Yağmıyor yağmıyor dedik, sızlandık durduk. Yıllardır beklenen kar, nihayet İnegöl’e düştü. Hem de ne düştü.
Sabahın ilk saatlerinde eğlenceli gibi gözüken yoğun yağış etkisini artırmaya başlayınca, başta Bursa-Ankara karayolu olmak üzere hayatı felç etti. Köprülü kavşak çalışması sebebiyle trafiğin kontrollü verildiği Organize Sanayi Bölgesi geçişi, kar yağışı ile düğüm oldu.
Belki siz evleriniz de fark etmediniz ama polis ekipleri için yılbaşı gecesi tam bir ıstıraptı. Polis telsizinden duyduğum bir anons size durumu anlatacaktır; “Tanıdığı, bildi-ği çekici, kurtarıcı olan varsa bu hattan iletişime geçsin…”
İnegöl’ün dört bir yanında kalan araçlar, kayarak şehirlerarası yolu tıkayan TIR’lar nedeniyle tüm kurtarıcılar ve çekiciler dolu olduğu için Polis Amir ve memurları ilave kurtarıcı arıyorlardı. Neyse ki bulundu. Trafik akışı normale döndü derken, Mer-Pa’nın çatısının çöktüğü haberi geldi. Polis, İtfaiye, 112 ekipleri hemen olay yerine intikal etti. Çok şükür kimseye bir şey olmadan atlatıldı olay.
Bitti mi, hayır.
TIR parkında yangın, şehir içindeki kazalar, devrilen ağaç ve çatılar…
Peki şehir merkezi böyle iken, dağ mahallelerin de (köy) durum nasıldı? Anlatmaya gerek yok tabi ki, geçit yok….
Ya elektrik, o da bir var bir yok. Cerrah, Yenice, Baykoca (TOKİ Konutları) Akhisar ve 90 köy, hepsine aynı anda ulaşmak için kaç kar temizleme aracı lazım bilmiyorum ama Büyükşehir Belediyesi 3 adet kar küreme aracı göndermiş. Büyükşehir’in filosunda kaç tane daha vardır acaba, hepsi bu kadarsa Bursa’nın da işi zor!
Yoğun kar yağışlarında ulaşım ve ana hizmetlerde aksamalar olabilir. Şimdi kolaycılığa kaçıp, “O kurum karla mücadele sınavını veremedi, bu kurum sınıfta kaldı” demeyeceğim. Hangi kurumun hangi yoldan sorumlu olduğu da çok önemli değil. Yaşanan ve ileride yaşanabilecek sorunların kaynağını söyleyeceğim size;
İnegöl girişindeki, “Nüfus 236.000” yazan tabelayı bilmeyeniniz yoktur. İşte o tabelanın ısrarla 23.600 olarak görülmesi(!). Ben başka bir sebep bulamadım. Bakın yazıyla yazıyorum, İnegöl’ün nüfusu ikiyüzotuzaltıbin, merkez Belediyeye uzaklığı da 45 kilometre. Yani, Büyükşehir sınırlarına Yıldırım ilçesi kadar yakın değil. Nüfus olarak da bir İznik değil burası. Burası İnegöl! O şehir küçük, bu şehir büyük demek de doğru olmaz, kimse yanlış anlamasın. İznik’de, Yıldırım’da, Büyükorhan’da bizim. Büyükşehir Yasasına da kökünden karşıyım da diyemem. Ancak İller Bankasının bütçedeki kesinti oranını tekrar gözden geçirmesi gerek. Büyükşehir Belediyesine de hunharca kartopu yağdırmanın kimseye faydası yok. İnegöl gibi şehirlerin statüsü tekrar gözden geçirilmeli ve yasada buna göre bir düzenleme yapılmalı. Düşünsenize, kar temizleme için 45 kilometre uzaktan müdahale bekliyoruz. Zaten aradaki 45 Km’nin ulaşıma kapanma riski var. Kim açacak bu 45 Km’yi?... Karayolları! Alın size bir muhatap daha…
Bu geçiş döneminin sıkıntıları 2-3 yıl devam edebilir. Büyükşehir hizmet birimlerinin İnegöl’e kurulması aşağı yukarı bu süreden önce tamamlanamaz diye düşünüyorum. O güne kadar enerjimizi daha gerçekçi çözümlerde kullanmak faydamıza olacaktır. Tam hizmet alabilir duruma gelsek bile, İnegöl gibi il ölçekli Belediyelerin paylarının artırılması ve statülerinin tekrar gözden geçirilmesi, bence gerekli bir durumdur. Eğer köklü düzenleme olmazsa, karlar eriyince söz söylemek için yeni kışlar bekleriz.