Her zaman olduğu gibi bu hafta yine bisikletime binip, bazı köy yolları ve tarla arası patikalardan, çamur ve su birikintilerinden geçerek, sağımı solumu gözleyerek yolları aşındırdım…

Her zaman olduğu gibi bu hafta yine bisikletime binip, bazı köy yolları ve tarla arası patikalardan, çamur ve su birikintilerinden geçerek, sağımı solumu gözleyerek yolları aşındırdım…

Geçen hafta, dere kenarında bulunan tarım arazilerinde yetiştirilen sebzelerin, derenin kirli suları ile  sulanarak üretildiğini ve  bu haliyle  sofralarımıza geldiğini belirtmiştim. Bunlara önlem için baraj yapıp veya yer altı sulamayı çoğaltıp, üreticileri damlama tabir ettiğimiz sulama sistemine yönlendirmemiz gerekiyor. Böylece sebze meyvelerimizi hem kolay sulanır  hale getirmiş, hem sağlıklı su kullanmış hem de sudan tasarruf etmiş oluruz.

Geçtiğimiz pazar günü havanın güzel oluşundan yararlanıp, dere kenarlarında dolaştım. Derenin kenarında yürürken,  birkaç üreticinin ürettikleri pırasaları, derenin ortasına kadar çektikleri traktörlerin üzerinde  yıkadıklarını gördüm. Bunları göreceğimden emindim, çünkü yıllarca aynı derede çeşitli sebzelerin yıkama işlemi devam ediyor. Bu dere o kadar kirli ki, sizlerde merak edip gördüğünüz de belki de bir daha sebze yiyemezsiniz. Bu üreticiler, derenin kirli olduğunu bildikleri halde, ürettikleri sebzeleri burada yıkayarak sağlığımızla oynuyorlar. Üreticilerimiz bir ara-ya gelip, ıspanak veya pırasa yıkama istasyonu kurmuş olsalardı, hem kendileri bu kadar yorulmaz hem de yıkanan sebzeler sağlıklı olurdu.

Dere boyunda ilerlerken, lağım sularının karıştığı derelerin suları  ile sulanan mahsulleri, aynı suların içinde bulunan köpek leşlerini gördükçe, yetkililerin artık harekete geçme, önlem alma zamanın geldiğini, hatta geçmekte olduğunu düşündüm.

Dere kenarlarında gördüğüm bir diğer olumsuzluk ise, atılan çöplerdir. Derelerin ve yolların kenarlarına atılan çöpler gün geçtikçe fazlalaşıyor. Çöpler yetmezmiş gibi bir de kömür cüruflarını dökmeye başladılar. İnegöl ile Yenişehir ilçesi arası eski eski yolun üzerine, Hamzabey köyüne yakın bir yere dökmüşler. Hangi fabrikaya ait olduğunu biliyorum ama şimdilik  ismini vermek istemiyorum.  Belki, utanırlar da bir daha fabrikalarında yaktıkları kömürlerin cüruflarını getirip buraya dökmezler. Çünkü yaptıkları iş, tamamen bir doğa katliamıdır. Bu doğa katliamının önü-ne geçilmesini, dökülen kömür cüruflarının kaldırılmasını, yetkililerin buralarda gerekli kontrolü sağlamalarını, doğayı katledenlere cezai işlem uygulamalarını  bekliyoruz.