Bu yıl 51. si düzenlenen MODEF Fuarına uzun yıllar sonra ilk kez bu denli yoğun ziyaretçi geldiğine şahit oluyorum. Ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik krize ve 3. Dünya savaşının başlamasına ramak kaldığı bir dönemde İnegöllü mobilyacılar olağanüstü başarılı bir fuar geçiriyor.
Hem de fuardan 1 hafta önce Mobiliyum tarafından düzenlenen festival nedeniyle katılımın az olacağı beklentileri varken, tam tersi bir durum yaşandı. Peki burada beni rahatsız eden şey ne?
Fuarda stant açan 130 firma, 3 mobilya AVM, OSB’lerde ki mobilya firmaları, İnegöl-Bursa karayolunda yer alan mobilya mağazaları, Ertuğrulgazi, Osmanbey ve Zafer Caddesi’nde bini aşkın firma, İnegöl'e gelen yerli ve yabancı turistleri ağırlamak adına haftalardır hazırlarken açılış törenine yine en üst düzeyde katılım olmadı.
Yıllar önce parlamenter sistemle yönetilen dönemde bile Başbakan düzeyinde fuar açılışları yapılırdı. Sonra ne oldu? Önce bakanlar, sonra ise Bursa Valisi fuar açılışı yapmaya başladı.
Uluslararası düzeyde bilinirliği olan MODEF Fuarı neden bu denli basite alınmaya başlandı? Aklım almıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ülke-ülke dolaşıp döviz getirmeye çalışıyor. İş gezileri düzenliyor. “Gelin bu ülkeye yatırım yapın” diyor. İşte bu ne kadar doğruysa, böylesine bir fuarın en azından bakanlık seviyesinde sahiplenilmesi de o kadar doğru olurdu.
Hem istihdam dostu olacaksın, hem dış ticaret fazlası veren bir sektör olacaksın, hem de ülkeye sıcak döviz girişi yapacaksın, hem de yok sayılacaksın. Böyle şey olmaz.
Uzun yıllardır İnegöl’e ciddi bir haksızlık yapılıyor. Bu fuarı İstanbul’da, Ankara’da yapsan Bakan eksik olmaz. Bakın 1 hafta sonra Kayseri’de fuar olacak. Orayı da yakından takip edeceğim. Eğer oraya üst düzeyde bir katılım olursa, İnegöl mobilyacısı bunun hesabını sormalı.
İnegöl bence hakkını aramalı. İnegöl 10-15 yıl öncesinde değerliyken, şimdi ne oldu da bu kadar değersizleşti?
Ben fuar alanını gezerken gurur duydum. Gerek yurt içinden gerekse de yurt dışından akın akın insanlar geliyor. Ekonominin darboğazda olduğu bir dönemde o standlara deli gibi para harcayan firmalarımızın tek bir derdi var. Daha çok çalışmak, daha çok üretmek, daha çok istihdam sağlamak. Ama bir bakıyorsunuz yanınızda duran yok.
Bizim mobilyacımız kendi göbeğini kendince kesmesini de bilir. Kesecektir de…
Tekstil sektörü ne yaptı? Baktı ki bu ülkede ellerinden tutan yok, yatırımlarını Mısır’a kaydırmaya başladı. Tek tek gitmeye başladılar. Birileri artık bu gerçekleri görmeli.
Türk mobilya sektörünün kaderi tekstil sektörünün kaderine dönmemeli.
Gerekirse devletimiz sektörün temsilcilerini ağırlamalı ve dünyaya daha fazla ihracat yapılması noktasında kafa yormalı.
Mesela İstanbul’da yapılan yeni hava alanının stratejik önemi ve gereksinimi ne kadar kıymetliyse dünyanın en büyük fuar merkezlerinden birinin de ülkemize yapılması o kadar önemli.
Her ulusal ve uluslararası fuarlarda devlet desteklemelerinin artması önemli.
Uluslararası organizasyonlarda devlet erkanının üst düzeyde katılım göstererek ihracat yapan firmaların arkasında durduğunu göstermesi önemli.
Sektörel bazda kümelenmenin olduğu şehir ve ilçelerin teşvik bölgesi kapsamına alınması önemli.
Ülkemizin bağımsızlığına kast edecek unsurlara karşı sınır güvenliğini korumak ne kadar önemliyse, dünyaya açılan sektörlerin üretimlerinin artması için çalışma yapılması da oldukça önemli.
Bir daha ki fuarların bu önemde milli bir ruhla yapılması dileğimle…