Malum bu ülkenin derdi bir değil ki?! Bitsin. Bir soldan, bir sağdan vuruyorlar.
Soldan Gezi kalkışmasıyla, sağdan askeri darbe girişimiyle vurdular. Pkk kırk yıldır vuruyor zaten. Fakat hala daha yıkılmadık ve ayaktayız. Ayaktayız fakat tehlike hala geçmiş sayılmaz. Emekli askeri savcı geçen gün tv´lerde bas bas bağırdı. Uyardı. Asıl tehlike gizli kripto fetö´cülerdir dedi. Ve yine geçen gün bir twit attı; “Sayın Cumhurbaşkanım, altını tutamayan, tüm darbeci general/amiralleri terfi ettiren bu komuta kademesi ile YAŞ´a girme, onların oyununa gelme.”
Artık öyle bir hava var ki millet paranoyak oldu. En yakın arkadaşından bile şüpheleniyor insan. Nasıl bir manyaklıktır bu anlamadım gitti. Adamların sızmadığı bir tek umumi tuvalet işletmeciliği kaldı herhalde. Gerçi Fethullah´ın evini de umumi tuvalete çevireceklerine dair haber yayımlandı geçen gün. Tamam şimdi tam oldu. Artık o sektörde de varlar.
Lakin sayın savcının dediklerini yabana atmamak lazım. Unutmayalım ki yüzlerce masum Mısır vatandaşını öldüren Sisi´nin ilk darbe girişiminde Mısır´da halk meydanlara dökülüyor ve başlangıçta zapturapt altına aldıkları vatan savunma yerleri olan meydanları müzikli eğlence yerine çeviriyorlar.
18. gün iyice gevşemiş ve yorgunlar. İşte o ana kadar niyetini gizli tutan sinsice bekleyen sütü bozuk hain Sisi çıkıp yeni bir girşişimde bulunarak katletmeye başlıyor.
Ve Mısır halkı o çok sevdikleri cumhurbaşkanlarını, meydanları koruyamıyor. Batı medyası ve Cia desteğindeki darbecilere karşı kaybediyorlar. Şimdi aynı senaryo burada da oynanıyor. İkinci bir emre kadar meydanları bırakmıyor ve asla gevşemiyoruz. Rehavete yer yok.
İnegöl´de ki pişman paralelci iş adamlarının kurtuluş planı
Şimdi 17/25´ten beri darbe girişimine kadar Fetö´nün nasıl bir tehdit olduğunu tabanda ki bazı arkadaşlarımıza ve pramidin daha üstünde bulunan ekonomik ayağını bile isteye ya da bilmeden oluşturan iş adamlarına anlatamadık. Yaşayarak gördüler ki bu adam korkunç bir takiyyeci. Kırk senedir insanları kandırıyor. Büyük bir çeteyi ekonomik çarklarıyla birbirine bağlamış Allah ve din aldatmacasıyla yönetiyor. Lakin ne demişler? Bir musibet bin nasihatten iyidir. Ki bu musibetle birlikte hem tabanda hem de iş adamları katında bir çözülme başladı. Kimi belkide gerçekten kimiside hocası gibi takıyye yaparak geri vites attı. Tabi kimin samimi olup olmadığını bilemeyiz. Kalplerini yarıpta bakacak halimiz yok.
Peki gerçekten kendilerini devlete ve millete ıspat edip samimiyetlerini göstermeleri için ne yapmaları gerekir?
1-Önce cemaatesel tüm faaliyetlerini, gizli ya da açık terk etmeliler.
2-Savcılıklara gidip itirafçı olmalılar?
3-İtiraflarında bulundukları şehrin ana iskeletini oluşturan imamları, abilerin isimlerini ve nasıl bir görevle görevlendirildiklerini en ufak ayrıntısına kadar anlatıp ifşa etmeliler.
4-Yerel medyayı kullanarak kendilerinin pişman olduğunu söylemeli ve savcının gizli kalmasını istediği bilgiler hariç tüm bildiklerini anlatmalılar.
5-Ateşli birer Fetö muhalifi olmalılar. Sosyal medyayı etkin kullanarak savaşlarını vatan tarafında vermeliler. Mevzilerini kontrol etmeli ve samimiyetlerini bu şekilde göstermeliler. Yoksa yazdıkları 3-5 satırlık pişmanlık sözleriyle sıyırabileceklerini sanmasınlar.
Ayrıca ortalıkta el altında dolaşan, resmi makamların takibinde olan bazı paralelci iş adamları listesinin olduğunu gördüm. Bu listelerde çok önceden bu yapının dernek ve vakıflarından ayrılmış fakat bu ayrılışını resmi bir noter başvurusuyla tescil ettirmemiş çok şaşıracağınız isimler bile var. Ben bu isimleri burada vermek istemiyorum. Zaten yakında ortaya çıkar.
O yüzden bu işadamlarının samimiyetlerine inanabilmemiz için ellerinde ki tüm delilleri, bilgileri yetkililerle paylaşmaları gerektiğini hatırlatıyorum kendilerine. Aksi halde çok başları ağrıyacak.
Büyük bir badireyi şimdilik atlattık. Kırk yıl bir gece için çalışmışlar. İlmek ilmek dokumuşlar. İnce ince sızmışlar. Fakat bu kırk yıllık emeklerini bir gecede heba ettiler. Allah´ı hesaba katmadılar. Milleti hesaba katmadılar. Allah tekrar bu millete bu denli büyük bir ihanet kalkışması yaşatmasın.