Suriye’de bugün bir insanlık dramı yaşanıyor. Yaraları kolay sarılmayacak, uzun yıllar tesirinden kurtulmayacak acılara şahit oluyor. Suriyeliler ve dünya coğrafyasının tüm insanları bu zulmün ve zaman bitecek, onu da kimse bilmiyor. Bir ülkenin evlatları birbirlerini yok ediyorlar. Tüm Müslümanlar açısından trajik bir durum ile karşı karşıyayız.
Halkına karşı çok acımasızca davranan Esed, kendi iktidarı elden gitmesin diye gözü dönmüş bir ruh haliyle, büyük bir hırs içerisinde kötülük adına ne varsa elinden geleni hiç esirgemiyor. Beşar Esed’in dedesi Süleyman Esed’de ülkesinin iyiliğine çalışmamış, manda döneminde, Fransa’ya mektup yazarak, Nusayrilerin işgalci devlete dostluklarını bildirmiş, Filistin topraklarına akın eden Yahudilerin faziletlerini övmeyi de ihmal etmemiş. Kaynak eserden, Esed ailesinin hikayesine kısaca bir göz atalım. Osmanlı döneminde Hatay’ın güneyindeki, Kardaha’da Süleyman El Vahhiş adlı bir Nusayri aşiret reisi yaşardı. Vahhiş vahşi hayvan demek, Süleyman kuvvetli, cengaver biri olduğu için böyle anılırdı. Oğlu Ali Süleyman Fransız işgalini gördü ve vahşi hayvan anlamına gelen aile adını 1927’de kahramanlığın timsali olan Aslan anlamındaki Esed ile değiştirdi. (P. Seale Asad of syrria cup 1995)
Darbeci Hafız Esed 1963’te ölen Ali Süleyman’ın oğludur. Beşar’da torunu Beşşar Esed için Hafız Esed gibi değil, ılımlı ve demokrasiye önem veren biri denilmişti, fakat bugün Suriye’de ki vahşet Esed ailesinin yabancısı değil ismiyle müsemma bir aile olduklarını herkes görüyor.
Suriye’yi her manada bitirmek için elinden geleni esirgemeyen Esed, Suriye’nin Tarihi zenginliğini de yok ediyor. Esed’in zulmünden zarar gören tarihi yerler yok edilerek yitiriliyor. Tarihi camilere sığınan masum insanları öldürmek için camileri bile hiç düşünmeden bombalatabiliyor sadece camiler değil, aralıksız hala devam eden çatışmalarda farklı dinlere ait tarihi ibadethaneler de hava bombardımanına tutularak büyük hasar görmüş. Suriye her şeyini yitiriyor. İnsanlarını, aydınlarını, Tarihi güzelliklerini yitiriyor. Suriye’ye eğer bir gün barış gelirde Beşar Esed, hala suriye’nin başında olursa hangi yüz, hangi vicdan ile halkının yüzüne bakarak ülkesini idare edecek.
Ey, Esed bütün bunlara değer miydi?
Yaşanılan acılar neye yarayacak?
Suriye eskisi gibi alabilecek mi?
Senin inadın yüzünden Suriye her şeyini yitiren bir ülke haline geldi. Eskiler zararın neresinden dönülürse kar boşuna dememişler. Ey Beşar Esed, daha fazla şanını zorlama. Allah’ın izniyle bunca, günahsız mazlumun ahı yerde kalmayacaktır.