• Her yıl Kurban Bayramı yaklaşınca Kurban ile ilgili türlü çeşitli meseleler gündeme gelir. Bunların çoğu artık klasik hale gelmiş dedikodu mahiyetindeki konulardır. Biz yine de bazı bilinmeyen ve önemli gördüğümüz hususları şöyle bir sıralayalım.

• Her yıl Kurban Bayramı yaklaşınca Kurban ile ilgili türlü çeşitli meseleler gündeme gelir. Bunların çoğu artık klasik hale gelmiş dedikodu mahiyetindeki konulardır. Biz yine de bazı bilinmeyen ve önemli gördüğümüz hususları şöyle bir sıralayalım.
•Lügatta yaklaşmak manasına gelen Kurban, din dilinde: ALLAH’a yaklaşmak maksadı ile özel bir vakitte, özel bir hayvanı kesmeye denir. (İbni Abidin. 5/271) Bu tariften de anlaşılacağına göre, her zaman kesilen hayvan Kurban olmadığı gibi her hayvandan da Kurban olmaz.
•Kurban kesmek Hanefi mezhebine göre vacip, diğer mezheplere ve Hanefilerden İmam Yusuf’a göre müekked (kuvvetli) sünnettir.
•Fıkıh kitaplarımızda; “Kurban edilmek üzere satın alınan bir hayvan” tabiri sıkça kullanılır. Bu ifadeden de anlaşılacağı gibi Kurbanlık hayvan ya kişinin kendi mülkü olacak veya satın alınarak o hayvan tam bir mülk edinilecektir. Dolayısıyla kişi kendi mülkü olmayan, yani sahibi olmadığı bir hayvan üzerinde tasarruf yapamaz.
•Buradan hareketle;
•Birisine emaneten bırakılan bir hayvanı o kişi kendi adına Kurban olarak kesse, bu Kurban olarak geçerli olmaz. O hayvanın bedelini sahibine ödemesi gerekir.
•Kurbanlık bir hayvan özürsüz olarak canlı bir vaziyette (tüyü ile boynuzu ile iç organları ile vs.) tartılarak kilosu üzerinden pazarlık yapılarak satın alınabilir. Bunda bir sakınca yoktur. Çünkü burada Kurbanlık hayvan canlı ve tam bir bütün olarak Kurban ile mükellef olan kişinin mülküne geçmiş olur.
•Fakat;Kurbanlık hayvanın sadece etinin kilosu üzerinden yapılan bir pazarlık geçerli değildir.
Şöyle ki:
Kurbanlık bir hayvan üzerinde alıcı ile satıcı “Şu hayvanı kestikten sonra yalnız etini tartarız, etin kilosu şu kadar liradan olmak üzere kaç kilo geldi ise, (Örnek: 100 kilo et X 10 TL’den 1000 TL) onu sana öderim diye pazarlık yapılsa bu geçerli olmaz. Çünkü bu pazarlıkta hayvan, canlı olarak, eti, derisi, tüyü, tırnağı boynuzu, kanı, sakatatı iç organları vs. vs. ile Kurban kesecek olan şahsın malı olarak onun tam mülküne geçmemiş olur. Bu da Kurban ile mükellef olan kişinin tamamına sahip olmadığı bir mal üzerinde tasarruf yapması demektir ki bu caiz değildir. Hz. Peygamber (as) sahip olunmayan malda tasarruf’u yasaklamıştır. (İbni mace talak bahsi)
• Kurbanlık hayvan için böyle bir mülkiyet anlayışı eşyanın tabiatına, ticari geleneklerimize de aykırıdır. Zira burada cüz’ü üzerinden yapılan bir pazarlık ile bir malın tamamına malik ve sahip olmak gibi bir tezat vardır.
•Yine bilinen bir gerçektir ki, Kurbanlık hayvanın “boynuzu kırık, kuyruğu, kulağı kesik vs.” özürlerden uzak olması şarttır. O halde derisi, boynuzu, kuyruğu vs. (zımnen) pazarlık harici tutularak satın alındığı varsayılan bir kurbanlık hayvanda bu kabil özürleri aramak ta abes olur.
•Ayrıca kurbanlık hayvan henüz kesilmeden kaybolsa veya çalınsa veya ölse bunu kim tazmin edecektir, satan mı, alan mı? Muayyen ve kesin bir fiyat üzerinde anlaşma sağlanmadan böyle bir pazarlık ihtilaflara sebep olacağı açıktır. Ortada temlik (kesin mülk edinme) yoktur.
