Her geçen yılın bitişine ve yeni bir yılın gelişine sevinmeli miyiz? Yoksa tam tersi üzülmeli miyiz?

Her yılbaşını coşku ile kutlayıp, yeni bir yılın sevincini yaşarken, kendimizden nelerin kaybolup gittiğini hiç düşündünüz mü?

Oysa her geçen yılın ömrümüzden gittiğini görmezden gelip kendimizi avutup, kandırarak sevinçle coşkuyla yeni yılları kutlamaya devam etmekteyiz.

Her yılın yeni bir başlangıç olduğunu idrak ederek kendimizin muhasebesini tutmuş olsak, geçen yıllar için kârda mı, yoksa zararda mıyız? Bunu apaçık görebiliriz.

Oysa bizler şöyle salim kafa ile düşünecek olursak, geçmişte yaşadığımız hatalardan ders çıkarıp, yarınlara umut ile bir başlangıcın kapısını açmış oluruz.

Böylece hatalarımız için sıkça kullandığımız, ömrümüzün sonlarına doğru ağzından düşürmediğimiz önemli bir kelimeyi de sarf etmemiş oluruz.

”KEŞKE!”

Evet, keşke şu hatayı yapmasaydım! Keşke hayatımı fuzuli işler için harcamasaydım! Keşke ve keşke ve keşke! Bu keşkelerin ardı arkası kesilmeden, bir şarkıda ki nakarat gibi tekrarlanıp durur. Ömrümüzün son demlerinde böyle bir hataya düşmememiz gerekir!

Yeni yılların anlamı:

“Eğlenip gülüp oynamak, içki içerek sağa sola devrilerek tüketmek midir?” Yılları böyle boş yere tüketirken hiç mi acımaz ve üzülmeyiz?

Sizler kendinize istediğiniz kadar sorular sorarak cevaplarını aramaya koyulun. Cevapların sadece kendi içinizdeki sesin sağduyusu ile çözüleceğine inanırsanız doğru yoldasınızdır. O zaman yeni gelen yılı nasıl geçireceğinizin şablonu da ortaya çıkmış olacaktır.

Şimdi beni çok iyi dinleyerek şu güzel tavsiyelerime canı gönülden kulak verin:

“Bundan sonra gelen her yeni yılı, ayları ve günleri kendi lehimize şahit tutarak ahirete gönderebiliriz." Nasıl mı?

Ömrümüzden bir yılı daha geride bırakacağımız şu günlerde, sayılı nefesimizi nasıl tükettiğimizi sorgulayabiliriz.

Hayır ve şerri, sevap ve günahı vicdan terazisine koyup tartmalıyız. Hangisinin ağır geldiğini görüp kendimizi buna göre ayarlamalıyız.

Yaradılış hikmeti açısından kendimizi bir değerlendirmeye tabi tutarak, bir gün o malum sonun bizi de yakalayacağı bilinci ile elimizdeki fırsatları iyi değerlendirmeliyiz.

Gelin şimdi çok değerli olan ömrümüzü, hayırla, güzellikle sevapla, iyilikle tezyin edelim. Paha biçilmez ömür sermayemizin, kendimizin, değerlerimizin, inancımızın farkına varalım. Bu değerlerimizi heba edecek hiçbir tutum ve etkinliklere zemin hazırlamayalım. Bırakalım Noelleri ve yeni yılları gayri Müslimler nasıl kutlarsa kutlasın.

Biz sermayemizi güzel ahlâkımız ile sâlih amellerimiz ile ebedileştirelim.

Hayatımızın kalan kısmını yaşadığımızdan daha hayırlı ve bereketli olması için gayret sarf edelim. Ve hep birlikte Rabbimize el açalım:

“Ya Rabbim! Günlerimizi, aylarımızı ve yıllarımızı bereketli kıl! Ömrümüzü sâlih amellerle tezyin etmemizi bize kolaylaştır! Bahşetmiş olduğun iman nimetini son nefesimize kadar taşıya bilmeyi bizlere lütfeyle!”

Her gelen yeni yıla çirkince eğlenmek ve başkalarının adetlerine rağbet göstermek Müslüman kişiye yakışmayan bir tutumdur. Kendi bayramlarımızın güzelliği ve özelliği bizlere fazlasıyla yeter! Bizden olmayanların özel gün ve bayramları da bizleri asla ilgilendirmez.

Yeni yılımızın bolluk ve bereketli geçmesi dileği ile hayırlı yıllar dilerim!