran ile maça çıkan Buca´ya verilen 3 puan, ligden düşmesi aylar önce kesinleşen Kocaeli´ye ikram edilen 4 puan ve sonuçta herkesin tabiri caizse döverek puan aldığı takımlara karşı verilen 7 puan. Kontenjanı bu takımlara kullanırsan, ahanda böyle düşünürsün şimdi kara kara. Sancaktepe´ye buralarda kayıp yaşamadan gitesydik mağlup olsak bile bunların hiçbirini konuşmayacaktık. Kısaca birazda kendi kendimizn ayağına kurşun sıktık. İnegölspor´un bu sezon tüm maçlarını izlemiş biri olarak şunu rahatlıkla söyleyeblirim ki, bu kadar kötü oynadığımız bir maç olmadı. Sahanın her yerinde bizden daha çok isteyen bir rakip vardı. Golleri de çabuk ve kolay buluncada İnegöl´de ilk maçta kaçırdıkları avantajı hemen lehine çevirdiler. Maçın bazı bölümlerinde topla çok oynadık, orta sahada pas yaptık, geride top çevirdik ama bütün bunları ev sahibi takım izin verdiği için yaptık. Çünkü 2-0 öne geçtiler ve hemen geriye yaslandılar. İşler böyle oluncada sahanın büyük kısmını İnegölspor´a bıraktılar. Tabii skor 1-0 iken Raif´in kaçırdığı net bir pozisyon var, belki o gol olsa maça dahada farklı ivme kazandırabilirdik ama olmadı. Sonuç olarak Sancaktepe bu maçın önemini ve ciddiyetini bizden iyi etüd etmiş ve hak ederek, isteyerk sonuca ulaştılar. Takım oyunu oynayan, ciddiyeti elden bırakmayan ve uzun topların yanında göbektende iyi toplar kullanabilen bir takım ama onlarında zor maçları var. En azından Keçiörengücü ile oynayacaklar. Orada rakiplerden biri ekarte olursa avantaj lehimize dönebilir. Fakat işin özeti kaleden ileri uçtaki son arkadaşımıza kadar İnegölspor sahada ne istediğini yapabildi ne de üst düzey mücadelesini gösterdi. Hak etmedik ve puan alamadık. Fakat arada iki puanlık fark ve oynanmamış 8 maçın yanında ortada 24 puan var. Kenetlenme olursa play-off´un olması imkansız değil. Burada bu çıkışın Amed maçıyla başlaması içinde hafta içini çok iyi değerlendirmemiz gerek. Başta şehrin protokolü olmak üzere antremanlar ziyaret edilmeli, yine işadamlarımız devreye girerek prim sistemi düzenlenmeli ve bu çıkışın gerçekleşmesi sağlanmalıdır. Aksi halde olası puan kayıpları işimizi daha zorlaştıracaktır ama ben yine söylüyorum, play-off olsada olmasada size bu sezon bize yaşattığınız bu duygulardan sonra teşekkürler. Canınız sağ olsun. Fakat fırsat kapıdayken değerlendirsek daha iyi olmaz mı? |