Evet, bu günkü yazımı biraz sinirden ve stresten uzak, hayatın içinde yaşadığımız tüm işlerde iyi ve yararlı işler yaparak geçirmek üzerine biraz bir şeyler karalayayım dedim.

Yazıma başlamadan önce sizlere güzel bir sözle merhaba demek istiyorum:

“Çocuklarınızı kendi yetiştiğiniz çağa göre değil, onların bulundukları çağa göre yetiştiriniz!”

Evet, içinde bulunduğumuz çağa kim ne ad koyarsa koysun, neticede günden güne değişen ve gelişen çağa ayak uydurmamız gerekir. Bu içinde bulunduğumuz çağda teknolojiyi iyi kullanmamız ve gelişen teknolojiyi kötü işlere alet etmedikçe başarıya ulaşabiliriz.

Akıllı cep telefonlarını birer oyun konsolu olarak, sürekli ipe sapa gelmeyecek şeyleri paylaşıp insanlara hakarete varacak sözler yazarak kişi haklarına tecavüz etmek gibi durumlar için kullanmamalıyız. Bilgi çağında bilgisizce hareket etmek, abeste iştigal etmektir. Yazımın başlığında ki soru misali:

“ZAMAN MI BİZE UYMALI, BİZ Mİ ZAMANA UYMALIYIZ?” sorusunun mantıklı cevabı tabi ki bizim zamana uymamızdır olacak. Ancak biz zamana nasıl uymalıyız? Sorusunun cevabı ise gayet açık ve nettir:

1- Zamanın gerektirdiği, yaşamda kullandığımız araç ve gereçleri iyi yönde kullanmak.

2- İçinde bulunduğumuz zamanın nimetlerinden faydalanırken inancımıza ters düşecek şeylerden kaçınarak.

3- Bizim gelenek ve göreneklerimize, (Örf ve adetlerimize) ters düşen şeylerden kaçınarak.

4- Çağa uyacağım diye bizden olmayanların yaptıkları ucube modalara uymamak.

5- Zamanımızın kısıtlı olduğunu düşünerek iyi işler yapmak için çaba harcamalıyız.

Daha birçok konuda bu maddeleri sıralayabiliriz. Kısacası bizim zamana uymamızın olmazsa olmazlarını asla aklımızdan çıkarmamamız gerektiğini çok iyi bilmeliyiz.

Tabi bizim yaştakiler değişen ve gelişen çağa ayak uydurmaları hayli güç olmuş olsa da, zamanın çarklarını durdurmamızın da imkânsız olacağını biliyoruz. Ancak bizim yaşadığımız çağda, yukarda da belirttiğim gibi adetlerimize ters düşen davranış ve konuşmalarımıza da dikkat etmemiz gerektiğini unutmayalım.

Örneğin gençlerin bu gün sarf ettiği birçok kelimeyi ben şahsen çözemiyorum. Bunların ne olduğuna ve ne anlama geldiğine gelin siz karar verin!

Biz bir şeye şaşırdığımızda: “Sübhanallah” deriz. Şimdikiler ise: “Vaaaavv! Veya O May Goot!” diyorlar.

Biz herhangi bir şeyi beğendiğimizde veya bir olaya sevindiğimizde: “Elhamdülillah” deriz. Şimdikiler ise: “Oleyy! Yuppi! Süper!” diye sevinçlerini dile getiriyorlar.

Biz bir topluluğa girdiğimizde: “Selamünaleyküm!” deriz. Şimdi ki nesil ise: “Selam millet!” diye hitap etmekteler.

Biz kötü birinin kötülüklerinden kurtulması için: “Allah bu insanı ıslah eylesin!” deriz şimdikiler ise: “Hay kahrolası adam kötü enerji yayıyor!” diye cevap alırsınız.

Bazen düşünüyorum da, şimdiki nesil’in ataları kalkmış olsalar torunlarının dilinden anlarlar mı? Yâda, kıyafetlerine bakıp bu eciş, bücüş topluluğu kimin neyi, kimin nesi? Demezler mi?

Ben yukarda k şimdiki neslin konuşmalarından sadece birkaç örnek verdim. Daha buna benzer yüzlerce hatta binlerce saçmalıklarla dolu bir konuşma sistemi almış başını gidiyor.

Bu sözünü ettiğimi ve bizce olumsuz olarak görülen şimdi ki gençliğin konuşma tarzı; Teknoloji çağının bir ürünü mü diye soracak olursanız, bu olumsuzlukların teknoloji ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını göreceksiniz. Bizdeki sadece batının bize ve gençliğimize dayattığı olumsuz tavırlardan başka bir şey olmadığının farkına varacaksınız. Bizim gençliğimizin batıya olan özentisi maalesef hiç bitmeyecek.

Şimdi sizlerde bana hemen soracaksınız:

“Sizin zamanınız farklı mıydı?”

Cevap vermek gerekirse üzülerek söylemek zorundayım: gerçekten pek farklı değildi. İspanyol paça pantolonlar, uzun saç, favoriler ve yabancı müzik hayranlığı” gibi özentilerimiz oldu. Zaman ilerledikçe bütün bu yaptıklarımızın bir deli saçması olduğunu anlasak ta batının erozyonuna kendimizi kaptırdığımız gerçeğini asla inkâr edemeyiz.

Bu da bizim kendi öz eleştirimiz olsun. Bizler bu çağda yaşayan bir genç olmuş olsaydık ne olurdu sorusuna ise ben şöyle cevap vermek istiyorum:

“Eğer şimdiki kafa yapım ile genç olmuş olsam asla böyle olaylara itibar etmem!” derdim. Ancak bizlerin yaşadı çağın şimdiki ile kıyaslaması yapıldığında bizim yaptığımız olumsuzluklar şimdikilerinin yanında çok mahzun kalacağı da bir başka gerçektir. Bizler o dönemde yaptıklarımız için: “Keşke yapmasaydım!” diye hayıflanıyorsak o yaşadıklarımızın yanlışlıklarını şimdiki gençliğin yaşamasın diye yol göstermeye çalışıyoruz.

İnşallah bizleri dinler de gençliklerini çağın teknoloji aletlerini iyi ve yararlı yollarda kullanırlar. Kötülüklerden ve boş işler ile uğraşmalardan uzaklaşıp, vatana ve millete nasıl yararlı bir birey olurum çabası içinde olurlar.

Bizim dilek ve temennilerimiz bu yönde.

Allah gençliğimize z vermesin ailesine ve millettine layık bir evlat eylesin!...