İlk olarak seyretmiş olduğunuz filmin ismini ve hangi sinemada seyrettiğinizi hatırlıyor musunuz? Sene 1938-1939. O zaman King Kong filmi var sinemada. Siyah beyaz bir filmdi. İskenderun´da kapalı şar isimli sinemada. Sinemanın kapısına kocaman bir King Kong maketi koyulmuş. Onun bacaklarının arasından içeriye giriliyor. Film 4 saat sürüyor. O zamanlar Amerikalıların çekmiş oldukları müthiş bir film. Hem macera var hem de duygusal. Kızlarda aşık oluyorlar bu filme. O dört saat boyunca çocukları da getiriyorlar, aileler. Bende annemle beraber gitmiştim. O zamanlar 5,5 yaşlarındayım. Gözlerim büyük bir merakla makinadan gelen ışıkta, heyecanla ışığı izliyorum. Bana çok garip geliyor. Sinemaya gelenler sanki pikniğe gider gibi yemekleriyle gelmişler. Film uzun sürdüğü için dört kere ara veriliyor. Güzel bir filmdi. Dünyada defalarca izlenmiş. O filmden sonra başkaları da yapıldı ama ilkinin yerini diğerleri dolduramadı. Makiniste bakıyorum, oraya nasıl çıkılır, bulmaya ve heyecanla keşfetmeye çalışıyorum. Bu benim hayatımda dönüm noktamdır diyebilirim. Bu film ilerde sinemacı olacağımı yolunu açan filmdir. Beni bu kadar çok etkilenmiştir. Küçük yaşta bu kadar etkileyici muhteşem bir film ve benim ilk defa sinemayla tanıştığım film olmuştur. Çocukluk ve gençlik yıllarınızda bir gün mutlaka oyuncu olacağım diye bir düşünceniz var mıydı? Evet, öyle bir düşüncem hep vardı. Benim sinemaya girmem tesadüfi değil. Oyuncu olabilmenin hayalleri daha çocukluk günlerimde başlamıştı. Oyuncu olmasaydınız ne olmak isterdiniz? Yazar olmak, şair olmak isterdim. Küçük yaşlarda şiir yazıyordum. İlkokul yıllarında derslerde şiir yazdığım için öğretmenlerle kapışırdım. Öğretmenler ders içerisinde şiir yazdığımı pek iyi karşılamazlardı. Bu yüzden kızarlardı. Bugüne kadar çok oynamayı isteyip de, oynayamadığınız, içinizde ukde kalan bir rol oldu mu? Olmaz mı, içimde ukde olarak kalan çok rol var. Zor rolleri oynamak isterim. En çok evlatlarına aşırı düşkün şefkatli bir babayı oynamak isterim. Yeni nesil seyirci sizi tanıyor mu? Evet diziler çok seyredildiği için dizilerden dolayı çok iyi tanıyorlar. Keşke hiç oyuncu olmasaydım dediğiniz bir an oldu mu? Hayır, hiç olmadı. Oyuncu her rolü oynamalı mıdır? Hayır, oyuncu her rolü oynamamalıdır. Her rolü kesinlikle kabul etmem. Oynamadan önce seçici davranarak senaryoyu incelerim. Oyunculuk mu zor, kitap yazmak mı daha zor? İkisi de aynı benim açımdan. Kitap yazmak da, oyunculuk da zor. Kitap yazmak mı, oyunculuk mu sizi daha çok heyecanlandırıyor? Hangisi daha çok sizi mutlu ediyor? Ayırmıyorum. İkisini de aynı görüyorum. İkisi de beni mutlu ediyor. Sizi oynadığınız filmlerde, dublaj olarak kimler konuşurdu? Filmlerinizde kendinizi konuştunuz mu? Beni genelde filmlerde tiyatrocu Kenan Işık konuşurdu, bir tek. Ben kendimi konuştum, başkalarını konuştuğumda oldu. Hatta kısa bir süre için dublaj asistanlığı bile yaptım. Oynamış olduğunuz filmlerden hangisi sizi çok etkilemişti? Biri