Merhaba yaratılmışların en güzeli ve en değerlisi insanoğlu!.. Okuyanlara merhaba!..Okuyup feyiz alanlara ve okuduğundan ders çıkaranlara merhaba!.. Yargıç olup hakkı savunan, haksız yere yargılayan, şu fani dünyayı ebedi sanan gafillere diyesim gelmiyor merhaba!.. Usta Ozan Leduni ne söylüyor sizlere: Size söyleyecek birkaç sözüm var. Duyup tutmazsanız size yazıktır. Bu yola girmesin hey! Fesat, fitne kar Lekelenir adımız, bize yazıktır… Hakikat şerrine girmemiş isen, Leduni ilmini çözmemiş isen, Canını canana hey! Sunmamış isen, Ona söylemeyin, söze yazıktır… Her ağızdan çıkan söze kanarsan, Kerkez gibi her bir leşe konarsan, Ecel gelir murdar, murdar kelbe dönersen, Ona kefen sarmayın hey! Beze yazıktır… Melun iyim yardan yaylaya bakmam Ahtı Peymalını elden bırakmam, Körlerin önünde hey! Çıranı yakma, Görmezler ışığı, canım gaza yazıktır… İstedim ki bazı zatı muhteremler benden biraz insanlık dersi alsınlar. Alsınlar da ne oldum değil, ne olacağım diye biraz düşünsünler. Hayat çok kısa, kimin evvel, kimin sonra ahrete gideceği belli değil? Bu gidişi olup, dönüşü olmayan yolun, bir gün musalladan geçtiğini belki hatırlayıp, insan olsunlardır bu sözlerim… Gerçekten bizler insan olarak nasıl bir yol çizmeliyiz diye hiç kendi kendimize sorup, kendimizi imtihan etmiş miyiz? Şöyle bir düşünün, yaptığımız işlerde ticarette, alış-verişlerimizde, tartıda vb. konularda kendimizi hiç hesaba çektik mi? Şu kısacık yaşam süresince neyi doğru, neyi yanlış yapmışız diye kendi kendimize hiç sorduk mu? Yazımın başında da belirttiğim gibi “Yaradılmışların en güzeli ve en değerlisi” olan bizler, neden hep zûlme ve şeytanın oyunlarına alet oluyoruz? Daha birçok soruyu kendimize sorup insanlığımızın hakkını vermek adına ne yapıyoruz diye neden öz eleştiride bulunmuyoruz? Bütün bunları düşünmemek elde değil. İnsan olmak; beyni ve kalbi ile iman etmek. İnsan olmak; Hak yolunda ömrünü tüketmek. İnsan olmak; yaratılanı canı gönülden sevmek. İnsan olmak; nasihatleri can kulağı ile dinlemek!.. |