Aslında hem yazılarımı hem de programlarımızı takip edenler bilir. Ben haftalardır bu takımın play-off hattına gireceğini inanan biri değilim.
Hala da aynı görüşüm devam ediyor. Fakat futbolun matematiği devreye girince de insan ister istemez acabalara takılmadan edemiyor. İskenderun ve Isparta'nın takıldığı haftada puan farkı 6’ya inince defter kalem elde olur mu olmaz mı hesapları yapılmaya başlandı. Hele bide Isparta ile baş başa kalırsak, onlarla deplasmandaki maçın hikayesini ise anlatmaya gerek yok.
Aylar sonra Uşak deplasmanında galip gelen İnegölspor maçı kazandı kazanmasına ama bir sürü akıllarda soru kaldı. Aylar önce düşmüş rakibe karşı ortaya konan futbol kimseyi tatmin etmedi. Bu maçla birlikte takıma veda eden Bahattin hoca ise oyuncu tercihleri ile az kalsın bu maçta bizi futbol alemine meze yapıyordu. Sahada ne mücadele ne konsantre ne de ciddiyet vardı. İnanın biraz derli toplu rakip karşımızda olsa yenilmemek elde değildi. Berat ile maça başlamak, Yusuf'u devrede oyundan almak, sanki bir yerler ile inatlaşma gibiydi. Oyuna sonradan girenler ise ayrı teldeydi. Sadece Emir bir şeyler üretme çabasındaydı. Öteki arkadaşlar ise tatilde.
Kısaca kolay geçebilecek bir takıma karşı zaman zaman ecel terleri döktük. Bu ise kalan maçlarda bizi de derin düşüncelere sokmuş oldu. Ama atlamayalım play-off şansı devam ediyor ve bu işin olup olmayacağının kararını oyuncularımız verecek. Sadece şehri yönetenlerin biraz kıpırdaması ise işimizi daha da kolaylaştıracaktır.
Son olarak Bahattin hoca görevinden ayrıldı. Takımı 4.hafta aldığında play-off sözü verdi. Görevde kaldığı süre boyunca ise hiç 6. sırayı göremedik. Deplasmanlarda bay geçtik. İç sahada kazanıp, deplasmanda kaybedince ninni dinledik. Bana göre özellikle ilk yarıdaki kadroya bir farkındalık yapamadı ama yine de İnegöl’de el üstünde tutuldu. Görevdeyken kulübe ihtar vermesi yakışmadı. Fakat biz yine hizmetleri için teşekkür edelim ve kalan 6 maç bizi nereye götürecek ona bakalım...