ve diğerleri filminde şef garson rolünü oynamıştım. Sinema filmiydi. Aytaç Arman başroldeydi. Sinemada seyrettiğim bu filmde seyircilerin çok etkilendiğini görmek beni de çok etkilemişti. Oyunculuk açısından o filmdeki rolümü çok beğendim. Oyunculuğun size göre en zor tarafı nedir? Oyunculuğun en zor ve acı tarafı yaşarken kıymet bilinmemesidir. Bizde nedense ülkemizin değerleri öldükten sonra hatırlanır ve kıymete biner. Siz dizi filmlerde de oynuyorsunuz. Size göre sinema oyunculuğu mu, dizi film oyunculuğu mu daha zor? Şimdi diziler uzun olarak çekildiği için dizi filmleri zorlaştı. Dizi çekimlerinde 18-20 saat çalışıyorlar. Dizi çekimleri zorlaştı. Dizi filmleri uzun olduğu için sinema oyunculuğuna göre daha zor. Türk sinemasının size göre en büyük sorunu nedir? Günümüz sinemamızda artık teknoloji iyi derecede var. Oyuncu, yönetmen eskiden beri zaten vardı. Senaryo da var. Son yıllarda eskiye nazaran mali kaynak çalışmaları başlatılmış olsa da yeterli değil. Bana göre günümüz sinemamızın en büyük sorunu mali kaynaktır. Oynadığınız rollerde işte ben buyum dediğiniz bir yol oldu mu? Bütün rollere önem verdim, işimi aşırı şekilde ciddiye aldığım için bütün rollere kendimi filmdeki karaktere. Ben oymuşum gibi kaptırırım, o şekilde oynamaya çalışırım. Bütün rollerde ben buyum diyerek oynadım. İşimi ciddiye aldığım için o filmlerdeki karakterler gibiydim. Hepsi oynamış olduğum bütün roller beni etkilemiştir. İşimi çok ciddiye alırım. Oynadığım rolü gömlek gibi giyerim. Rolün hakkını veremezsem o oyunu oynamam. İlk oynamış olduğunuz filmin ismi neydi? Cüneyt Gökçer, Münir Hayri Egeli gibi oyuncularında olduğu filmde casus rolünü oynamıştım. Filmin ismi ‘Nilgün´dü. Yönetmenliğini Münir Hayri Egeli yapmıştı. Sizin için hangi filminiz dönüm noktası oldu? Eşkıya filmindeki Abuzer Ağa rolü beni etkilemiştir. Benim için dönüm noktası olmuştur. Bizden Türk sinemasından unutamadığınız bir film ismi dersem ne söylemek istersiniz? Bizden Kanlı Nigar filmi etkilemişti. Yine Affet Beni Allah´ım isimli film çok etkilemişti. Usta aktör Eşref Kolçak vardı o filmde. Yabancılardan, dünya sinemasından seyrettiğinizde etkilendiğiniz bir film oldu mu? Audrey Hepburn´un oynamış olduğu Roma Tatili isimli film beni çok etkilemişti. Oyunculuk dışında hangi işlerde çalıştınız? Okul tatillerinde simit ve gazete satarak atıldığım iş hayatını berberde çıraklık yaparak devam ettirdim. Berberlikten sonra ayakkabıcı da çalışmaya başlamıştım. Fakat gazete satmayı hiç bırakmadım. Boş vakitlerde koşarak gazetelerimiz alıyor ve dükkan dükkan dolaşıp satışımı sürdürüyordum. Kısa süreli olarak çalıştığım bu işlerden sonra uzun süre çalıştığım ve gerçekten başarılı olduğum meslek olan terziliğe ilk adımımı attım. Tarsus´ta bir terzinin yanında çıraklık yaparak öğrendiğim mesleğin ileri de bana çok faydasını görmüştüm. Daha sonra figüranlık, senaristlik, yapımcılık, yönetmenlik, set işçiliği ve oyunculuk gibi işlerde çalıştım. |