Biz millet olarak yaşadığımız olayları acıları çok çabuk unutuyoruz ve çok çabuk gaza dolduruşa geliyoruz. Ondan sonrada ödenmesi gereken acı faturalar ile karşı karşıya kalıyoruz ve son pişmanlığın fayda vermediğini iş işten geçtikten sonra anlıyor, pişman oluyoruz ama son sonrası acı faturalar hepimizin adına çoktan yazılmış oluyor.
İçeriden ve dışarıdan birileri adeta sözleşmişçesine Türkiye’yi yıkmak, yakmak, batırmak istiyorlar.
Bu kudurmuş iştah hali ile hareket edenlere bu fırsatı vermemeliyiz. Aksine birlik içerisinde olmamız gerekiyorken, her yerde kavga haline girilmek ister gibi öfke ile hareket edildiğini görüyoruz. Milletvekilleri bile birbirlerine sürekli hakaret ederek işi kavgaya kadar götürebiliyorlar.
12 Eylül öncesini yaşayanlar bilir Türkiye çok zor günler yaşayarak bu günlere gelebildi. O günler bizlere tecrübe olmalı ibret olmalı ve Türkiye’yi karanlık güçlerin sömürme, batırma, emellerine karşı koruyabilmeliyiz.
Devlet ve millet olarak daha ileriye götürebilmeliyiz. Eğer bunu yapmazsak bu gemi batar ve hepimiz yok oluruz. Bu güzel ülkede yaşayarak ülkemizin güzel nimetlerinden faydalandığı halde ülkemizi batıra adına and içmiş gibi hareket eden insanları görünce bunlara insanın içinden yazıklar olsun sizlere demek geliyor. Türkiye’ye acı reçete yazmak isteyenler yine iştah ile Türkiye’yi nasıl hasta adam durumuna düşürebiliriz düşüncesi içerisinde hareket ediyorlar. Türkiye particilik zihniyetinden ok çekti. Bu anlayışı artık bırakmak zorundayız. Bu yüzden birbirimizi kırarak beraberliğimizi bozmamalıyız. Ülke siyasetini hatta dünya siyasetini takip edelim ama particilik adına ayrımcı olmayalım. Suriye, Irak, Mısır, Yunanistan ve Ukrayna’da bize coğrafi olarak çok yakın olan ülkelerde yaşanan olaylar bizlere hiç ders vermiyor mu?
Bu kadar mı uyuyoruz.
Yazar Kemal Tahir’in bir sözü var. Biz bu topraklarda devletsiz yaşayamayız Diyor. Yine yazar sayın Alev Alatlı’nın güzel bir tespiti var. En kötü devlet bile devletsiz olmaktan daha iyidir.
Türkiye zor günlerden geçiyor insanlar güllük gülistanlık içerisinde yaşayamıyorlar ama yinede iyide, kötüde olsa şükür hayat devam ediyor. Allah göstermesin Suriye, Irak ve benzer durumdaki ülkelerin durumuna düşmüş olsak sağlık, ulaşım, eğitim, sosyal güvence, elektrik, su gibi hizmetlerin hepsi aksayacak belki olmayacak geleceği unutacağız. Can derdine düşeceğiz. Türkiye Tarihi yaşanmış acılar ile dolu bu yaşadığımız acılara ve yakın komşu ülkelerde yaşayanlara da bakarak ibret alalım. Irk, parti, mezhep ve ideoloji adına birbirimizi kırıp zarar vermeyelim. İktidar ve muhalefet ülkemizin geleceği adına bir kucaklaşabilseler her şey daha başka olur. Türkiye’de yaşayanların bugün buna çok ihtiyacı var. Birlik beraberlik içerisinde bu zor günleri birbirimizi kucaklayarak hep beraber üstesinden gelebilelim. Olanlar olduktan sonra ah vah içerisinde dövünmenin hiç kimseye ve ülkemize faydası olmayacaktır.
Yoksa güzel ülkemizde yaşanılanlar hayra alamet değil. Akıllı insan yaşanılanlardan ibret almasını bilendir. İşte bütün mesele burada. İbret alabilmek.