Üstad Necip Fazıl Kısakürek ölümünün 29. yılında anılıyor. Merhumu sağlığında hiç görmedim, vicahen hiç dinlemedim ama gazetelerini ve kitaplarını çok okudum. Oysa bizim 68 kuşağının çoğu onun konferansları ile büyüdü şekillendi.

Üstad Necip Fazıl Kısakürek ölümünün 29. yılında anılıyor. Merhumu sağlığında hiç görmedim, vicahen hiç dinlemedim ama gazetelerini ve kitaplarını çok okudum. Oysa bizim 68 kuşağının çoğu onun konferansları ile büyüdü şekillendi. Tevafuken vefat ettiği gün İstanbul’da idim. Fatih Camiinde cenaze namazını kılmak nasip oldu. Allah affetsin.. Rahmet etsin.

Üstad çok renkli bir sima idi. Onun şairliği, edebiyatı, hitabeti üzerine diyecek yoktur. Çoğu onun başka bazı özelliklerini bilmez bilmez. Merhum Üstadın atlara karşı büyük bir sevgisi ve zaafı olduğunu biliyoruz. Onun onlarca kitabının içinde ATA SENFONİ isimli bir kitabıda vardır. Üstadın çok yakın arkadaşı Kadir Mısıroğlu bu kitabın yazılış serüvenini şöyle anlatır.

Üstad aristokrat bir insandır. O günkü İstanbul yüksek tabakası nasıl yaşıyorsa oda öyle yaşamaktadır. Tabi bu yüksek hayat masraflı bir hayattır. İyi bir geliri olmayan üstad, hayat masraflarını karşılayabilmek için Ak Banka kredi borcu yapar. O zamanlar Ak Bank umum Müdürü meşhur Erol Dallı’dır. Erol Bey aynı zamanda Jokey Kulübünün de başkanıdır. Bu günkü kuşaklar bu isimleri bilmezler. Erol Dallı aslında üstadın savunduğu dava ile alakası olmayan biridir. Bu kabil çevreler, sırf üstadın “şair ve tiyatro yazarlığı” yönü-ne hayrandırlar.

Hatta zaman zaman üstadın Müslümanlığına hayıflanıp “kendisine yazık ettiğini” filan söyleyenler vardır. Ama üstad her seferinde bu kabil söz sarfedenlere üpe çekileceğini bilse gerekli cevabı vermekten asla çekinmez.

Erol Dallı bir gün üstad’a; “N.Fazıl Bey, bu borçlar epey birikti, bunları ödemek için sana bir teklifim var; Siz yazarsınız, edebiyatçısınız. At üzerine bir kitap yazın, bende onu Jokey kulübüne satın alarak size bir telif ücreti ödeyelim, bu hesap da böylece kapansın..” der. İş böyle bağlanınca Üstad da bu ATA SENFONİ kitabını yazar. Kitap Ak Bank kültür eserleri arasında yayınlanır. Üstad da bu borçtan kurtulur. (Necip Fazıla Dair-Sebil yayınevi)

Üstad Necip Fazıl beyin Başbakan Menderes ile de bir tarihi buluşması vardır. Büyük Doğu haftalık mecmuasını çıkardığı yıllar. Ozamanlar ancak abonelere satış yapılabiliyor. Gazete, dergi çıkarmak masraflı bir iş. Üstad Başbakan Menderes’ten yardım isteyecektir ama bir türlü randevu alamaz. Nihayet bir aracı vasıtası ile Menderes’e ulaşır. Başbakanla bir gün sabah namazından önce resmi konutta buluşurlar. Hal hatır sormalarından sonra Üstad;

- Benim gibi bir adamın eline boyacı sandığını alıp Eminönünde ayakkabı boyacılığı yapması sizin için bir şerefmidir? diyerek tarizde bulunur.

Başbakan;

- Necip Fazıl Bey ızdırabınızı anlıyorum, fakat siz benim burada neler çektiğimi bir bilseniz! iki değirmen taşı arasındaki buğday tanesi gibiyim. (Celal Bayar ile Medeni Berk’i kasdediyor. Medeni Berk, zamanın Devlet Bakanı mason ve C. Bayar’ın adamıdır.) Şu parayı al diyerek 150.000 TL verir. Ayrıca bir aylıkta bağlar. Arkasından da “arasıra bize çat/aleyhimizde yaz da CHP’liler bunu iktidar destekliyor demesinler” der. (Geçmiş Günü Elerken)

Büyük Doğu bir batmış bir çıkmış epey badireler atlatmştır. Devamlı çıkması CHP’lileri endişlendirebilirdi. Nitekim haftalıktan günlük çıkmaya başladığında o  zamanın CHP’sinde hızlı bir idareci olan Kasım Gülek’e demişlerki: “Efendim ‘Büyük Doğu’ günlük gazete olacakmış. Haftalık iken bu adamla baş edemiyoruz, şimdi günlük olursa ne yapacağız?...”

Kasım Gülek cevap vermiş;

“-Korkmayınız!. Çok devam etmez batar!.. Çünkü, N.Fazıl parasını ve dostluklarını idareli kullanmayı beceremez…” Hakikaten bu teşhis doğru çıkmış gazete az zaman sonra kapanmıştır. (N.Fazıl’a Dair)

Kendi ifadesi ile “..Ben mamutlar gibi nesli tükenmiş bir varlığım!..” dermiş. Allah kusurlarını bağışlasın.. Hak ve hakikat adını yaptığı hizmetler ecir olur inşallah...