Başlık belki ağır gelebilir. Fakat şuanda İnegölspor olarak durumumuz tamda bu noktada adeta. Son maçlarda yaşadığımız kayıpların ardından düşme hattına inmemiz ve bu girdaptan çıkma adına takım olarak bir şey yokmuş gibi davranmamız. Belki şeytanın bacağını kırabiliriz umuduyla gittiğimiz Batman deplasmanında da kaybetme geleneğimiz bozulmayınca, alt sıralar psikolojisini daha da fazla hissetmeye başlamış olduk.
Kadromuz sezon öncesi zaten vasattı. Sakatlar, kadro dışı kalmalar derken, iyice yerle bir olduk. Fakat buna rağmen bu maçta yaptığımız oyunu 2. bölgede tutma sonrasında yakalayacağımız sürpriz ataklarla gol atma düşüncemizi oyunun 75. dakikasında uyguladık, pozisyon bulamadık. Rakip karşısında zorlandık.
Fakat buna rağmen puan alabileceğimiz maçta uyduruk penaltı golüyle puansız ayrıldık. İlerde forvetsiz, orta alanda yetersiz, savunmada acemi oyuncu grubuyla da yapılacak olanda anca bu kadardı. Her hafta söylüyoruz; takımda zaten hamle oyuncusu yok. Buna rağmen takımın tecrübeli oyuncuları farkındalık katmazsa olmaz diye ama maalesef kendimiz söylüyor, kendimiz dinliyoruz.
Oynamayan oyuncular oynuyor, değişen yok. İlk 11 oynayan, hala puan anlamında neredeyiz diye görmüyor. Bütün bunların içinde umutla beklentimiz sürüyor.
Kalan maçlarda fikstür zorlu oynanan, oyun umut vermediği gibi kadro zaten dar ve bizim devre arasına kadar elimiz kolumuz bağlı. Ortada 6 maç var. 3’ü içerde, 3 deplasman. Bu maçlarda neler olur bilemem ama bildiğim tek bir şey var ki, orda hata yapma şansımız yok.
Devre arasında çok iyi takviyelerle bir an önce alt sıralardan kurtulma adına yapılacak transferlerde çok iyi kararlar almalı ve de bu kulübü seven herkesle istişare edilmeli. Çünkü zaman birlik ve beraberlik zamanı.