Geçtiğimiz günlerde beni çok duygulandıran bir durumla karşılaştım. Sarraflar Çarsısından geçiyordum, 12-13 yaşlarında üç erkek çocuk gördüm.. Yaptıklarına inanamadım. Yaşları 12 veya 13 civarında olan bu çocuklar, bir yandan çevrelerini kontrol ediyor, bir yandan ellerindeki defter ve kitapları mahsustan yere düşürüp, düşürdükleri defter ve kitabı yerden alırken ise, sigara izmariti topluyorlardı…

Geçtiğimiz günlerde beni çok duygulandıran bir durumla karşılaştım. Sarraflar Çarsısından geçiyordum, 12-13 yaşlarında üç erkek çocuk gördüm.. Yaptıklarına inanamadım. Yaşları 12 veya 13 civarında olan bu çocuklar, bir yandan çevrelerini kontrol ediyor, bir yandan ellerindeki defter ve kitapları mahsustan yere düşürüp, düşürdükleri defter ve kitabı yerden alırken ise, sigara izmariti topluyorlardı…

Dikkatimi çekti, hayret ve üzüntü içerisinde  takip ettim. Çocuklar aynı hareketleri sigara izmariti gördükleri yerde tekrarlıyorlardı…

Dayanamayıp yanlarına sokuldum ve tatlı bir dille çocuklara sigaranın zararlarını anlattım. Çocuklardan birinin cebinde bir poşet gördüm.  Poşeti istedim, çocuk hiç tereddüt etmeden cebinden çıkarıp bana verdi.  Poşetin içerisinde iki avuç kadar si- gara izmariti vardı. Çocuklara çok tehlikeli bir iş yaptıklarını anlattım. Topladıkları si- gara izmaritleri nedeniyle çeşitli hastalıklara yakalanabileceklerini söyledim. Yerden topladıkları sigara izmaritlerini atan insanların her türlü hastalığı taşıyabileceğini vurgulayıp, “Siz de yerden topladığınız bu izmaritleri bırakın içmeyi, toplarken bile onların taşıdığı hastalıklara yakalanırsınız” deyince, çocuklar izmarit dolu poşeti, önce su ile doldurup, ardından yakındaki çöp konteynırına attılar.

Bir daha sigara izmariti toplamayacakları ve kesinlikle sigara içmeyecekleri sözünü veren çocuklar teşekkür ederek, yanımdan uzaklaştılar. Çocukların bu davra- nışı üzüntümü biraz olsun azalttı..

Gelelim ikinci konuya, Ankara caddesi üzerinde gördüğüm israfa…

Ankara caddesi üzerinde Orhaniye kavşağından Avarlar kavşağına kadar olmak üzere yolun gidiş - geliş şeritlerini birbirinden ayırmak, sürücülerin şerit ihlalini engellemek, trafiği bir düzene koymak anlamında göze de hoş gelen  bir çalışma yapıldı…

Fakat gidi-geliş şeritlerini ayırmak için koyulan işaretler, yaklaşık 5 santimetrelik  dubel veya vida ile tutturulmuş. Yani sağlam yapılmadığı için çoğu yerinden sökülmüş. Halbuki bu işaretler kısa bir süre önce caddeye monte edilmişti. Böylelikle  tüyü bitmemiş yetimlerin, öksüzlerin hakkı olan paralar savrulmuş olmuyor mu? Yerlerinden sökülüp yok olan bu trafik işaretleri için harcanan bunca para kimin cebin- den çıkıyor? Uygulamayı yapan yetkililere duyuruyorum, gidip kendi gözleri ile yapılan israfı görebilirler…

Bir diğer sorun ise, geçtiğimiz günlerde de belirtmiştim. Kısa bir süre önce  hizmete giren doğu garajının eksiklerini yetki-lilere iletmiştim… Hizmetlerin eksik, hatalı yapılması karşısında bir vatandaş olarak çok üzülüyorum. Doğu Garajının yan  kısmındaki dükkanların arka kısımlarının görüntüsünü kesmek amacıyla koyulan panoların kontraplak olduğunu, bir yağmur yağdığında bozulup, döküleceklerini söylemiştim.

Söylediklerim şimdi gerçekleşmiş durumdadır. Bunu yaptıran yetkililer gidip görsünler, utanç verici durumu belki ortadan kaldırmak için harekete geçerler.  Çünkü, bu İnegöl bizim, başka İnegöl yok…