Önceki yazımızda artık Personel Yönetimi döneminin kapandığını ve günümüzde İnsan Kaynakları Yönetim sistemlerinin kullanıldığından bahsetmiştik. Rekabet ortamında ayakta kalmak için Personel Yönetim sistemi olan kuruluşların muhakkak insan odaklı İnsan Kaynakları Yönetim sistemine geçmeli.
Personel Yönetimi anlayışında her zaman çalışanlar maliyet unsuru olarak görülmektedir. Ancak İnsan Kaynakları çalışanı bir maliyet unsuru değil, çalışanı değerlendirilmesi, eğitilerek geliştirilmesi ve bunun sonucunda çalışandan beklenen verimin alınacağı görüşüne sahiptir. Bu nedenle İnsan Kaynakları görüşünde çalışan bir yatırım aracı olarak görülmektedir. Başka bir örnek vermek gerekirse; Teknolojik alanlarda yapılan yenilikler iş arama, puantaj, bordrolama, işveren maliyet hesaplamaları vb. birçok konuda otomasyon ve web tabanlı sistemler kurulmuştur. Bunun sonucunda daha eğitimli, nitelikli ve gelişime açık personellerle çalışma imkânı sağlamıştır.
Personel Yönetimi çalışanı iş ve üretim aracı olarak gören bir anlayışa sahipken, İnsan Kaynakları Yönetimi çalışanı üretimin olmazsa olmaz bir faktörü olarak görmektedir.
Personel Yönetimi kuruluşların kısa vadeli ihtiyaçlarını çözen bir amaca yönelikken İnsan Kaynakları Yönetimi kuruluşların, işletmelerin uzun vadeli misyon, vizyon ve hedeflerini gerçekleştirme amacına yöneliktir.
Bunun yanında Personel Yönetimi işe göre adam seçimi ön plandayken, İnsan Kaynakları Yönetiminde adama göre iş ön plandadır.
İnsan Kaynakları Yönetimi yenilikçi, gelişime açık, takım ruhu ile hareket eden insan odaklı bir yönetim anlayışına sahiptir.
İnsan Kaynakları Yönetimi Sistemi, Personel Yönetimi sistemindeki tüm işleri kapsamakla birlikte, çalışanı işletmenin en önemli kaynağı olarak görüp, çalışanların bütün ihtiyaçlarını karşılamak ve gereken memnuniyeti almak amacıyla tüm çalışmaları misyon edinmiştir.
Rekabet ortamında ayakta kalmak ve zirveye ulaşmanın temeli, işletmelerin en büyük sermayesi insan kaynağıdır.
Bu nedenle İnsan Kaynaklarına yatırım yapmak şarttır.
Sizce de öylemi?