6 puanlık maçta İnegölspor rakibine yenilerek zirve yolunda büyük avantaj yitirdi.
Teknik Direktör Osman Özdemir´in cezalı oluşu nedeniyle Gümüşhane maçında kulübede dümeninin başına yardımcı Antrenör Eyüp Taş geçti. Maçın hafta içi olması, bunun yanına birde mobilya fuarıda eklenince İnegölspor kendisi için hayati önem taşıyan maçta seyirci desteğindende uzaklaştı. Tabi bu mağlubiyet dünyanın sonu değil, daha bu köprünün altında çok sular akar gerçeği ortada ama biz bu maçta özellikle ikinci yarı ortaya koyduğumuz futbol ile direkt 1. Lige çıkmanın uzağında olduğumuzu gösterdik. Play-off ise ne getirir ne götürür bilinmez.
Maça İnegölspor çok iyi başladı. Hatta ilkyarıyı önde tamamlamanın yanında gol pozisyonu bulan ve harcayan yine bizdik. Gümüşhane bu bölümün bazı zamanlarında topla çok oynasa da, sahada isteklerini yapan ve golü bulan İnegölspor olunca tamda işler istediğimiz gibi gidiyor demeye başladık. Emre Okur´u forvette deneyen teknik heyet, bence bunda başarılı oldu. Fakat bu ligde zirve iddian varsa daha ekstra özelliği olan oyuncuların olacak ve bunlara birde çok koşan basan ve agresif yapıda yardımcı oyuncularda eklenecek, bu işin kuralı bu. Ekstra oyuncumuz var ama bu maçta sahne almadılar. Çok koşan ya da öyle görünen oyuncular var, onlarda sessiz kalınca, kadro yapısı olarak belki ama mücadele olarak 3 puanı hak etmeyen Gümüşhane elini kolunu sallayarak 3 puanı aldı, gitti.
Kalede Tevfik, Şener´in yokluğunda şans yakaladı. İlk golde kontrpiyede kaldı, ikinci golde ise hamle dahi yapamadı ama yan ve uzun topların çoğunu ya elinden kaçırdı yada alamadı. Toparlanması şart. Savunmada Bilal gereksiz sarıların cezasını takımı 10 kişi bırakarak ödedi ama hakeminde İnegölspor´u hem pozisyonlarda hemde sarı kartlarda ince ince doğradığını es geçmeyelim. Geçen hafta İzmir bu hafta İzmir. Bu bölgeden başka hakem yok mu? Memlekette arkadaş. Bunlarla bu sezon çok işimiz olacak gibi, artık hayırlısı. Kaptan Kemal´in mücadelesine sözümüz yok ama Kemal´in kaptanlığını sahada göremniyoruz. Kaptan bağırır, çağırır, oyunu hareketlendirir. Kimse babasının hayrına futbol oynamıyor. Sahada mücadele hırsı düşünce sen devreye gireceksin kaptan. Sağda Lider beni en çok yanıltan oyuncu. Ağırlığını atamadı gitti. Oysa bu ligin en iyi, en çabuk sağbekiydi. Umarım o da kalan maçlarda ekstra yönünü ortaya çıkartır. Solda Recep ise her geçen hafta formunu artırıyor. O da arkadaşlarından bir adım önde maçı bitirdi.
Orta alanda üstünlük tamamen Gümüşhane takımın kontrolünde geçti. Bizde ise Berkay duran top organizasyonu dışında sahada fazla yok. Koşması, ikili mücadelelere girmesi gerek. Yine o bölgede Oğuz´da fazla koşmayınca işler tamamen Emrah Dağ´a kalıyor. O da koş, mücadele et, rakibi bozmaya çalış, dönen topu kullanmaya çalış nereye kadar. Ömürcan ve İsmail Köse sahanın en durgun oyuncularıydı. Oysa hem İsmail hemde Ömürcan bu maçta kendi kalitelerini gösterse bana göre skor daha farklı olabilirdi. Kırmızı kart sonrası oyuna Mustafa Vargel dahil oldu. Bu değişlklik yerindeydi fakat ikinci golde hatalı pasın rakip takıma asist olması hem Vargel hemde İnegölspor için büyük talihsizlikti.
Sonuç olarak kaliteli oyunculara sahip ama bunu sahaya yansıtamayan bir Gümüşhane karşısında maçı kaybetti. Unutmayalım 70. dakikadan sonra İnegölspor 10 kişi kalınca rakip takımın biraz daha kalemizde fazla görüldüğünü söyleyebiliriz ama maçın bazı anlarında doğru işler yapsak, İnegölspor maçtan rahatlıkla 3 puanla ayrıldı bu kesin. Yine göze çarpan bir ayrıntı, maçın uzatmaları oynanıyor, takım 2-1 mağlup, sanki maç bitmiş modunda oynuyoruz. Bu tecrübede bir takımın bu kadar duygusallığa kapılması çok tuhaf. Takımın ikinci yarının ortalarından sonra koşmaya hali yok. Hele hele 10 kişi kalınca bu dahada belirginleşiyor. Bence iyi düşünüp, çok ama çok farklı kararlar almalıyız. Çünkü her geçen hafta aleyhimize işliyor ve artık fikstür olarakta dezavantajlıyız. Yoksa bunca emeğe, bunca isteğe çok yazık olacak.