Bursa'nın dev gıda firması, ürünlerine domuz eti karıştırılmakla suçlanınca neredeyse ülke karıştı.

Kimi komplo kurulduğunu iddia ederken kimi ise Köfteci Yusuf'u boykot ediyor.

Şimdi olayın nasıl, ne şekilde geliştiğini, denetlemenin ne zaman, hangi şubelerde gerçekleştirildiğini ve etlerin ne kadarında domuz eti çıktığını yazmayacağım.

Benim derdim başka...

Köfteci Yusuf Akkaş'ın konuşmalarını dikkatle izledim. Söylediği bir kaç şey çok dikkatimi çekti.

Mesela Köfteci Yusuf’un arkasında siyasi bir güç olsaydı ya da bir yabancı marka olsaydı başına bu denli çorap örülür müydü?

Bakanlık yüzlerce firma ismi yayınlanmasına rağmen neden Köfteci Yusuf kurban seçildi?

Ünlü fastfood firmalarının günden güne eridiği, hatta isimlerini bile kurnazca değiştirdiği bir dönemde Köfteci Yusuf'un başına gelenler büyük soru işareti bence.

Mafyanın Köfteci Yusuf'a çökme iddiaları sonrası, hazırlanan iddianamelerde "Ya istediklerimizi yaparsın ya da ürünlerinde domuz eti var algısı yapıp seni bitiririz" dendiğini de bir kenara koyalım bu arada.

Şimdi gelelim esas soruya...

Bugün Köfteci Yusuf’un başına gelenler, yarın başka zincir restoranlarının başına da gelir mi?

Birileri çıkıp, “Köfteci Yusuf’un başına gelenler senin de başına gelebilir, o yüzden istediğimi ya verirsin ya sen bilirsin” der mi?

Ya da olaya bambaşka bir gözle bakalım, acaba bu tehditlerin yapıldığı ve yüklü miktarda haraç alınan markalar var mıdır?  Kim bilir korkudan yaşadıkları durumu gizleyenler de vardır.

Sözün özüne gelelim, bence bu ülkede yabancı markaları alt üst eden cesur girişimciler çıktı. Ve her ne hikmetse bir şekilde tehdit altında oldukları görülüyor. Bu yabancı şirketler tarafından mı yapılıyor?, yoksa mafya ya da FETÖ tarafından mı? bilemem. Bunu ortaya çıkarması gerekenler devletimizin ilgili bakanlıkları.

Ya da gerçekten Köfteci Yusuf tarafından bir suiistimal varsa, gereği de yapılmalı. Kapısına kilit mi vuracaksınız? Yoksa tarihi bir ceza mı vereceksiniz? bilmem.

Ortada ne kapatma var, ne de ceza. Kamuoyuna açıklanan rapor dışında bir yaptırım yok.

Binde bir oranında domuz eti karıştırılması şu anki kamuoyuna göre pek inandırıcı gibi gelmedi. Durum böyle olunca ömrü hayatında Köfteci Yusuf’a gitmemiş insanlar bile destek amaçlı kapısını çalmaya başladı.

Adam boşuna demiyor, “Bu kez Allah’ın sevgili kuluna çattınız” diye.

Milyarlarca liralık reklam parası verseniz böylesine güzel reklam yapamazsınız. Vatandaş artık Köftecisi Yusuf olayını milli bir olaya çevirdi. Kimileri Bursa’nın namusu, kimileri ise ülkenin namusu gözüyle bakıyor.

Benden söylemesi…