İnegölspor´un fikstür dezavantajı olduğunu ve özellikle iç saha maçlarından kesinlikle galibiyetle ayrılmasının gerektiğini haftalardır söylüyoruz. Ne yazık ki bizim daha önce görüp yaşadığımız tecrübeyi futbolcular ya anlamıyor ya da anlamak istemiyor. Ama şunu söyleyelim, ligin bitimine 8 hafta var ve en az alt sıradaki takımlar kadar tehlike çanları İnegölspor için çalmaya başladı bile. İçerde son oynadığı Aydın ve Karşıyaka maçlarını kazanamayan bu kadro artık kalan daha zor rakipler karşısında sezon başından buyana yapmadıkları olağanüstü mücadelesini vermek zorunda. Karşıyaka karşında kazanma adına zaman zaman girişmelerde bulunmasına rağmen bir türlü 3. bölgeye top taşıyamayan ya da taşıdığı kadar ki zamanda da bunları değerlendiremeyen bir takım vardı sahada. Rakibin önce İnegölspor´a çekinceli davranması, sonrasında ise üstüne gelen giden olmayınca cesaret alıp üstümüze gelmesi ya da golü bulamaması inanın bizim şansımıza olan bir durumdur. Sahada oynayan futbolculara bakıldığında, kalede Şener, savunmada Bilal ve Ali Aytemur´un iyi mücadele ettiklerini söyleyebiliriz. Kanatlarda ise Recep´in iyi bindirmelere karşın son final pasını istediği şekilde yapamaması onca çaba ve mücadeleyi eksik bırakıyor. Sağda Lider maç seçen ve maçın durumunun yanında karşısındaki rakibe göre çıkıp çıkmama kararı veriyor. Fakat çıkışlarda onunda adrese giden topu yok. En azından haksızlık etmeyelim bu maçta böyleydi. Ortada Hasan Küçük´ün mücadele ve takımı atağa kaldırma çabası üst düzeydeydi. Fakat bu futbolcunun yanında en az onun kadar istekli ve oyun zekasını yüksek tutacak bir futbolcu gerek. Ben Ergün hocanın yerinde olsam bu hafta orta sahaya Hamit-Hasan Küçük ikilisiyle başlarım. Tabi hocanın kendi bileceği bir durum olduğunun da altını çizelim. Emrah Dağ´ın Hasan´ın çok koşmasının yanında biraz boşta kalır görüntüsü var aslında. Onun yükü hafiflemiş olsada, şu ana kadar bu durumu ekstra yönüne çeviremediğini söyleyelim. Sağ önde Emre Okur´un ilk yarıda yaptıklarını hep alkışladık, hep takdir ettik. Fakat maalesef ikinci yarı onun adına madalyon tamamen tersine döndü. Alıp götüren, takımı ateşleyen ya da ceza alanı içine inen her topta hemen orada biten bir oyuncudan eser yok. Sebebini bilemiyorum ama bildiğim tek şey şu ki, Emre Okur bu değil ve isterse sahadaki rakip dahil 22 oyuncunun hepsinin önüne geçer ve farkını konuşturur. Emre kardeşim, kalan maçlar senin için milat olsun, mukavelen sürüyor ve burası İnegöl. Hiçbir şey karşılıksız kalmaz. Sen kendini sahaya ver sonrasında istediğin her neyse de kendiliğinden sana dönecektir zaten. Sol önde İsmet Hakkı mücadele anlamında iyi fakat haftalardır söylüyoruz yorulan ve oyunun son bölümlerinde oyundan düşen bir futbolcu. Ben teknik heyetin yerinde olsam bu futbolcuyu oyunun son yarım saati oyuna alıp, kroşeyi rakibe indirmeyi denerdim. Raif ise yine sahanın istekli oyuncularından biriydi ama yetmedi. Çünkü herkes ondan gol bekliyor, o da cezaalanı içinde bazı anlarda pozisyonların içinde yer aldı ama gerçek tek eskisi gibi çabuk ve ani vuruş noktasında sıkıntı var. Onunda bence iki sebebi vardır. Birincisi maç eksiği. Çünkü ilk yarı fazla maç oynamadı ya da o yetenekler seni yavaş yavaş bırakıyor. Umarım ilkidir. Hüseyin Ali Pala´yı alan, en azından ilk yarıda gol sorununu çözen takımın santraforu diyen kimse alnından öpüyorum. Bu futbolcuya sözümüz yok ama şunu bir düşünelim, şampiyonluğa oynayan bir Gümüşhanespor sana Hüseyin Ali Pala´yı verip İsmail Köse´yi alıyorsa sebebi ne diye? Sonradan oyuna giren Hamit benim umut bağladığım ve bu kısa dar zamanda kendisinden bir şeyler beklediğim bir oyuncu ama nasıl süre alır, kadronun neresinde kendine yer bulur o da teknik heyetin bileceği iş. Hacı ile Ömürcan´da özellikle Hacı oyununun son bölümlerinde oyuna dahil olmasına karşı olumlu top kullandı, erken oyuna alınsa belki dahada iyi olabilirdi ama ofsayt gerekçesiyle sayılmayan golde topu kendi vursa ne ofsayt söz konusu olacaktı nede bunları konuşacaktık. Neden topa kendi vurmadı, o da ayrı bir durum. Ömürcan her maçın ve hemen hemen her dakikası aynı olmak üzere oyuna giriyor. Bundan teknik heyetin bu futbolcunun çabuk adam geçmesine ve bileklerin inceliğine güvenmesi doğal. Fakat şunu unutmayalım, genç savunma kurgusu olan takımlarda bu pek işe yaramıyor. Hantal ve ağır stoperleri olan takıma sözüm yok ama Karşıyaka bu ölçüde bir takım değildi. Son olarak şunu söyleyelim, takımın eti butu bu ve bu puanları bu arkadaşlar topladı. Bu kayıpları yine onlar sağladı. Şunu unutmayalım, kötülük ve art niyetten kimseye fayda gelmez. Sizin kapasiteniz buraları hak eden bir oyuncu topluluğu değil, benim gördüğüm gizemli bir sessizliğiniz var. Sorun neyse, kiminleyse başta kaptan Kemal olmak üzere oturun konuşun ve durumu bir an önce çözüme kavuşturun. Fazlaca insanları gerginliğe kaptırmadan sezon başında şampiyon yapacağız diye aldığınız kulübü sağ salim limana yanaştırın… |