Son 2 maçımız bu ligin önemli kulüplerinden önce Ankara, sonra 1461 Trabzon ile karşılaştık. Birinde kaybettik, birinden galip ayrıldık. Fakat bunların ötesinde öne çıkan konu takımın mücadele göstermesiydi.

Trabzon’da bizim şanssızlığımız maçın başında gol yememizdi. Oysa bizim hiç sevmediğimiz şey budur. Önce yersek beraberlik için yüklenir, sonrasında zaten fazla bir pozisyon veren takım olduğumuzdan işler biraz sıkıntılı gözükecek dedik. Hatta 7.dakikada rakip karşı karşıya kaldığı pozisyonda kaleci Gökhan golü önlemese maç belki o dakikada bitecekti.

Hakkını  yemeyelim, İnegölspor son dakikaya maça ortak olduysa, bunda pay kaleci Gökhan’dı. Yeni transfer Kadir bana umut verdi. Fakat aynı şey Fatih için geçerli değil, ağır bir görüntüsü var. Buda bu lig için problem umarız. Bu görüntü sadece bu maçlıktır. Her ne kadar mücadele edip, maça ortak yok şeklinde açıklamalar olsa da İnegölspor ilk pozisyonu 70’den sonra duran toptan buldu.

Yani 1.ve 2. bölgelerde topla fazla oynasak da 3. bölgede istediğimizi yapamadık. Futbolun kalbinde burada etkin olamazsan diğerlerinin pek önemi kalmıyor. Bu detayı atlamamak gerek. Fakat geçtiğimiz haftalara göre de mücadele ve istek anlamında takımın 2 adım daha iyi olduğunu unutmayalım. Bu maçta mücadele ettik ama yetmedi. Birazda rakipte kaliteli ayakların da buna müsaade etmediğini söyleyelim.

Rakip takımda stoperler Ali Aytemur ve Onur Akdeniz ne yerden ne havadan bize şans tanımadılar. Ceza alanı içinde adeta etten duvar ördüler. Bu 2 maç bize şunu gösterdi. Bu istek kazanma arzusu ve ısırgan futbol anlayışı en azından kendi ayarımızda takımlara karşı kolay puan veremeyeceğimizi gösterir ki, buda sezon sonuna kadar ligde rahat maçlar oynayacağımıza işarettir ki, buda en azından alt sıralardan uzak kalacağız demektir...