Bir çoğumuz eskiden beş yılda bir yapılan nüfus sayımlarında eve tıkınır sokağa çıkamaz sayımın bitmesini beklerdik. Şimdilerde artık bu sayım Mernis sistemi ile her yıl bizim haberimiz olmadan yapılmakta. Artık bu vesile ile sokağa çıkma yasağını da unuttuk.
Yıl 1985 20 Ekim Pazar biz Cuma gününden Kaymakamlık mührünü taşıyan serbest dolaşım yaka kartını aldık. Sayım sabahı sokakta dolaşıyor, ilginç bir haber olurmu diye bizde kendi görevimizi yapıyoruz.
Saat 1130 sıraları idi. Bizim Gazeteciler Derneği şu anki Belediye Hizmet binasının köşedeki Elektrik trafosu yerinde Doğanspor Lokalinin altında idi. Gezmekten yorulmuştuk, Derneğe gidip dinlenelim demiştik. Dernekten içeri girdiğimizde Rahmetli Hacı Yahya, Cemil Zeybek çay demlemişlir, Remzi Çakır Komiser de orada. Ben de bizim gazetede amatörce muhabirlik yapan Sadrettin ile geçip oturduk.
Bir yandan çaylarımızı içiyor, diğer yandan Hacı yahya ile Cemil Zeybeğin bir birleri ile sürekli atışmalarını izliyorduk. Tam bu sırada Remzi Komiserin telsizinde bir anons, sokağa çıkma yasağını bir ihlal etmiş, Remzi komisere bilgi veriyordu. Yer ise şimdiki Ziraat Bankasının önü idi. Biz hemen çantamızı kapıp Ziraat Bankası önüne geldik. Adamın biri iki köpeğini de alarak geziye çıkmış. Remzi Komiser adama sordu:
“Kardeşim sokağa çıkma yasağı olduğunu bilmiyormusun? Neden çıktın?” adam hiç istifini bozmadan köpekleri göstererek cevap verdi:
“Komiserim, ben biliyorumda bunlar bilmiyor!” Remzi Komiser sinirlenip:
“Ne yani sen bunlara mı uyup sokağa çıktın?” Adam yine dalga geçer gibi:
“Evet Komiserim. Bunlar alışık. Hergün bu saatte dışarı çıkarmasam sabaha kadar havlayıp, uluyup bütün Mahalleyi rahatsız ederler!” Komiser Remzi polislerden birini yanına çağırdı:
“Ahmet buraya gel arkadaşın kimliğini al. Arkadaşa cezasını kes. Köpeklerine de iki kat ceza kes!” adam şaşkınlıkla Remzi Komisere itiraz etti:
“Aman komiserim haydi beni anladık da köpeklere neden iki kat ceza kesiyorsunuz?” Remzi komiser:
“Seni sokağa çıkmaya bunlar zorlamışlar ya! Şimdi cezalarını çeksinler.” Adam kızardı bozardı, söyleyecek bir şey bulamadı. Boynunu eğip, köpeklere:
“Ben size bu gün dışarı çıkmayalım demedim mi? Şimdi cezayı ödeyin de aklınız başınıza gelsin.”Polis memuru Ahmet bu mahabbetten bir şey anlamamış, şaşkınlıkla Remzi komisere:
“Komiserim adama keseceğim cezayı anladım da köpeklerin kimliği yok ki onlara nasıl ceza keseceğim?” demez mi? Biz bu yaşanan olayda adeta koptuk. Gülmekten mendimizi tutamıyorduk.
Hacı Yahya daha fazla dayanamadı. Remzi Komisere:
“Remzi baba bu defa affedelim. Bırakalım arkadaş evin gitsin. Olur mu?” Remzi Komiser de gülmeyi bırakıp:
“Tamam Ahmet arkadaşı evine götürün. Ama bir daha çıkarsa cesa dört katına çıkar haberi olsun!” dedi.
O yıl Genel nüfus sayımında hiç unutmam Türkiyenin nüfusu 50.664.957, İnegöl’ün nüfusu ise: 54.659 olmuştu.