Değerli okurlarım, bu haftaki yazımda sizlere ekmek israfı konusunda seslenmek istedim. Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde israf konusunda yetkililer bir kampanya düzenleyerek, ülkemizde israfın korkunç boyutlara ulaştığını açıklayarak, konu ile ilgili gerek basın yayın yolu ile gerekse camilerde vaazlar ve Cuma Hutbelerinde vatandaşların israftan kaçınmaları anlatıldı. Ancak ben bunların yeterli olduğunu sanmıyorum. Bence daha fazlası gerektiği inancındayım. Öyle ki, tüm insanlarımızın kafalarına israf konusu kazınmalı. İllerde Valilik ve Belediye Başkanlığı, ilçelerde yine Belediye ve Kaymakamlık tarafından el ilanları, afişler basılıp dağıtılmalı ve konu sürekli canlı tutularak insanlarımızın israftan kaçınmaları sağlanmalıdır diye düşünüyorum. Yaptığım kısa bir araştırma ile gördüm ki ekmek israfın da ürkütücü bir tablo ile karşı karşıyayız. Geçenlerde çorba içmek amacı ile gittiğim Seydi Baba Lezzet Durağı´ında, sahibi Seydi Oktay´ın ekmek israfını önleme adına güzel bir uğraşı verdiğini gördüm. Seydi Oktay kardeşimiz ekmekleri birer lokma halinde doğrayarak müşterilerine servis etmekte, doğradığı ekmeklerden ufalanan parçaları da yemek artıkları ile karıştırıp sokak hayvanlarına verdiğini anlattı. Bu davranışından dolayı ben kendisini tebrik ettim. O da bana, “Keşe bütün lokantalar benim yaptığımı yapıp ekmek israfını bir nebze olsa önlesek ne kadar iyi olur” dedi. Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde bir günde yaklaşık beş milyon ekmek çöpe atılıyor. Yurdumuzun dibinde Suriye´de açlıktan telef olan yüzlerce insanı ve Afrika´da yine aynı şekilde açlık ve susuzluk çeken insanları zaman zaman televizyon haberlerinde ibret ile izlemekteyiz. Ben çöplerde ya da bir duvarın veya bir ağacın altına atılmış ekmekleri gördükçe içim sızlıyor. İsrafın böylesine pes demekten başka söyleyecek söz bulamıyorum doğrusu! Bakınız, yüce kitabımız Kur´an-ı Kerim´de A´râf Sûresin de ne deniyor: “Ey Ademoğulları! Her Namaz kılacağınız da güzelce giyinin. Yiyin, için, fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A´râf. 7/31) Peki, biz neden hala israf etmeyi inatla sürdürüyoruz? Bu konu da yeterince duyarlı değil miyiz? Ben altmış yedi yaşındayım ve benden de yaşlı olanlar çok iyi hatırlarlar. Ekmeği karne ile aldığımız o kara günleri. Üstelik birinci sınıf, ikinci sınıf diye iki tür ekmek çıkardı. Birinci sınıf ekmeği parası olanlar yine karne ile alırdı. Şimdiler de bakıyorum bu nimetler biraz bayatladı diye çöpe atılıyor veya bazıları da aklı sıra hayvanlar yesin diye duvar kenarlarına, ağaç diplerine bırakıyor. Belediyemizin ilçe genelinde muhtelif yerlere bayat ekmekler için koyduğu kutuları birçoğumuz görmezden gelip kısa yoldan çöpe atmaktan çekinmiyoruz. Yüce Rabbim soframızdan nimetimizi eksik etmesin… Kıtlık yüzü göstermeyip, bizleri bir dilim ekmeğe muhtaç etmesin… Amin!.. |