Ahıskalı kardeşlerimiz yıllar süren sürgünün ardından topraklarımıza yani özyurtlarına gelmişlerdir. Çektikleri çileleri anlatmaya kelimeler yetersiz kalır. Sırf Müslüman oldukları için zulüm görmüşlerdir. İslam adına çektikleri zulüm ve hicretleri günahlarına kefaret sayılır inşallah. Kendileri bizden farklı değildir. Şahsım adına hepsi öz kardeşimdir. Tüm vatandaşlarımız da kendilerine aynı duygularla karşılık vermiştir. Ne yazık ki vatandaşlarımızın Ahıskalı kardeşlerimize gösterdiği hoşgörüyü devletimiz göstermemiştir. Türk ve Müslüman olduğu için zulüm ve sürgün gören kardeşlerimizi kapılarını açan devletimiz, Ahıskalı kardeşlerimizi kendi sınırları içinde yetim bırakmıştır. Ahıskalılara vatandaşlık hakkı verilmemiş ve kardeşlerimiz kaderine terk edilmiştir. Kötü şartlarda, fazla mesaiyle, karın tokluğuna çoluk çocuk çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışmışlardır. Herşeye rağmen şikayetçi olmuyorlar ve yaşadıkları çevreye olumlu anlamda katkı sağlıyorlar. Yaşanılan tüm olumsuzlukların üzerine bir de vatandaşlık alamıyorlar. İşverenler bunu fırsat bilip ucuz ve kaçak çalıştırmaya çalışıyorlar. Hastaneye gidemiyorlar, ilaç alamıyorlar, resmi hiçbir işlem yapamıyorlar. İlaç alamadığı için ölen bebeğini hastaneye götüren ve kimliği olmadığı için bebeğinin cansız bedenini hastaneden alamayan babanın gözyaşlarına bizzat şahit olmuştum. Çalıştığı fabrikaya baskın yapan polise yakalanıp sınır dışı edilmemek için ikinci kattan atlayıp kaçmak zorunda kalan işçinin gözyaşlarına da şahit oldum. Tüm bu şahitliklerim Ahıskalı kardeşlerimin yaşadığı sıkıntılara karşı tepkimi kat be kat artırıyor. Ahıskalı kardeşlerimizin yaşadığı İnegöl´de dernekleşmesini ve derneğin mücadelesi takdire şayandır. İnegöl Ahıskalılar Derneği Ahıskalıların dertlerine derman olmaya çalışıyor bundan kesinlikle şüphem yok. Dernek Başkanı ve yönetimi “vatandaşlık hakkı” kazanma konusunda epey mücadele verdi. Ancak dernek başkanının en son yaptığı açıklamaya bakarsak Ahıskalılara vatandaşlık hakkı yerine aylık 53 TL Genel Sağlık Sigortası karşılığında oturma izni verilmesi “müjdesi” veriliyor. Buna müjde değil Ahıskalıların ağzına bir parmak bak çalmak denir. Ahıskalı kardeşlerimizin hakkı TC VATANDAŞLIĞIDIR. Aylık 53 TL karşılığında alınan oturma izni değildir. Kültürel ve soy olarak hiçbir ortak noktamız bulunmayan Suriyeli mültecilere vatandaşlık verilirken, kendi canımızdan kendi kanımızdan olan Ahıskalı kardeşlerimize vatandaşlık vermemek düpedüz HEZİMETTİR. Bu hezimeti kamuoyuna ZAFER olarak sunmak da Ahıskalıların ve kamuoyunu KANDIRMAKTIR. Suriyelilere kimlik dağıtırken Ahıskalılara oturma izni vermek akla ve mantığa karşıdır. İddia ediyorum; “Suriyelilere mi Ahıskalılara mı vatandaşlık verilsin” sorusunu halka sorun %90 Ahıskalılara vatandaşlık verilsin sonucu çıkacaktır. Ahıskalılar Derneği Başkanı ve yönetiminin verdikleri mücadeleye saygı duyuyorum fakat VATANDAŞLIK beklerken OTURMA İZNİ hakkını kamuoyuna Zafer olarak sunmalarını da şiddetle kınıyorum. Ahıskalılar bu coğrafyanın öz evlatlarıdır. Kendilerinin hakkı oturma izni ya da buna benzer haklar değil TC VATANDAŞLIĞIDIR. Kim ki bunu başarır işte o gerçek bir muzafferdir. --------------- Savaş Çıksa Ahıskalılar Ne Yapar? Devletimiz soydaş ve dindaş muhacırlara daima kucak açmıştır. Türk milleti muhacırları hor görmemiş evini, aşını paylaşmıştır. Göçmen dememiş, küçümsememiş, kız almış, kız vermiş akraba olmuştur. Savaş bir şekilde insanları bir yerden bir yere göç ettiriyor. ----------------- Velhasıl... Komutan olmak için savaşçı olmak gerekir. Şayet savaşmayı bilmiyorsanız komuta etmeye de hakkınız yok demektir. Gerçek komutanlara selam olsun. |