Bundan 2 hafta önce Sivas Belediye karşısında aldığımız mağlubiyet sonrası, ben dahil hemen hemen herkes şunu düşündü; acaba geçen yıl yaşadığımız kaosu bu yılda yaşayacak mıyız? Ancak Bayburt’ta kimsenin beklemediği galibiyet, ardından Sarıyer karşısında alınan galibiyet bir anda hedefin farklı konuma gelmesine neden oldu.
2 takımın da galibiyet istemesi, özellikle ilk yarı ofansif anlamda güzel bir futbol izlememize neden oldu. Sarıyer’de Bahrican ve Taha’nın olmayışı bizim için avantaj olurken, buna rağmen yerlerine oynayan isimler de elinden geleni yaptılar. İnegölspor’da savunma ve kaleci Gökhan ciddi hata yapmazken, orta sahada Emir oynadığı futbolla bu takım için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösterdi. Bahadır ve Mustafa Kayabaşı ise bu maçta daha fazla sorumluluk aldılar ve mücadele anlamında ellerinden geleni yaptılar. Furkan Mızrak ve İsmet Hakkı iyi niyetli mücadelesine rağmen yeterince Ömer Faruk’u istedikleri topla buluşturamadılar. Özellikle İsmet oyundan alınırken maç berabere devam etmesine rağmen yavaş oyundan çıkmasına anlam veremedim. Bekler Serkan golün asistinde pay sahibi olurken, Yunus Emre eksiklerini giderme yolunda ilerlemeyi sürdürüyor.
İnegölspor rakibi sahada silip atan bir görüntü vermese de kazanma adına rakipten bir adım isteyerek sonuca ulaşmış oldu. İşin aslında burada Şaban Yıldırım'ın dokunuş farkı da takımda bir kıpırdanmaya yol açtı. Kolay gözüken rakiplere karşı kaybeden İnegölspor fikstür dezavantajını lehine çevirmiş oldu. Sırada Çorum deplasmanı var. Puan olur mu? Olur. Neden olmasın ki… Sadece başta inanıp sonra sahada varını yoğunu ortaya koymak gerek...