Geçtiğimiz hafta evinde çok ağır saha ve zemin şartlarında Batman Petrolspor’a orta hakemin desteği ile ancak iyi mücadele ederek 3 puanı kaptırdıktan sonra Necati Erkmen yönetiminde transfer tahtası kapalı olan ve 8 puanla düşme potasında bulunan Altay maçına hazırlanarak tek bir sonuca yani galibiyete odaklanarak İzmir’e gitti. İzmir Mustafa Denizli stadında 8 otobüs taraftarının müthiş desteği ile kendini adeta evinde hisseden bir ortamda oynadığı maçı maalesef yediği akıl almaz hatalı gollerle ilk 45 dakikada kaybetti. Kaybettiği sadece bir maç değil 3 altın puanla hem kendisini ateşe attı hem de özgüvenini kaybetti. Tüm bu kayıpların yanında 7 maç canla başla ve büyük özveriyle takımımızın teknik direktörlüğünü yapan Necati Erkmen’i de kaybettiler. Halbuki Necati hoca onlara güvendiği için görevi kabul etmiş ve kaldığı süre içerisinde her maçtan sonra bu takıma güvendiğini tekrarlamıştı. Ancak futbolun bir kuralı var; kötü giden takımlarda ilk önce teknik direktörler gönderilir. Çünkü en kolayı budur. Necati Erkmen takımın gidişatını iyi bulmadığı için istifa ederek ayrıldı. Necati hocamıza emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Necati hoca bu konularda tecrübelidir. Ne yapacağını ne düşüneceğini iyi bilir. Necati Hocamıza bundan sonraki yaşamında sağlık başarı ve mutluluklar diliyorum.

Rakip Altay takımı ülkemizin ve İzmir futbolunun efsane kulüplerinden biridir. Benim hatırladığım 2 defa Süper Ligde yer almış köklü bir kulüp. Ancak uzun yıllar sonra çıktığı Süper Ligden çok çabuk düşerek hızla 2.lige kadar geldi. Transfer tahtası kapalı elinde kalan oyuncularla lige devam ediyor. Topladığı sadece 8 puanı vardı. Düşme potasına demir atmış vaziyette, evinde ağırladığı İnegölspor’a karşı böylesine kolay ve çabuk kazanacağını rüyalarında bile görmediklerine inanıyorum. Maçın başlamasıyla birlikte karşılarında bekledikleri İnegölspor değil de hayaleti ile oynadıklarını görüp maça asıldılar. Maçın daha ilk dakikasında iki gollü öne geçtiler. Rakiplerinin kış uykusundan uyanmadığını görünce de devre biterken günün en kötülerinden biri olan kaleci Egemen’in hediye ettiği üçüncü golle devreye 3-0 önde girdiler. Maçın 2.yarısına da aynı hızla girerek bu yarının başlarında 3 tane daha mutlak gol pozisyonu buldular ancak gol atmaktan yoruldukları için bunları gole çeviremediler. Maçın son yarım saatinde geriye çekilerek topu İnegölspor’a bıraktılar. Ancak İnegölspor çok geç kaldığı için ancak 2 golle daha doğrusu İbrahim Can’la cevap verebildi. Düşme potasında ve tahtası kapalı Altay’a bu 3 puan ne kadar yetecek onu bilemiyorum ancak İnegölspor‘un burada sahada gezinerek bıraktığı 3 altın puan İnegölspor’umuzun başına ne dertler açacak onu bekleyip göreceğiz.