•Yine fıkıhta; Satın alınan bir kurbanlık hayvan herhangi bir sebeple kesilemez ve kurban bayramı günleri de geçerse, o hayvan canlı olarak fakirlere tasadduk edilir (sadaka olarak verilir) diye bir hüküm vardır. O halde eti üzerinden pazarlık yapılan bir hayvan alıcının tam mülküne geçmediğine göre, kesilmeden bayram günleri de geçti ise bu hayvan fakirlere nasıl tasadduk edilecektir..? Hayvanın mülkiyeti satıcı ile alıcı arasında kalmış durumdadır.
•Hanefi ve Şafii mezheplerinde Kurban kesilecek büyükbaş hayvanlarda ortaklık caizdir (hisseli kurban) Maliki mezhebinde Aynı ev haklı arasında ortaklık caiz ise de aile fertleri dışında büyükbaş hayvan dahi olsa Kurbanda ortaklık caiz değildir.
•Hanefi mezhebinde Kurban ortaklarından hepsinin niyeti Kurban kesmek olmalıdır. Altı kişi kurban niyeti ile bir kişi et niyeti ile ortak olursa bu caiz olmaz.
•Şafii mezhebinde böyle bir ortaklık caizdir. Yani altı kişi kurban niyeti ile bir kişi de et niyeti ile ortak olsalar bu geçerlidir.
•Bu günkü şartlarda kurban gece de kesilebilir. Çünkü ışık ve aydınlatma imkanları fevkalade gelişmiştir. Eski kitaplarda Kurbanın gece kesilmesi mekruh denmesinin sebebi gece aydınlatma imkanı olmadığı içindir.
•Kurbanın veresiye alınması veya hediye olmasında bir sakınca yoktur. (DİA 26/438)
•Kurbanlık hayvan başka birisine kestiriliyorsa kesim ücreti ayrıca verilmelidir.Kurbanın derisi veya eti ile kesim ücreti ödenmez.Bazı insanlar burada bir yanlış yaparak kesim ücreti yerine kurbanın derisini vermektedirler..
•Ev halkından kurban bayramı günlerinde nisap miktarı malı olan her fert için Hanefilere göre kurban kesmek gerekir. Diğer mezheplere göre ise bir eve bir haneye bir kurban yeter. Sahabeden Ebu Eyyüb el-Ensari’nin “Biz tek bir koyun keserdik. Kişi onu kendisi ve ailesi için keserdi; hep birlikte yerlerdi ve ikram ederlerdi. Sonra insanlar bununla övünür hale geldiler” şeklindeki açıklaması bunun delilidir. (Tirmizi-Edahi,10 DİA 26/438)
•Ölü için Kurban: Vasiyetinin veya adağının bulunması halinde ölen kimse için (bıraktığı maldan) kurban kesilmesi gerekir ve etinin tamamı fakirlere dağıtılır. Vasiyyeti veya adağı yoksa, Şafii mezhebine göre ölü adına kurban kesilmesi caiz değildir. Malikilere göre ise mekruhtur. /DİA 26/437) Bunun delili:
Sahabeden Hunneş (r.a); Hz. Ali’yi iki koç keserken gördüm ve bunlar nedir dedim;
Hz.Ali, “Rasülüllah bana kendisi için kurban kesmemi vasiyet etmişti; işte ben onları kesiyorum, buyurdu” demiştir. (Ebu Davut 2/85)
Kurban mutlaka bayram namazı kılındıktan sonra kesilmelidir. Enes b.Malik’ten rivayet edildiğine göre, bir adam Kurban Bayramında namaz kılınmadan önce kurban kesti. Hz.Peygamber ise ona, yeniden kurban kesmesini emretmiştir (İbni Mace 2/3152)
•Kurban, Hanefilere, Maliki ve Hambelilere göre üç bayram günlerinde, Şafii mezhebine göre dört bayram günlerinde kesilebilir. Sıkışıklığa ve izdihama meydan vermemek ve sağlık şartlarına riayet etmek için acele edilmemeli, belediyelerin koyduğu kurallara riayet edilmelidir.
•Herkes birinci günü keseceğim diye hayvanlara eziyet etmek ve hoş olmayan görüntülere sebep olmak toplum sağlığı ve çevre temizliği açısından, İslam ve Müslümanlar aleyhine kötü propaganda (dedikodu- eleştiri) ya sebep olacağı için vebal ve günahtır.
•Kesilen kurbanların etlerinden fakirler azami (en yüksek) derecede istifade ettirilmelidir. Bazı duyumlarımıza göre kocaman bir büyükbaş hayvanı kurban niyeti ile kesen kimi Müslümanların birkaç kilo et dağıtmakla iktifa ettikleri, kimilerinin de bütün bir büyük hayvanı kendi mutfağı için hazırlattıklarına şahit olunmaktadır.
•Canlı kurban bağışları veya kurban etleri ve derileri, İslamın inanç ve ahlak ölçülerini benimsemeyen kurum ve şahıslara yapılmamalıdır.Buna dikkat etmeyenler Allah katında sorumludurlar.