Değerli okuyucularım…
Halk arasında “On bir ayın Sultanı” diye bilinen oruç Ayı Ramazan’a kavuşmuş bulunuyoruz. Bütün insanlık alemi ve tüm Müslümanlara ve özelliklede ülkemize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.
Ramazanın manevi atmosferi ile İslam ülkelerindeki istikrarsızlık inşallah dualarımız ve Rabbimizin yardımı ile bertaraf edilir. Ülkemizin kanayan yarası olan “Terör” bela-sının da kalplere ve kafalara Allah’ın lutfedeceği merhamet duyguları ile ortadan kalmasını da en içten duygularımızla temenni ediyoruz.
Her sene yaşanan Ramazan bereketi ile varlıklı kardeşlerimizin ve devletin şefkatli elleri ile yardıma muhtaç olanların ihtiyaçlarının karşılanması hem Allah’ın emri, hem de İslam kardeşliğinin ve insanlığın bir gereğidir.
Dünyadaki kavgaların çoğu “senin var benim yok” sebebine dayanmaktadır. Hatta bu varlık-yokluk kavgası illa ki mal ve servet gibi maddi sebeplere de dayanmaz. Bazen bu kavganın hak, hukuk, hürriyet, kendisini ifade edememe ve kişilik haklarına dayandığı da bir gerçektir.
Eğer insanlar isterlerse Ramazan ayının manevi iklimi onların maddi ve manevi bir çok problemlerine çare olabilir. Bu konuda ki iradeyi Yüce yaratıcı bize bırakmıştır.Biz ondan irademizle isteyeceğiz o da yüce kudreti ile bunu yaratacak önümüze koyacaktır. Tarihte bunun nice örnekleri vardır.
RAMAZAN AYI: Kur’an-ı Kerim’in beyanına göre; “ayların adedi yerlerin ve göklerin yaratıldığı zamandan beri on iki dir.” (Tevbe 36). Bu on iki ayın her kültür ve medeniyete göre isimleri vardır. Hz.Rasülüllah’ın (as) yaşadığı toplumun diline ve tarihi geleneklerine göre de bu aylardan birisinin adı “RAMAZAN” (Ramadan)dır.Tefsirlerde bu kelime üzerinde de durulmuş, bunu etimolojik manaları anlatılmıştır.
RAMADA; Yaz sonunda, son baharda yağıp yeryüzünü tozlardan ve kirlerden temizleyen yağmur gibi bu ayda tutulan oruçlar sebebi ile günahlardan temizlenip yıkanmak veya güneşin hararetinden kızgın hale gelen yerde yalın ayak yürümekle yanmak manasına, sıcak mevsimde tutulan oruç ile günahların yanıp yok olması sebebiyle de bu aya RAMAZAN ismi verilmiştir denilmektedir.
Daha sonra izah edeceğimiz gibi adı başka olsa da, geçmiş peygamberler zamanında da bu ‘Ramazan’ ayına eş ayların veya zamanlar olduğu da tarihi gerçektir. ORUÇ ibadetinin hem geçmişte hem de Hz. Rasülüllah (as) zamanında aynı ayda ifa edildiği/yerine getirildiği de bir gerçektir.
RAMAZAN ayı kendi başına bir mana ifade etmez. Ramazan denilince akla ilk gelen tabii ki ORUÇ ve ona bağlı olarak diğer ibadetlerdir. Bunları sıra ile hem tarihi serüveni içinde hem de dinimiz İslam açısından bütün yönleri ile ele almaya çalışacağız.
Bütün Ramazan ayı boyunca yazacaklarımızın çoğu bilinen şeyler olup hafızamızdaki ve sosyo kültürel olarak yaşamakta olduklarımızdan meydana gelecektir.Belki bazı konularda mevsim itibari ile günün şartlarına uygun yorumlarda bulabileceksiniz.
Eğer bizim yazılarımızda ezber bozan bazı ifadeler bulursanız, bilinki içinde yaşadığımız asrın ve mevsimin toplum hayatına yansıyan zorluklarına Kur’an açısından kolaylıklar söylemek, insanımızı hangi şartlarda inancının gereğini nasıl yerine getireceğini anlatmaktan ibaret olacaktır. Bunlar yeni de değildir. İslam fıkıh/ibadet hukuku tari- hinde var olan örneklerdir.