İnegölspor’a gelince teknik heyet maça kalede Egemen, geride Sadık Arda-Batuhan Çakır-M.Emre-Alimert, ortada Yusuf-Uğur-İsmail Zehir, ileride Alpay-Hasan Alp-İbrahim Can tertibiyle çıktığı maçın 2.yarısına başlarken Alimert’in yerine Recep Efe, Uğur’un yerine İsmail Kayalı, Alpay’ın yerine Fatih’i oyuna alarak başladı. Daha sonra Yusuf’un yerine Alican’ı oyuna aldı. Bu değişiklikler oyunumuza biraz olsun olumlu yansıdı. Ancak takım oyunu olarak ilk yarının devamı gibiydi. Fatih’in yakaladığı ve dışarı atılması zor olan 2 pozisyonda topları gole çevirememesi ipimizi çekmeye yetti. Nihayet maçın son çeyreğinde tribün ve kulübenin baskısıyla silkinir gibi oldular ve bunun sonucunda takımımızda ne yaptığını bilen ve rakip müdafaayı zorlayan İbrahim Can’ın 2 golüyle beraberliği aradıysa da takımımız o kadar dağılmıştı ki toparlanmaları imkansız hale geldi. Maç bir 10 dakika daha uzayabilseydi belki beraberlik golünü bulabilirdik. Bu takımda 2 eski kaptanla yolların ayrılması bu oyuncuların yerlerine oynayan kaleci Egemen ve sol bek Alimert birkaç maçtır oynadıkları oyun ve sergiledikleri performansla Bekir ve Orhan’ın pabucunu dama attılar. Dediğimiz çok kolay bir maçta büyük SOS verdiler. Ancak her köşe yazımda ve spor programlarımda bir kaleci daha alınmasının şart olduğunu sürekli vurguladım. Bu 2 oyuncumuz yerleri banko olunca şımardılar mı rehavete mi girdiler onu bilemiyorum. Bu iki oyuncumuzun en kısa sürede toparlanıp kendilerine diğer oyuncularla birlikte çeki düzen vermeleri mutlak şart oldu. Egemen Batman maçının 2’nci golünü rahatlıkla kurtarabilirdi. Ancak seyretmeyi tercih etti. Bir kaleci daha acilen şart oldu. Müdafaamız, orta sahamız ve en önemlisi forvetimiz İzmir’de içler acısı bir oyun oynadılar. Sanki bu kolay maçı kaybetmek için hazırlanmışlar. Pes doğrusu. Batman maçında o ağır saha şartlarında yaptıkları mücadelenin yarısını bu maçta yapsalardı bu kolay maçı çok farklı kazanabilirlerdi. Sezon başında böyle kötü oyunlar oynadılar ancak son 5-6 haftada mücadele etmeye başlamışlardı. Bu nedenle böylesine kolay bir maçta bu kadar vurdum duymaz bu kadar kişisel hata, bu kadar disiplinsiz oynamalarını dorusu 33 yıldır İnegölspor’u takip edip yazan ve 50 yıldır futbolun içinde olan bir kişi olarak kabul etmiyorum. Bu utanç verici oyunlarla ve bu mağlubiyetlerle Necati hocayı’da kaçırdınız.

Sonuç olarak İnegölspor, tahtası kapalı ve düşme potasına demir atmış Altay takımından telafisi zor ağır bir yenilgi aldı. Bu takımın isteksizliği ve sorumsuzluğuna dayanamayıp ayrılmak zorunda kalan Necati Erkmen ile birlikte daha ilk yarı bitmeden 2 teknik direktörü yolladınız. Bu çok üzüntü verici bir durumdur. Halbuki sezona başlarken geçen sezona benzemek istemiyorduk. Bu oyuncular yönetimimize bunu yaşattılar. Şimdi üçüncü bir teknik adam aranacak. Bu teknik adamı seçerken çok daha fazla ince eleyip sık dokumak gerekiyor. Bu saatten sonra doğru bir teknik direktör bulmak gerekiyor. Devreye 3 maç kaldı. Bu hafta 9 puanla 17’nci sıradaki bu ligin yenisi Karaköprü takımını evimizde ağırlayacağız. Bu maçı kazanmaktan başka alternatif göremiyorum. Kazansak da işimiz yine zor ardından 1461 Trabzon deplasmanı var. Son olarak ta evimizde Adana 01 konuk edeceğiz. Bu maç ta çok zor geçer. Altay gibi bir takımı yenemezsen böyle stres dolu hesaplar yaparız. Bu duygu ve düşüncelerle İnegöl sporumuzun Karaköprü maçı galibiyetini yazmak dileğiyle.

“BAŞKA İNEGÖL SPOR YOK”